Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '10

 
Kategori
Şiir
 

Müstafi zamanlar

Biz motorlarla, gürül gürül fendik
Süreçle kültürleşip ne zorluklarla
Emek ve çabayla, kıtlık anayı yendik

Çırayı akıl tuttuk, ziyayı nehirle
Lakin alındı elden, zamlı vergili mehirle
Kaldık akıldan, bilimden, insanlıktan tehirle.
Köylü efendisiyken, sarıkla sarıldı başımız
Takkeli köylülükle, birbirimize avara
Oy vermeye de giderdik, gibi davara

Motor iştahlarla, sürüklerken günü
Cengâverine, toprakla cebelleşir
Emeği harcı âlemden bilmez
Bir ses duyarda kendimiz gaiple
Yaratılmışlardan sayar sofraya
Dağa taşa, kurda kuşa, da saçar
Şeytana da, buyur derdik
Biz, iştah motor homurtularla, şendik

Şevk olunca dün, üstüne gün
Motor iştahtandı; hayaller iştah

Biz geçerdik dolunay ışıklarda türkülerle
Türküler yüce, duygular yüceden de yüce

Motor boyunu, sarıp tutmadı mı ekini
Akıl olur diye herhalde
Kovar yanında, koymazdı şeytanın tekini
Alıverirdi danışman, tarikten fırlamışı
İfritten izole yaşar, iblis eline düşerde
Yaratanadır, tevazu
Yaratılana teslimle pekini!

Yırtar iken homurtularla
Toprağın bağrını
Bizdik rızkı âlemi, saçarken
Hissederdik namussuz ellerin ağrını
Ne Umutlardan gübreler
Gözyaşlarıyla sulanan un öğütmeler
Âdem yerde, Hava gökte
Biri sel, biri fırtına esmekte
Ötesi de kalmamış
Peygamber sopayla kovalar
Kaportamız akislerle bomboz bakırdan
Çökkün avurtla yüzümüz, kaçmaz güle
Tam takırdan

Biz köyde yaşar köylüydük
Köylük yer diye, kardılar harcımızı?
Elektriği, Güneş'li yerde yaktılar*
Ölümüze de, dirimize de, imamla baktılar
İstemezdi, demokrasi, insan hakkı, vatandaşlık
Nemize gerekti, yer ivermiş, dağ ezivermiş
Takva ehlinden olmalı!
Büyüklere saygı, küçüklerine sevgi
Her bir şey vardı, kerameti ehlinde!
Sevap almak isteyenler, buyursunlar la, dolduk
Dinledikçe, hem akıldan, hem keseden olduk

İlk gün ışımaları vurur iken
Kaportamıza, kaygılarla
Kendimizi veremezdik işe
Gün tepemizde, cehennem ensemizde
Azrailin nefesini duyar gibi oluruz
Üç Kulhu, bir Elham, dokunur dişimize
Akustikti, traktör sesleriyle türkümüz
Günü sürükleriz, şükreden güven, gelime
Bilmezdik ki, eskiden duyulan korkuyla
Yeni oldular, akli selime.

Döndükçe traktörün tekeri
Umudumuzu korurduk
Uçkunurdu tohum yerine
Şafak kıvılcımlanmalarıyla devimlerimiz
Lakin kör olası şükür güvenmelerim
Selsebil hoyratlarla, tuz buzla aşina.

Her şeyi kayıptır da, kaybetmez tek
Başta sarığı, ayak ve dudakta yarığı
Varken umudu, tava tava karığı
Alamaz ise üründen, giyer çarığı
Aklına düşer de, kötü kaderedir
Bar bar, bağırırı
Anlamadayken müstafi zamanlarım

Erk zamla döndükçe
Direksiyonla, ha bire tutardık rota
Rahmet vergisi, namert vergisi
Erkten konurdu kota
Keçelerden mazot koy verirdik
Bilmedikte bize vuran
Bizim elimizdendi, oyla
Namazsız, niyazsız
Gözü doymazı üslenir suçla
Zorlanıldıkta düşünmekten
Koy verirdik zorta
Hem ezberimizdi, hem özgürlüktü
Hem de; on beş tedaviye bedel!

Saltanatım yesin, kürküm desin
Söz söyleyenin, anlam bilmeyenin

Sevemedik memleketimizi
Yağız çehrelerin tam takırını
Akistik kaportaların boz bakırını
Kör kuyularda kurşunlanırken
Düze çıkma heveslerimiz

Jean Jakopyen değildi urbalarımız
Amerikan sargısıyla yumuşatılırken tenimiz
Plaza pazarlarında takılırken
Özgürlük, hak, düşünce diye
Küften nazarlıklarımız

Daha göletsimiz küçüktü
Yüzemezken gemicikler
Alkış tutardık gözyaşı birikmelerimizle
Hele bir bahar gelsin idi taşkınları
Felaketten Dumuzi ürün hakkı
Yükü groston olurdu okyanuslu seyri seferle
Biz, namert ambarların düş artığı
Halil İbrahim bereketi sofra beklentilerle
Yeni umutları gömerdik toprağa, gübre niyetine

Sırıl sıklam duygular
Gözden artık, akıldan beri
Sırıl sıklamdır uygular

Homurtular yerine
İniltilerle yırtılır bozkır
Şaha kalkmıştır tozdan sütun
Umutlar var edilir
Egzoz dumanlarıyla yarışır ulvilikte
Heyhat! Yer sancılı, gök şimşek şimşek
Âdem yerde, Hava gökte hışım eder
Cana kasıttır; biri sel, biri fırtına ile koyuverir
Allah sevmez ise, peygamber sopa ile boy verir
Kalmamıştır öteye de umut
Yer zalim, gök zalim
Ölümlerle gösterilir talim
Yeni cennetlerdir somut
Vaazlarladır, vaat olunan komut.

Kutsal değildi, kutsala imledik sarığı
Faydandık, aramıza ara durdu, yarığı

Emekti, var eden, doğurganla kutsalı
Traktörlerimiz vardı, sahiplenende mutsalı

29.09.2009

Pekin: Kesin bilgi. Öznel olarak suyun havuzda durulması gibi zihnen durulan bilgi. Nesnel olarak eğer sıcaklık madenleri genleştiriyorsa, ısıalan cisimler genleşir bilgisi, pekin bilgidir.

Elektriği, Güneş'li yerde yaktılar*: Işığa, ışık; kinayeden matuf anlatım. Atatürk aydınlanmacılığını yani köylerde başlatılan süreçli devrim ışığını, uyanışı karalayıp, kurulu düzeni yakın hoşlanmalarla, elektrikle karartma.

 

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..