Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Mustafa Suphi'lerden bu yana faili meçhuller

1921
Kanunisani 28
Karadeniz
Burjuvazi
Biz
Onbeş kasap çengelinde sallanan
Onbeş kesik baş
Onbeş arkadaş
Yoldaş
Bunların sen isimlerini aklında tutma
Fakat
28 Kanunisaniyi unutma!

Bundan 89 yıl önce, 1921’de, 28 Ocak’ı 29 Ocak’a bağlayan gece, TKP’nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı Karadeniz’de, Trabzon yakınlarında, Sürmene - Araklı açıklarında, elleri arkadan bağlı halde boğuldular. Bu toprakların Burjuva devletinin tarihinin ilk faili meçhul katliamıydı bu. Son katliamı da olmadı elbette. İttihatçıların karanlık eylemleri belki de ilk kez Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Ulusal Kurtuluş mücadelesine aktif olarak katılmak üzere Türkiye’ ye giriş yaptıklarında, 15 yiğit insanın kahpece katledilmesiyle başladı. Oysa bu gelişle ilgili bir dolu yazışmalar yapılmış ve Mustafa Kemal’ in izni bile alınmışken kayıkçıbaşı Yahya Kaptan ve adamları tarafından Karadeniz de vahşice katledildiler. Bu katliamın perde arkasındakiler açığa çıkmasın diye daha sonra Yahya kaptan da öldürüldü. Sovyetler Birliğinde bulunan Türklerden bir direniş ordusu hazırlayıp, kuvayi milliye güçlerine katmayı düşünen devrimcileri kim öldürttüyse bugün hrant Dink’ leri de aynı güçler öldürtüyor. Öldürülenler değişiyor ama görüyorsunuz, yöntem değişmiyor. Yine tetikçiler iş başında ve çoğu zaman onlar da ortadan kaldırılıyor, sonuçta bu karanlık cinayetlerin ardındakiler her zaman kendilerini gizlemeyi başarıyorlar. Karadeniz... Bunu duysun derinliklerin: O ateşli göğüsleri delen hançerin Kabzasını alacağız biz elimize!.. Mustafa Suphi, Etem Nejat ve yoldaşlarının sinsi bir plan sonucu Karadenizde katledilmelerinin üzerinden neredeyse bir asır geçti, bir yıl sonra aynı güçlerce öldürülen Yahya Kaptan’ ın dışında sorumlu yok ortada. Abdi İpekçi’ ler, Muammer Aksoylar, Bahriye Üçoklar, Uğur Mumcular ve en son sevgili Hrant Dink yine o bildik planlar ve karanlık çevrelerce aynı yöntemlerle öldürüldüler. Onlarca bilim adamı, aydın, demokrat, binlerce devrimci bizce malum, faili meçhul cinayetlere kurban edildi. Darbeler sonrası yargısız infazlar yapıldı, yüz binlerce insan işkence ve baskılara uğradı. Bütün bu cinayetlerin sonrasında ya göstermelik birkaç tetikçi yakalandı, çoğunun da hala katilleri bulunamadı. Bazıları da gerek kamuoyunda, gerekse kimi medyada günlerce kahramanlar gibi manşetlere taşındı. Toplum giderek bir akıl tutulması yaşıyor. Tüm bu yaşananlar, ortaya saçılmış darbe planlarına karşın, toplumun büyük kesimindeki bu aymazlık, kurum fetişizmi ve sözüm ona ulusalcı duyarlılıkları doğrusu anlamak mümkün değil. Artık zamanı değil mi; ölülerimizin hesabını sormanın? 12 Eylül darbe anayasasından kurtulmanın, yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapmanın, gelmedi mi; zamanı? Kahramanmaraş, Çorum olaylarının, Madımak cinayetinin, 76 da yaşanan 1 Mayıs kitle katliamının, Susurlukların perdesini aralamanın tam da zamanı değil mi? Daha neyi bekliyoruz? ayhanongun@gmail.com

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..