Mustafa Kemal Atatürk'ün, tarihi "Bursa Söylevi" amacından saptırılmadan algılanmalıdır...

Takvimler, 05 Şubat 1933 tarihini gösteriyor.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, BURSA’DA

Türk Gençliğine, Çok Önemli Bir Mesajını Aktarıyor…!

Önemli olan ise bu söylevi doğru algılayabilmektir.

Bu çok önemli bir husustur.

Çünkü; Öyle her devlet adamının söyleyemeyeceği kadar yürekli bu söylemden hareketle;

Rotayı yanlış yöne kıranlar olabilmektedir.

Bakın Atatürk bile, başkaldırıdan söz ediyor, askere, polise karşı dur diyor, diyenlerdenseniz siz henüz iyi düşüncelere erişememişsiniz demektir.

Atatürk ne diyor itirazıyla;

“Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla” korun, saldır diyor diyerek, algılamakta ısrarcı iseniz, sizin algılama kapasiteniz oldukça dar kalıplar arasına sıkışmış demektir.

Polise bile bak, Atatürk ne demiş..?

“”( “Polis henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.)””

Demiş…

Benim algılamama göre demiş ki; Polis doğrudur, doğru ve hakkaniyet taraftarı, yasalardan yana tavırlı olmalıdır…

Ben böyle algılarken, sen eğer, Polisi hakir görecek kadar küçük beyinli isen,

Polise de, askere de, bana da, yazara da, çizere de, hukuka da saldırabilecek kadar akılsız ve fikirsizsin…!

YANİ SEN “TÜRK GENÇLİĞİ” DEĞİLSİN…!

Yani sen “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün umut ettiği, görmek istediği, Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği, onun anlatımıyla;

İşte Benim Anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği..! hiç ” değilsin…

SEN BU ÜLKEDE YAŞAMAYA, HİÇ DE LAYIK, DEĞİLSİN….!

Sen ya vatan hainisin, ya başka bir devletin ajanı, yahut da iyi yetiştirilememişsin…!

“Baş Öğretmen ATATÜRK” ten, doğru bir şekilde yeniden algılayasın diye, aşağıya metni tam olarak ve senin için öz Türkçeleştirerek aldım….

SEN BU ÜLKEDE YAŞAMAYA, ÇOKTA LAYIK BİRİSİN….!

Doğru algılayabilirsen sen gerçekten, “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyebilmekle onurlanan “TÜRK GENCİ” sin..!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN, “BURSA SÖYLEVİ”

( 05 Şubat 1933 - Bursa )

“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.

Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.

Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir.

Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.

Genç, “Polis henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.

Mahkeme onu yargılayacaktır.

Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar.

Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İŞTE BENİM ANLADIĞIM

Türk Genci ve Türk Gençliği..!

SONUÇ OLARAK:

Türkiye Cumhuriyeti düşmanı ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bursa’da “Türk Gençliği”ne aktardığı bu tarihi söylevini evirip çeviriyor, kendi anlağınca yorumluyor, çünkü o;

Mustafa Kemal Atatürk’ün anlatmak istediği, görmek istediği, TC. emanet ettiği Türk Gençliği değil…!

Yasadışı bu düşüncelerin mensupları olan genç ya da yaşlı bir takım aymazlar, bu ülkenin topraklarında keyiflerince özgürlüğün tadını çıkartırlarken, diğer taraftan da, gerek aşırı uçlarda solda ve gerekse de şeriat özlemine uzanan aşırı sağda kendilerini bu söylevin gölgesinde savunmaya çalışıyorlar...

TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÜLKEDİR, ATATÜRK MİLLİYETÇİSİDİR..!

Hiçbir siyasi yahut örgütsel yapının bu devleti, bu rejimi yıkabileceğini bizlerin ömrü yettiğince göreceğimize inanmıyorum.

Türkiye güçlü bir sosyal ve kültürel yapıya sahiptir.

Atatürk İlkelerinden birisi olan “Milliyetçilik” Ulus kimliklerimiz üzerine odaklıdır.

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Etnik olarak birtakım aymaz çıkışların sesleri kulaklarımıza kadar geliyor ise, biliniz ki;

Türkiye Cumhuriyeti, ülkesel olarak tüm fertleriyle demokratik ve özgür yaşam tarzını benimseyen demokrat ve çağdaş sayılı bir ülkedir.

Anayasal hak ve özgürlüklerimiz, bir diğerimizin haklarına ve özgürlüğüne zarar vermediği sınıra kadar bizleri özgür bırakabilmektedir.

Fikir özgürlüğünden, basın ve yayın özgürlüğünden, demokratik siyasallaşma özgürlüğünden her daim yana olmak ise;

Atatürk’ün temellerini atarak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’mizin olmazsa olmaz koşutudur.

Öner SAMANLI

Türkiye ve Dünyanın En Kapsamlı

“ATATÜRK SİTESİ”

http://www.ataturksitesi.com

Kurucusu ve Editörü