Herkesin hayat dair söyleyecekleri var. Kimi içinde saklar düşüncelerini kimi paylaşır. Söylenmemiş sözler anlamsızdır diyerek zihnimdeki sözlere anlam kazandırmaya çalışıyorum.
Yavaşlığa dair
Yıllar önce okuduğum bir kitapdı Ölü Ozanlar Derneği. Sonraları filmini izlesemde kitapdaki tadı alamamıştı. “Carpediem” uzun süre düşmedi dilmden. Anı yaşamak!!! Dediğin gibi zamanla anlamsız bir yarış içinde insanoğlu. Oysa koşarken kaçırdıklarımız yıllar sonra acıyla burkuyor yüreğimizi. Pişmalıklarımız genelde yaşadıklarımaza değil de yaşayamadıklarımıza yönelikdir diye düşünüyorum. Oysa acele etmeden sindire sindire, tadına vararak yaşasak hayatı. Hayalleri ile özlemleri arasında sıkışmış bir hayat, ikisi arasında koşdukca insan nafile bir yorgunluktan ziyade birşey elde edemiyor. Ataol Behramoğlu’nun söylediği gibi Yaşadıklarımdan öğrendiğim birşey var, Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi, Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten, Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği .....................
12 Haziran 2006 08:46- Toplam blog
- : 1
- : 409
- Kayıt tarihi
- : 10.06.06