Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '08

 
Kategori
Tarih
 

Mustafa Kemal bütün yönleri ile bilinmelidir.

Mustafa Kemal bütün yönleri ile bilinmelidir.
 

Mustafa Kemal ile ilgili en iyi bildiğimiz şey bellidir.
Sansür.
Her şeyde olduğu gibi, Mustafa Kemal’in hayatı da inanılmaz düzeyde sansür denen illetin pençesine takılmıştır.
Marifet bu ya.
Sansür edenler, Mustafa Kemal’i yücelttiklerini sanırlar.
Ama bilmezler ki o sansürlenen bilgiler, süreç içerisinde bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Ve tarihimizin en önemli kişiliği hakkında yarım yamalak bilgilerin utancı ile geleceğimizi tasarlayacağız.

Hızlı bir giriş yapalım.

Mustafa Kemal çapkın değil miydi?
Bal gibi de çapkındı.
Ve birçok aşkları olmuştur Mustafa Kemal’in.
İlk ergenlik dönemlerinden beri.
Birçok defa gönül ilişkisi içerisinde olduğu sevgilileri olmuş.
Türlü nedenlerle ilişkileri yürümemiş.
Türlü nedenlerle ilişkilerine nokta koymuş.
Sofya’da ataşemiliter olduğu dönemde azmı aşk ve gönül ilişkisi yaşamış?

Mustafa Kemal içki içmeyi de seven birisidir.
Özellikle rakıyı çok sever.
İlk kez rakıyı nerede içtiği hususunda rivayetler vardır.
Ali Fuat Cebesoy’un önerisi ile rakı içmeye başlar Mustafa Kemal.
Harb okulunda okuduğu dönemlerde Ali Fuat Cebesoy’la sınıf arkadaşıdır.
Ali Fuat Cebesoy, İstanbul’un Kuzguncuk semtinde oturmaktadır.
Ailesi ile birlikte.
Ve Mustafa Kemal, hafta sonları sık sık Ali Fuat Cebesoy’ların evine konuk olur.
Bir hafta sonu Ali Fuat Cebesoy’la piknik yapmaya giderler.
Alemdağı’na
Yanlarında, işlerini gören bir kişi daha vardır.
Çeşitli yiyecekler alırlar.
Ama bira bulamamışlardır.
Ali Fuat Cebesoy rakı alır.
Ve Mustafa Kemal’e tatmasını söyler.
İşte ilk kez Alemdağı’n daki bu piknikte Ali Fuat Cebesoy ile rakı içer Mustafa Kemal.
Ve sonrasında rakı içmekten vazgeçmez.

Kimine göre Ali Fuat Cebesoy ile Alemdağı’na değil de Büyük Ada’ya pikniğe gitmiştir.
Ve ilk kez rakıyı, Büyük Ada’da yaptıkları piknikte tatmıştır.

Mustafa Kemal biliyoruz ki gece alemlerini seven bir insandır.
Harb okulu yıllarında, İstanbul’un Rum meyhanelerini mesken tutmuştur.
Hafta sonları sürekli meyhanelere gider ve çakır keyif olana kadar içki içer ve memleket sorunları ile gönül ilişkileri üzerine muhabbetler edermiş.
Hatta bir gün bu milletin başına geçeceğine dair iddialarda bulunduğu yer yine bir meyhanedir.
Ve arkadaşlarının alayına mazhar olur.
Masadaki arkadaşları da Nuri Conker, Ali Fethi ve Salih Bozok'tur.

Mütareke yıllarında İstanbul’da ilginç olaylar yaşar Mustafa Kemal.
Yıldırım Orduları grup komutanıyken İstanbul’a çağrılır.
Trenle Haydarpaşa’ya gelir.
Ve aynı gün İngiliz, Fransız ve İtalyan gemileri boğazdan İstanbul’a giriş yapmaktadır.
Doktor Rasim karşılar Mustafa Kemal ve yanındakileri.
Bir tekneye binerler ve Pera Palas’a doğru giderken, yaveri Cevat Abbas’a düşman gemilerinin geldikleri gibi gideceğini söyler.

Pera Palas’ta çeşitli arkadaşları ile yaptığı görüşmelerde, İzzet Paşa hükümetinin güvenoyu alması için çaba gösterir.
Ne var ki Meclisi Mebusandaki vekil olan arkadaşları, Mustafa Kemal’e verdikleri hiçbir sözü tutmazlar ve ihtiyar Tevfik Paşanın iktidar olmasını sağlarlar.

Herkesin merak ettiği en önemli konulardan birisi ise “Mustafa Kemal neden İngilizler tarafından tutuklanmamıştır?” sorusu.
Bütün ittihatçılar tutuklanmıştır.
Bekirağa Bölüğüne kapatılmıştır.
Ama Mustafa Kemal’e kimse dokunmamıştır.
Oysa Mustafa Kemal Çanakkale’de kendilerini yerle bir etmişti.
Buna rağmen Mustafa Kemal’e dokunmuyorlar.
Mustafa Kemal, mütareke döneminde, gündüzleri Şişli’de ki evinde arkadaşları ile planlar yapmaktadır.
Akşamları ise İstanbul’un gece alemlerine takılmaktadır.
Özellikle de madam Corıne’nin Harbiye’de ki evine.
Ve İstanbul’da verilen her davete icabet göstermektedir.
Çapkın bir görüntü çevresine vermektedir.
İngiliz ajanlar, Mustafa Kemal ile ilgili yaptıkları istihbaratlarda “gece alemini seven, kumar, içki ve kadınlara karşı zaafı olan birisi” şeklinde rapor vermişlerdir.
Bu sebepten dolayı Mustafa Kemal’e İngilizlerin dokunmadığı ileri sürülür.
Bence de doğru bir tespit.
Tabi bir başka önemli noktada şurasıdır.
İngilizler ve Fransızlar, özellikle İtttihatçilere karşı ciddi bir tepki içerisindeler.
Ve bütün İttihatçileri tek tek yakalayıp Bekirağa Bölüğüne gönderiyorlar.
Mustafa Kemal ise İttihatçilerle hiçbir şekilde yıldızı barışmayan birisi.
Her fırsatta İttihatçileri en sert şekilde eleştirmektedir.
Enver Paşa ile harb okulu yıllarından beri bir kez dahi yıldızı barışmamıştır.
Hatta Enver Paşa’nın makamında, birbirlerine silah bile çektikleri yönünde rivayetler vardır.
Ali Fethi, Enver Paşa ve Mustafa Kemal’i Pera Palas’ta bir araya getirerek, barıştırır.
Mustafa Kemal’in İttihatçilere olan tepkisini bilen İngilizler Mustafa Kemal’e dokunmuyorlar.
Ve Mustafa Kemal Bekirağa Bölüğüne kapatılan İttihatçileri sık sık ziyarete de gidiyor.
Özellikle arkadaşı Ali Fethi’yi hiç yalnız bırakmıyor.

Bu konuyu bir süre işlemek gibi bir düşüncem var.
Mustafa Kemal’in aşklarını.
Gece alemlerini.
İçki sofrasını.
Enver Paşa ile olan çatışmalarını.
Ve Mustafa Kemal’in hayatına ilişkin birçok konuyu işlemek hayli keyifli olacak.
Her zaman nitelendirmiş olduğum bir şey vardır.
Mustafa Kemal hayatı ıskalamamıştır.
Hayatın bire bir içerisinde olmuştur.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..