Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '10

 
Kategori
Güncel
 

Mustafa Kemal’i Dizelerde Yaşatmak...

Mustafa Kemal’i Dizelerde Yaşatmak...
 

Ceyhun Atuf Kansu’nun deyişiyle Kurtuluş Savaşlarının Babası Gazi Mustafa Kemal için nice şiirler yazıldı.

Behçet Necatigil’in saptamasına göre, Mustafa Kemal, şiirimizde ilk kez, Mehmet Emin Yurdakul’un “Çanakkale kahramanlarına” sunulmuş “Ordunun Destanı” adlı şiir kitabında yer aldı:

“Ey Mustafa Kemal’lerin aziz yurdu”

Mustafa Kemal üzerine sayısız şiir okudum. Bunların içinde beni en çok etkileyen, Nazım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı”ndaki (Kuvâyi Milliye) dizeler oldu:

“şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: "Üç", dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.”


Binlerce dize, Mustafa Kemal'i anlatır. Bunları sıralamak zor olduğu gibi, bunlardan seçme yapmak da, o denli zordur. Biz, yine de, yazıyı kısa tutma koşuluyla, bir seçme yapalım.

Tahsin Saraç, 5 bölümden oluşan “İşte o ATATÜRK” adlı şiirinin bölümlerini, “Atatürk kimdir?” sorusuna yanıt olacak biçimde düzenlemiş. “İşte o ATATÜRK”le biten bölümlerde, yanıt sayılacak dizeler:

Ezilenlere umut, yanan ilk çoban ateşi

Öpülesi, saygıdeğer kara derilerde

Çekilen bir bayrak var ya özgürlük üzre

Tam yeryüzünde kurdun kuşun kardeşliği

Yansır, yokluğu varlığınca diri

Melih Cevdet Anday, “Atatürk’ün Bir Saati Vardı” adlı şiirine şöyle başlar:

“Atatürk’ün bir saati vardı
Yediveren gül gibi açardı”

“Yediveren”, bilmem biliyor musunuz, “yılda birkaç kez çiçek açan gül” türüdür. Anday,Atatürk’ün saati”ni “yediveren”e benzetiyor.

Anday’ın benzetmesi boşuna değil.

Bu “saat” ne olabilir?

Bunun yanıtını şiirin şu son iki dizesinde bulabilir miyiz?

Atatürk’ün bir saati vardı
Durmadı”

Anday’ın “durmayan” dediği, saat, kuşkusuz, geleceği anlatır, Mustafa Kemal’in getirdiklerini geleceğe taşımak olabilir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Bir Mustafa Kemal Daha” adlı şiirinde, Mustafa Kemal’in açtığı aydınlık yolda, “süreklilik”i vurgular:

“Savaşın sonudur, bitti sanırsınız
Vatan ve bayrak
Bir çocuk daha doğar
Bir Mustafa Kemal daha”

 

Fazıl Hüsnü Dağlarca, bir başka şiirinde (Bayrak Türkü), “esir milletler”e de özgürlük yolunu açtığını, Mustafa Kemal’in evrensel yanını vurgular:

“Parlak devrimlerin
Doğuya güneye esir milletlere, yıldız yıldız
Dorukların çatlağından
Yankıların aydınlığın”


Sunullah Arısoy’un “Mustafa Kemal Düşünür”ünde, Mustafa Kemal’in düşünce evrenini, geleceği kurmada "akıl"dan yola çıktığını anlatır, bir bakıma:

“Gökte ay üşür
Gökte yıldız üşür
Dışarıda gece üşür
Düşmanca kol gezer bıçak sırtı bir ayaz,
Mustafa Kemal üşümez,
Düşünür!”


Suat Taşer, Sendedir Atatürk” adlı şiirinde, “kul”dan “birey”e geçişin, “birey” olma bilincinin insanı özgürleştirdiğinin öyküsünü anlatıyor olmasın.

“ağacım dal sürüyor boy atıyorsa
görüyor, biliyor, inanıyorsam
keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam
dün yokken bugün varsam
sendedir
sendedir Atatürk”


Turgut Uyar, “Gazi Mustafa Kemal Paşa”sında, Mustafa Kemal sonrası olumsuzluklarının izlerini sezinleyebiliriz.

“Ankara’dan gelir geçer trenim,
Bir gün olur elbet ben de binerim,
Varır toprağına yüzüm sürerim.
Biz vatan çocukları, Gazi Paşam,
Dilimiz takılı kaldı;
Diyemezdik;
Boynumuz bükülü kaldı;
Doyamazdık.”



Attilâ İlhan’ın “Mustafa Kemal”i, gericiliğin boyutlarının nereye vardığına, aymazlıktan kurtulmak, “uyanmak” gerektiğine işaret ediyor:

Yaptıklarını yıkıyorlar, Mustafa Kemal!
Hani bir vakitler, Kubilây’ı kestiler.
Çün buyurdun! Kesenleri astılar,
Sen uyudun. Asılanlar dirildi.
Mustafa’m! Mustafa Kemal’im!”


*****

Mustafa Kemal’i 10 Kasım’larda anmak yetmiyor; anlamak, onun gösterdiği, çağdaşlığa giden yolda gitmek gerekiyor.

“Ağıt”larla bir yere varılamaz.

Son sözü Turgut Uyar söylesin:

“Anlı şanlı, yiğit Paşam, genç Paşam
Sana ağıt değil, destan yaraşır”

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..