Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Mutfak, genetik ve ekrandakiler

Mutfak, genetik ve ekrandakiler
 

Kaynak: Internet.


Yemek programlarını izlemeye bayılırım.

Televizyon başında geçirdiğim kısıtlı zamanda en sevdiğim şey ev dekorasyonu, bahçe ve yemek yapımı ile ilgili programları izlemektir.

Tabii ki belgeseller de cabası, hele ki Da Vinci Learning ise söz konusu kanal, başından ayrılmak mümkün değil.

Komedi dizilerini izleyerek ömrümün en keyifli ekran başı zamanlarını geçirdiğim nadir dakikalar dışında, iyi bir öğreticidir benim için televizyon.

Ekranda görülmemesi gereken, “normalleştirilerek” gözümüze aşina hale getirilen o kadar çok şeyin arasından izleyecek bir şey bulmak gerçek bir marifet.

Yemekteyiz de izleyebilirsiniz, dünya mutfaklarının anlatıldığı programları da.

Misafirperveliğin unutturulmadığı, zahmet ettirilmeden “ziyade olsun” ikramlarının da kıymeti olduğu sofralar kurmak için her zaman güzel damak tatları bulabilirsiniz.

İtalyan mutfağı mı istersiniz,

Fransız mı,

Saray mutfağı mı?

Çok güzel lezzetler var ekranlarda, bizim mutfak adabımız ile bir arada, neden olmasın?

Mutfakların böyle farklı milliyet ve memleket isimleri ile anılması hiç tesadüf değil.

Beslenme, genetiğin de çok önemli bir unsuru aynı zamanda.

Son yılların araştırmalarının da ortaya koyduğu gibi ne yediğimiz, ne olduğumuzu belirliyor.

Hastalıklarımız, sağlıklı beslenme ile kontrol altına alınabiliyor.

Doğal besinler ile beslendiğimizde, hücrelerimizin yapı taşları da daha sağlam oluyor.

O nedenle, GDO dendiğinde, organik ürün dendiğinde dikkat etmek gerekiyor;
Perşembe pazarından mutfağımıza,
oradan da doğrudan hücrelerimize ve genetiğimize
“yeniden düzenlenmiş” kodlar taşıyor
mutfaktaki evladiyelik patates.

Çok ciddi bir konu bu.

Tarım gözden uzak olduğu kadar kent yaşamından da uzak mı, soframız kadar bize yakın mı, ne dersiniz?

Sofralarımızı ekranımızın karşısına taşıdığımızdan beridir işler çok değişti.

Kent insanının tarlalardan uzak kaldığı zaman içinde en iyi dostu, komşusu, dert ortağı artık ekranlar.

Kimi zaman aklımızın almakta zorlandığı sahneleri ile evimize, hatta soframıza gelen yabancı.

Yabancı iken bile tüm dünyalıların ortak ev arkadaşı, en sevdiği aile ferdi o aynı zamanda öyle çok rol alıyor ki hayatımızda.

Örneğin, sadece mutfakta bile:
çocukların dertsiz bakıcısı,
ev hanımlarının sesli-animasyonlu arka plan deseni,
mutfak yoldaşı olabiliyor aynı anda.

Ekrandakiler bir yandan kontrolsüz duyarsızlığın maşası,
diğer yandan da evin mürebbiyesi olarak baş koltukta oturuyor.

Sağlıklı yaşamın yeni sloganı şu olmalı belki de; dengeli beslen, dengeli izle, sağlıklı yaşa.

Arka bahçemizde yetiştirdiğimiz bir demet nane ve tazecik bir dilim limon ile tatlandırılmış su gibi damarlarımızdan akıp gidecek sağlıklı bir ömür için çok önemli bu üçleme: Mutfak, genetik ve ekrandakiler.

Sağlıcakla kalınız.

01.09.2010 Manisa Haber Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..