Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '06

 
Kategori
Eğitim
 

Mutlu bayramlar

Nisan ayının sıcak günlerindeyiz. Bahar, sardı sarmaladı bizi. Yeşillenen ağaçlar, renk renk açan çiçekler bir bayrama hazırlanır gibi süsleniyorlar. Aynı hazırlıkları ilköğretim okullarında da gördüm. Bir bayrama hazırlanıyorlar. Kağıtlar kesiliyor, renk renk boyanıyor, camlara, duvarlara asılıyor. Her yan bayraklarla süsleniyor. Böyle bir telaşlı günde ziyaret ettim beşinci sınıf öğretmenini. Sınıfındaki bayram hazırlığına sohbetimizle katıldık. Çocuklar hazırladıkları renk rek süslemeleri öğretmenin belirlediği yerlere özenle asıyorlardı. Sınıfın camları renk renk çiçeklerle, bayraklarla süslenmiş. Sınıfın içi bir bahar coşkusuyla, bayram coşkusuna dönüştürülmüştü. Şiirler ezberlenmiş, konuşmalar hazırlanmış, bayramlık giysiler diktirilmiş programlar, bayram kutlama senaryoları belirlenmişti. Öğrencilerle birlikte aynı hazırlık coşkusunu öğretmende yaşıyordu.

Bugünlerde ilköğretim okullarını geziyorum. Beşinci sınıflara kaynak kitaplar hazırlıyorum. Öğretmenlerle görüşerek onlara var olanın en iyisini hazırlamak istiyorum. Görüştüğüm bir okul müdürüne bu yıl uygulanan yeni program öğretmenlere yeteri kadar anlatıldı mı soruma bir kere tanıtım toplantısı yapıldığını, gelen müfettişin konuya yeterli hazırlığı olmaması nedeniyle dört saatlik toplantının bir saatte bitirildiğini söyleyince şaşırmadım.

Görüştüğüm beşinci sınıf öğretmenimizle Türkçe kitabındaki konular üzerine söyleşiyoruz. Keşke diyor bu konuların kısa filmleri olsa, biz çocuklarımıza bu filmleri göstersek, okuma kitapları olsa, konumuz bitince çocuklarla bu kitaplardan edindiklerimizi tartışsak. Sınıfımızın sayısı azalsa, onlara daha çok zaman ayırabilsek, her çocuğun bir masası, bir bilgisayarı olsa. Bütün çalışmalarını yaparken zorlanmasa. Sınıflarda çocuklara özel dolapları olsa, eşyalarını bu dolaplara koyarak onları yaşamda düzenli ve tertipli olmayı öğretsek.

Bazı konularımız, işlik içinde, bazıları, bahçede, bazıları da laboratuarda yapılmayı gerektiriyor. Ama okulumuzda bu sınıftan başka kullanabileceğimiz bir yerimiz yok. Yeni programı uygulamamız için bir kitap ve bu boş sınıfı uygun görüyorlar. Biz de elimizden geleni yapıyoruz. Boş sınıfımızı canlandırmaya çalışıyoruz. Şimdi bayramımıza hazırlanıyoruz. Her yanı süslüyoruz. Şiirler ezberliyor konuşmalar hazırlıyor, küçük oyunlar düzenliyoruz. Yanına gelen; yaptığı bir resmi, kestiği bir çiçeği, astığı bir bayrağın yerinin uygun olup olmadığını soran öğrencileri ile tek tek ilgilenerek yönlendiriyor ve ekliyor. “Onları kendim doğursam ancak bu kadar severdim.” diyor. Öğrencilerini bu kadar çok seven bir öğretmenle sohbet beni de mutlu ediyor.

Ziyaretimin bir başka gününde öğretmenleri tören provalarına hazırlanırken buldum. Öğrenciler, sıra sıra , boy boy dizilmişlerdi. Ellerine aldıkları yazılarda; cumhuriyeti, yirmi üç nisanı, Atatürk’ü anlatan sözler vardı. Bando trampet takımı bayrağın arkasında yerini almış, süslü sırmalı elbiselerle sıralarını bekliyorlardı. Her sınıfın başında öğretmenleri ile kasaba içinde bir tur atarak prova yürüyüşünü tamamlamışlardı. Bütün sınıflar , okul çiçeklerle, bayraklarla süslenmişti. Öğrenciler, öğretmenler, okul bayrama hazırdı.

Dünyada tek çocuk bayramını kutlayan çocuklarımız , okul kul, köy köy, kasaba kasaba, kent kent tüm ülkede bayramını kutlamaya hazırlanıyordu. Bu bayramı kendilerine armağan eden Atatürk’e sevgilerini bir kez daha sunacak sevinçle bayramlarını kutlayacaklar. 23 Nisan günü ülke onların olacak. Keşke ozanın dediği gibi ülkemizi, dünyayı çocuklara sürekli verebilsek.
DÜNYAYI ÇOCUKLARA VERELİM

Dünyayı verelim çocuklara bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcak bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Dünyayı çocuklara verelim
Bir günlükte olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler (1)

Bütün yurtta köy köy , kasaba kasaba süsledik okullarımızı, Öğrencileri , öğretmenleri ile şenlendirdik sokakları, caddeleri, alanları. Uzak ülkelerden gelen çocukları ortak ettik bayramımıza. Ülkemizdeki bahar havasını bayram havasıyla birleştirdik. Bütün bu bayram coşkusunu yaşayan öğrenciler ve öğretmenler, Ata’larının kendilerine armağan ettiği bayramı onun gösterdiği amaçlara bağlı kalarak kutladılar. Ne yazık ki her 23 Nisanlarda koltuklarını çocuklara bırakan yöneticiler ise, çocuklara; bir masayı, bir bilgisayarı, bir dolabı, bir işliği, bir laboratuarı hazırlama yerine kendi çıkarlarının arkasında koşmayı amaç edindiler.

Mutlu bayramlar sevgili çocuklar ve onlarla birlikte bayramı her yıl coşkuyla yaşayan, Atatürk’e bağlılıklarını haykıran öğretmenlerim.

Hasan Barışcan

hbariscan@milliyet.com.tr

 
Toplam blog
: 52
: 4210
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

1952 yılında Sivas- Asarcık Köyünde doğdum. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptım. Kabataş Er..