Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '06

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Mutfağımdan

Mutfağımdan
 

Oldum olası yemek yemeyi çok severim. Hatta üniversite yıllarında arkadaşlarım yıllığımıza benim için uyumak ve yemek yemek onu hayata bağlayan önemli iki etken diye yazmışlardı. Haksız da sayılmazlar bebekliğimde annem karnımı doyurmak için burnumu sıkarmış uyanayım diye.

Hiç uyumayan ablamdan sonra anneme hediye olarak gönderilmişim zannediyorum. Yıllar geçse bile fiziksel ihtiyaçlarımın başında önce güzel bir uyku ama sonra muhakkak yemek yemek gelir. Ben öğünlerini geçiştiren insanlara hep şaşarım. Evde yalnızdım şöyle birkaç yudum bir şeyler atıştırdım, işte bana uzaydan gelen yaratıklar gibi tuhaf gelen sözler. Hiç birkaç yudum bir şey ile öğün geçiştirilir mi?

Ben yemeğe tören gibi bakarım. Her şey yerli yerinde olacak önce bir tas sıcak çorba ortada muhakkak mevsimine göre bir tabak salata, ana yemek ve tatlı. Eğer tatlı yoksa ilerleyen saatlerde meyve. Bu kadar yemeğe düşkün olduğumu yazdım diye sakın beni obez falan zannetmeyin. Son günlerde moda olan beden kitle indeksi hesaplarında normal çıksam da şöyle hafif balık eti kıvamındayım. Bu kadar yemeği seviyorum ama evlenmeden önce mutfakta son derece başarısızdım. Bekar evlerinin baş tacı olan makarnayı dahi pişiremeyen, patates kızartmayan ama şükürler olsun ki sahanda yumurta yapmayı becerebilen bir yetenek düşmanı. Neyse nikahta keramet var derler ya evlendikten sonra bizim nikahın kerameti mutfakta kendini gösterdi. Şimdi yemek kadar yapmayı da seven becerikli bir kadın oldum. İşte size kayınvalidemden öğrendiğim salçalı ekmek tarifi, çayın yanında iyi gidiyor, biz severek yiyoruz umarım siz de beğenirsiniz.

Bir paket yaş maya

Yarım su bardağı sıvı yağ

Alabildiğince un

Ilık su

Birkaç kaşık toz şeker

Biraz siyah zeytin

Bir miktar domates salçası

İstenirse ceviz içi

Bir tutam tuz

Bir yumurtanın sarısı

Önce bir su bardağı alınır. İçine birkaç yemek kaşığı toz şeker konulur üzerine maya ilave edilir. Ilık su ile bardak yarısına kadar doldurulur. Zaten bu yazdıklarım mayanın üzerinde de yazıyor tarifi okuyup mayayı çözdürebilirsiniz. Daha sonra bir kap alınır ( Kap geniş olsun mümkünse leğen gibi bir şey), unu eleyin, unu ne kadar elerseniz hamur kabartma şansınız o kadar yükselir. Ortasını havuz yapıp önce çözülmüş mayayı sonra yağı katıp biraz karıştırın. Hamura biraz da ılık su katın ve yoğurun. Hamurunuz çok set olmasın kulak memesi kıvamı iyidir. Sonra üzerine hafif nemli bir mutfak peçetesi kapatın. Sonra şöyle güzelce sarıp sarmalayıp sıcak bir yere koyun. Yaklaşık yarım saat veya 40 dakika sonra hamurunuz mayalanmış olacaktır. Ondan 3 yada 4 yumak yapın. Ben her bir yumağı ben mutfak mermerinde açıyorum siz nerde yaparsınız bilmiyorum. Yuvarlayın yani elinizle açıp daire şekli verin. üzerine biraz yağ sürün(sıvı yağ) sonra salça ile üzerini bulayın. İşin sırrı elinizin her yerine salça bulaşacak tabi hamurunuza da. Daha sonra başka bir yerde çekirdeğini çıkarttığınız ve kafanıza göre parçalara böldüğünüz siyah zeytinlerinizi ve isterseniz ceviz içinizi salça ile buladığınız hamurunuzun üzerine serpiştirin. Sonra hamurunuzu tek bir hamle ile iki taraftan katlayıp ters çevirerek yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin. Bu arada kalan diğer hamur yumaklarını da unutmayın. Sonra bir yumurtanın sarısını fırça ile tepsiye koyduğunuz hamurun üzerine sürüp, çörek otu veya susam serpin. Önceden ısıtılmış fırına verin. Fırının derecesi nedir diye sormayın benim fırınımın derecesi yok. Annem daha ben üniversiteye giderken almış , o nedenle teknolojiye henüz ayak uyduramadık. Çeyiz geldiğinde bozulunca atacağım ilk eşyam demiştim oda inatla yıllardan beri duruyor, sanki beni duydu mübarek. Fırındaki hamurunuz üzeri kızardığında pişmiş demektir. Siz yinede kürdan testini atlamayın. Kürdanı batırıp çıkarttığınızda temiz geliyorsa işlem tamam. Tepsiyi fırından alın, üzene biraz su serpip bir bez ile örtün. Bir vakit sonra bir ekmek tahtasının üzerinde yaptığınız hamuru dilim dilim kesin. Kırmızıyla,siyahın uyumunu göreceksiniz. (Bu arada en büyük es-es demeyi unutmayalım. Nede olsa şehrimizin spor takımı. ) Evinizin en güzel köşesine kurulup bir fincan çay eşliğinde salçalı ekmeğinizi yiyebilirsiniz. Hepinize afiyet olsun.

 
Toplam blog
: 30
: 966
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

Bir nisan sabahı Eskişehirde doğmuşum. O nedenle bahar aylarını özellikle nisanı çok severim. Küçükk..