Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

MUSTAFA,KEMAL'in yetmiş yıl önce biten ,''Yeryüzü konukluğu''...

MUSTAFA,KEMAL'in yetmiş yıl önce biten ,''Yeryüzü konukluğu''...
 

O, Mustafa, Kemal; içimizden biri miydi?... Evet!... Evet, o, bir halk çocuğuydu... Bu gün olduğu gibi, o gün de, imparatorluğun ilkeleri doğrultusunda eşit askeri bir eğitim alıp, Tanrı'nın ona verdiği yetenekleri geliştirip, hırsıyla ve azmiyle en üst mertebelere gelebilen bir halk çocuğu...

Ne kayırmalardan, haksız seçilişlerden geldi o günlere ne de seçkinlerin desteğiyle... O seçkinleri , halkla beraber, peşinden sürükledi... O ne yaptıysa kendi marifetiyle yaptı... O, bir insan sarrafıydı!... Mevlanayı ilgiyle izlerken, Batı felsefesini de ilgiyle izledi... Doğu cephesine komutan olarak giderken, yanında bir sandık dolusu bilimsel kitap ve roman da taşıyordu!... O, bilimden yana, analitik düşünen, araştıran, sorgulayan, inceliyen ve dahiyane sentezlere ulaşan ve aynı zamanda hepimiz gibi insan olan, sözünü esirgemez, açık yürekli, ''bir insan, Mustafa''ydı!...

Veliaht Vahdettin'le yaveri olarak birlikte gittikleri Almanya gezisinde, Alman İmparatoru ve genel kurmayına ifade ettiği siyasi öngörüleri gizli bir hayranlıkla izlenirken, cephedeki başarılı askeri uygulamaları da, Britanya kurmaylarınca kıskançlıkla izleniyordu... Tıpkı Enver Paşa'nın izlediği gibi... Lenin'e Beyaz Ordu'ya karşı destek verirken, Batı ülkelerinin kabul etmediği, sürgündeki Troçki'yi İstanbul'da dörtbuçuk yıl ağırlıyacak kadar da farklı bir vizyona sahipti...

Ve o, aynı zamanda aşiret reisi de olan farklı tarikatlara bağlı şeyhlerin ve ayrıca paşaların, Osmanlı'yı İngiliz ve Alman altınları ve iktidar hırsına nasıl sattıklarını bizzat görüp yaşadı... Peygamber soyundan gelen Mekke Şerifi Hüseyin ve oğlunun bu İslam Coğrafyasındaki birliğe , İngilizler'le işbirliği yaparak yaptıkları hainlikleri... Bunları hiç unutmadı!... Bu yüzden o günkü reel durum içersinde, o, ''Kurtlar Sofrası''nda, yıllar önceden hayal ettiği ''Cumhuriyet''in ve sonra ''Ulus Devletin'' o günkü hassas dengeler içinde temelini atarken maksimalist rüyalara hiç dalmadı!...

Gazi, Mustafa Kemal Paşa, yetmiş yıl önce ''Yeryüzü Konukluğu'' nu terk etti...Bu gün özgür bir yurttaş olmama ve varolmama katkı sunup, bu satırları bana yazabilme imkanı verdiği için, ona en derin şükranlarımı sunuyorum!...Bir kez daha ruhu şad olsun, nurlarla dolsun...

Bir imparatorluk; İran platolarında bir müddet soluklanıp, ordan kalkıp Anadolu'ya geçen Kayı boyuna kurulması nasip olan... Selçuk'lu ve Doğu Roma'nın kültürel ve siyasi mirasını taşıyan ve altı yüzyıl bu coğrafya da yetmiş ikibuçuk milleti Türk'ü, Ermeni'si, Rum'u , Yahudisi, Arap'ı , Kürd'ü başta olmak üzere bünyesinde barındıran... Ve 1391'den, yani kuruluşdan doksan iki yıl sonra da, başta yaşadıkları topraklarda hor görülen , Romanya Yahudileri olmak üzere, İspanya'daki soy kırımdan kaçıp, bu coğrafyaya sığınan ve Rusya'dan ve de Hazar'dan gelenler de dahil; beş-altıyüz yıldır, bu İbrani kökenli insanların insan gibi bu coğrafyada başta Selanik olmak üzere, Edirne, İstanbul ve İzmir i yerleşim ağırlıklı olarak diğer sosyal yapılarla farklı şekillerde, kaynaşıp yaşamasını sağlayan!... Ve onlardan üretimin ve yönetimin ( diğer unsurlar gibi, kurallar dahilinde ...) her kademesinde yararlanan!...

Ve ondan örnek alınarak, hassas dengeler içinde zorla Batı'ya kabul ettirilmeye çalışılan ve sonunda gerçek anlamda, '' Türk üst kimliğiyle'' kurulan, eşit yurttaşlardan oluşması ön görülen laik ve görece demokratik olması istenen üniter bir yapıya sahip minimal bir ''Ulus Devlet''!... Ve geleneğe bağlı, asker-sivil bürokrasinin yönetiminde kendini iç dinamiklere ve Tanzimat'tan bu yana Batı'ya dönük yüzümüzle, dış dinamiklere bağlı olarak geliştirilmesi düşünülen bir rejim ve kısa dönemde yapılan göreceli reform hareketleri....

Günümüzde rejimin korunması ve geliştirilmesi için yapılan açıklamaların en anlamlısı, Orgenerel İlker Başbuğ imzası taşıyordu: '' Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin temelini oluşturan ulus devlet ve üniter devlet yapısına , Cumhuriyetin temel nitelikleri olan; demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti niteliklerine sahip çıkma ve koruma, hiçbir ayrım yapılmaksızın, kendisini Türk Ulusu'nun bir ferdi olarak hisseden herkese düşen bir görevdir!...

Evet artık, bu ülkenin gündemini; basiretsizlikten kurtulmuş, yeni bir siyasi birlik içinde ''Bir Toplumsal Birlik''e nihai kavuşmak için yapılması gereken; öncelikle gerçek(!) ''Sivil Toplum'' yapımızın niceliğini ve niteliğini arttırmaya çalışan, demokratik, ekonomik, eğitim ve hukuksal anlamda ilerici dönüşümler işgal etmelidir!... Daha ''çok geç'' olmadan!...
 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..