Mustafa Kemal'im

İttihatçılar, Mustafa Kemal'i hiç sevmezdi. Onlara göre Mustafa Kemal "lüzumundan fazla kendici" idi. Bu nedenle "iktidara yaklaştırmak" çok tehlikeliydi...

Bizzat Enver Paşa şöyle diyordu :

"Mustafa Kemal haristir... Ne verseniz az görür, daha fazlasını ister. Kolordu kumandanı yaparsanız, ordu kumandanlığı ister; ordu kumandanı yaparsanız harbiye nazırlığına talip olur."

Halide Edip Hanım da "Türkün Ateşle İmtihanı" nda: "At nalı şeklinde bir masaya otururduk. Mustafa Kemal durmadan konuşurdu... Özellikle geçmiş günlerden söz ederek bizleri eleştirirdi. Onu dinlerken memlekette işe yarayacak insan olup olmadığından kuşkuya düşerdik. " diyerek, Mustafa Kemal'den yakınır...

İsmet İnönü ise: "O (Mustafa Kemal) bir işte % 95 başarısızlık görse o işe girişirdi; bense % 95 başarı görsem o işe girişmezdim." diyerek kendisi ile Mustafa Kemal farkını çok iyi belirtir... (İsmet Paşa'nın yetiştirdiği aydınlar, o nedenle mi hep pısırık ve öngörüsüz acaba?)

Gençlik arkadaşı Ali Fuat Paşa ise:  "Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa'yı kıskanmıştır." diye yazar. Doğrudur... Enver Paşa özellikle Sakarya Savaşı'nda yenileceğini düşündüğü Mustafa Kemal'in yerini almak için, Batum'a kadar gelir. İstanbul'dan "paşalık" üniformasını ister. Ama düşündüğü olmaz, Sakarya Savaşı kazanılır. Ben bundan sonra Enver Paşa'da büyük bir Mustafa Kemal kıskançlığının başladığını düşünüyorum... Elbet bu kıskançlığın tersi de Mustafa Kemal için söz konusu olabilir. Enver Paşa'nın o önlenemez yükselişini kıskanmamak da elde değildir...

Gene Ali Fuat Paşa: "Mustafa Kemal'in hırsı, Enver Paşa'nın hırsından farklıdır. Enver Paşa'nın hırsı şahsidir. Mustafa Kemal Paşa'nın hırsı ne kadar büyük bir görev alırsa vatana o kadar büyük hizmet edeceği yönündedir." diyerek, Mustafa Kemal'i Enver Paşa'dan ayıran en önemli özelliklerden birini dile getirir...

Mustafa Kemal bir halk çocuğudur. En sevdiği yemek kurufasulye ve pilavdır. Cumhurbaşkanlığı köşkünde yaşarken ayrana ekmek doğrayıp öğlen yemeği diye yer. İktidarın en güçlü adamıdır; ama o gençlik yıllarının birahanelerini hayal eder.

Umumi Katibi Hasan Rıza Bey'e şöyle yakınır: "Şöyle herkes gibi sokağa çıkamıyorum... Burada (Çankaya'da) mahpus gibiyim. Bıktım, usandım... "

Gerçekten de özellikle son yıllarında yalnızlığı korkunçtur. Hastalığı ilerledikçe, yalnızlığı daha bir artar... Son dönemlerinde gençlik arkadaşı Ali Fuat Paşa'yı yanından ayırmaz. Gençlik günlerini yad ederler Paşa'yla...

Ali Fuat Paşa' ya bu nedenle sürekli: "Paşa, beni yalnız bırakma !" diyormuş...

"Paşa, beni yalnız bırakma !"

Bu cümleyi ne zaman hatırlasam, yüreğim kanar....

Söyleyin ey ülkem insanları, ey bu satırların okuru :

"O' nu yalnız mı bırakacağız ?"

................

Ölümünün 74. yıldönümünde aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyorum Mustafa Kemal Paşa' m. Nurlar içinde yat...

Antalya / Kasım 2012