Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '13

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Müşteriler Tekstili terbiye ediyor...

Müşteriler Tekstili terbiye ediyor...
 

Bugün Dünya gazetesinde "Tekstil terbiye oluyor" diye bir haber var. İspanyol perakende devi Zara, Türkiye'deki tedarikçilerini takibe alırken Türk tekstiline olumlu imaj kazandırmak için seferberlik başlatmış.

Bu konuda Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerde teksil ve hazır giyim üretiminde kullanılan zehirli kimyasalların kansere yol açtığı yönündeki rapora istinaden dev markalar sıkı bir denetim başlatmış. Zara markası Türkiye'den alımını yaptığı 50 şirketi denetime sokmuş. Bu girişim tekstil terbiye sektörünü de harekete geçirmiş. Harekete geçen tekstil terbiye sektörü "Türkiye'de üretiliyorsa kansorejen  değildir" imajı yaratma hedefine kilitlenmiş.

Bu konuda çok geç kalındı ama geç de olsa aşama kaydetmek önemlidir. Üretimin her aşamasında öncelikle sağlığa ve çevreye değer vermeyi süratle öğrenmemiz gerekiyor. Bu çabaları öncelikle kendimiz başlatmamız gerekirken dış alım baskılarının tıkanması neticesinde başlatıyor olmamızı sorgulamamız ve yaptığımız yanlışları kabul ederek süratle aksiyon almamız gerekiyordu zaten. Batı'lı tüketiciler bu konuda çok hassaslar, o nedenle Zara gibi dev markalar zaten aksiyon alıyorlar. Çünkü Batı'da haksız rekabet eden, kanunlara riayet etmeyen, müşteriyi yanıltan firmaların yaşamasına artık müsaade edilmiyor ve firmalar çok büyük şekilde cezalandırılıyorlar. Bu firmaları yöneten CEO'lar da daha etik davranmak için alımlarını sorguluyorlar ve dürüst çalışmayan tedarikçileri ile artık çalışmak istemiyorlar. Çok etik bir davranış, piyasanın bu yola girmesi dünya için çok sevindirici gerçekten.

Üretimde çalışan insanları, üretim girdisi olan kimyasallardan koruyamazsak, hem o üretim yapılan çevreyi hem o üretimi yapan insanları hem de nihai  noktada o üretimden faydalanan insanlara zarar vermiş oluruz. Bunun neticesinde oluşan kötü imaj da ülkenin ekonomik performansına zarar veriyor. O nedenle dürüst çalışmak, bilinçli çalışmak, bilimsel olmak ve bilinçli tüketici olmak zorundayız. Türkiye'de çok dinamik bir tekstil sektörü var. İnanıyorum ki Tekstilciler bu aşamaları başlangıçta biraz fedakarlık yaparak, yatırım yaparak bu konuyu geçeceklerdir. Devlete de büyük iş düşüyor aslında. Kendi düzenleyici kurallarını sürekli güncel tutmalı, kendi personelini sürekli dünyayı takip edecek şekilde donatmalı ve artık yapamadığı denetim işlerini de yapmaya veya piyasaya yetki vererek yaptırmaya çalışmalıdır.

İşin bir de çevre kirliliği boyutu var. Bu kirlilikle de etkin mücadele edilmelidir. Devlet kimyasalla yoğun çalışan tekstil terbiyecileri de bir araya toplamalıdır. Çünkü atık kirli suların temizlenmesi için kurulacak arıtma tesislerinin ciddi maliyetleri var. Her bir firmanın tek tek arıtma tesisi kurmasındansa ortak, daha geniş bir arıtma tesisi kurulması ve kanal bağlantıları ile tüm tekstilcilere hizmet vermesi daha akılcı olacaktır. Bu yolla dereler, ırmaklar, toprak, insan ve kentler de kirlenmeyecektir.

 

  

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..