Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '08

 
Kategori
Tarih
 

Mustafa Kemal'in İstanbul'dan Anadolu'ya geçişi ve ailesiyle vedalaşması

Mustafa Kemal'in İstanbul'dan Anadolu'ya geçişi ve ailesiyle vedalaşması
 

Bir Güneş Doğuyor


- Bu yıl, Cumhuriyet'imizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk
ölümünün 70. yılı münasebetiyle çeşitli törenlerle anıldı.

- 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı, bağımsızlık savaşına başlaması ve Türkiye
Cumhuriyet'ini kurması Asya ve Afrika'da birçok ulusun bağımsızlıklarını kazanmasında
örnek teşkil etmiştir.

- Bu vesileyle Mustafa Kemal'in İsanbul'dan ayrılışı, Annesi ve kızkardeşine hüzünlü ve onurlu vedasını paylaşalım istedim; Mondros Mütarekesinin
imzalanmasından sonra vatan yer yer işgal edilmeye başlanmıştır. Bu sırada, Mustafa Kemal Şişli'deki evinde arkadaşları ile vatanın kurtarılmasını planlamıştı. Bu evde alınan karar gereğince İstanbul'dan ayrılacaktı. O'nun bu düşüncelerinden habersiz olan padişah Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'ya lll. Ordu müfettişliği görevini vermiş, İstanbul'dan ayrılmasına fırsat sağlamıştır.

- 15 Mayıs 1919 günü, kendisini ziyarete gelen arkadaşlarını uğurlarken şöyle diyordu:
''Bu geceyi annem ve kız kardeşimle geçireceğim. Size veda ziyaretine gelemiyeceğim. Şimdi
ayrılmış olalım''

- Şişli'deki evin üst katında annesi yatıyordu. Kalbinden rahatsız olan Zübeyde Hanım
yataktan kalkamıyordu. Mustafa Kemal konuklarını uğurladıktan sonra, Makbule hanıma yemeği annesinin odasında yemek istediğini söyledi. Annesinin odasına sofra hazırlandı. Son gecesini
annesiyle baş başa geçirmek istiyordu Mustafa Kemal, ona söyliyecekleri vardı. Gidecek belki
bir daha dönmiyecekti.
- Mustafa Kemal odaya girdi, annesinin elini öptü. Bağdaş kurup sofraya oturdu. Lokmalar boğazından geçmiyordu. İlk kez anesine içini döküyordu.

- '' Ben yarın Anadolu'ya gidiyorum anne. Buralarda neler olacağı belli değil. Selanik'in
başına gelenler buralarında başına gelebilir. Yurdu ben kurtaracağım. Elimden ne gelirse onu
yapacağım. Ne ki bu işte tehlike çoktur. Başarabilmem iç huzuruna bağlıdır. Beni meraklandırmayın gözüm arkada kalmasın. Benden yana kaygılanmayın. Bu işte gidip dönmemekte
vardır. Hakkını helal et anne. Beni iyi dinle Makbule, sakın buradan ayrılmayın, işler kötüye gitse
bile, bütün paranızı harcayın. Paranız biterse değerli neyiniz varsa satın. Bir kez daha söylüyorum,
ne olursa olsun, buradan ayrılmıyacaksınız. Bir savaşa giriyorum ben, başaramazsam sizi öldü-
rürler. O zaman bende ölmüş olurum. Ama, gücünüzü yitirmeyin.''

- Bu sözler Zübeyde Hanım'ı da, Makbule Hanım'ıda çok etkiledi. Ağlamaya başladılar.
Zübeyde Hanım'ın zayıf kalbi sarsılmaya başladı. Hemen doktor Rasim Ferit Bey'e haber salındı.
Uzun bir süre sonra kendine gelebildi Zübeyde Hanım. Mustafa Kemal onu yatıştırmak için:
''Anne sen üzülme, ben size, olabileceklerin en kötüsünü söyledim. Bu iş başarılabilir de.Yurt
kurtulur, tekrar buraya döner, sizi yanıma alırım.''dedi.

- Mustafa Kemal Paşa'yı Galata rıhtımına götürecek otomobil Şişli'deki evin kapısı önünde
bekliyordu. Ayrılık zamanı yaklaşmıştı. Mustafa Kemal gitmek üzere kalktı. Annesiyle kucaklaştı, onun ellerini öptü. Makbule Hanım'ın yanaklarını öptü. Belli etmeden içten içe ağlıyorlardı. ''Hoşca
kalın'' dedi ve atlarcasına merdivenlerden aşağı indi. Kapıda kendisini uğurlamaya gelen arkadaş-
larına veda eden Mustafa Kemal, Rauf Bey'le birlikte otomobiline bindi. Ev halkı ve komşular pencerelere yığılmışlardı. Herkes ağlıyordu. Bir ara makbule Hanım hıçkırıklarını tutamadı.
Büyük Türk annesi Zübeyde Hanım, Makbule Hanım'ın böyle hıçkıra hıçkıra ağladığını hoş görmedi;

- '' Sen asker kardeşisin, böyle hıçkıra hıçkıra ağlamak yakışmaz sana. Hem gidenin ardından
da bunca ağlanmaz. Üzüntünü belli etmemelisin. Haydi Konuklara şerbet ez..'' dedi. Sonra kulağına
eğildi kızının; '' Hele yurdu kurtarmaya gidenlerin arkasından hiç ağlanmaz!''


- Galata rıhtımına gelen Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey'le vedalaştı, tam ayrılırken Mustafa Kemal, Rauf Bey'in kulağına eğildi; ''Ben gidiyorum Rauf, dedi, belki bir daha görüşemeyiz. Başın
sıkışıp İstanbul'dan çıkmak istersen Anadolu'da beni bulursun.''


- Türk Ulusunu kurtarmak için yola çıkan Mustafa Kemal, köhneleşmiş Bandırma Vapuruna
biner binmez, Kaptan İsmail Hakkı Bey'e hareketi çabuklaştırmasını söyledi. Kızlulesi civarında
İngiliz motoru tarafından durduruldu. Gemi İngiliz, İtalyan ve Fransız subaylarınca durdurulmuştu.
Gemiyi arayacaklardı. Amaçları silah bulmaktı.

- Mustafa Kemal, Boğazda demirli İtilaf devletlerinin gemilerinin toplarını göstererek şunları
söyledi:

- '' Bunlar cephane ve silah arıyorlar sanırım. Ama Türk'ün savaşma azmini hiç hesaba kat-
mıyorlar. Bütün güvendikleri işte bu maddi kuvvetlerdir. Oysa, büyük ülkümüzün ve bağımsızlığı-mızın gerçekleştirilmesi için içimizde sakladığımız manevi güçlerimizi kimse bulamayacaktır.''

- Yabancı subaylar gemiden ayrılmaya başladılar. Mustafa Kemal ve yanındakiler rahat bir
soluk aldılar. Bandırma Vapuru düdüğünü uzun uzun öttürerek oradan uzaklaştı. (16 Mayıs 1919)

- İşte 19 Mayıs 1919'da Samsun'da doğacak olan güneşin adı olan, Mustafa Kemal'in İstanbul'a vedası böyle oldu.


-Bugün Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar bu ruh sayesinde bozulmaya mahkumdur. Mısak'ı Milli sınırlarımız içinde ki güneş ilelebet payidar kalacaktır..

 
Toplam blog
: 465
: 1550
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Çevreye saygı, insanlık görevi olarak algılanmalıdır. Bankacılık ve finans yöneticiliği  uğraşım ..