Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Mutlu musun? Öyleyse başarılısın demektir

Mutlu musun? Öyleyse başarılısın demektir
 

www.oyungenclik.com


Başarının kıstası nedir? En iyi okullarda, en yetenekli öğretmenlerden eğitim alarak yarış atı gibi yetiştirilmiş, dünyaya gelişinden, kendi ayakları üstünde durabilecek yaşa kadar adeta mükemmel çalışan bir bilgisayar programı işletir gibi çocuk yetiştirmek mi başarıyı getirecek?

Sonuçta ünlü bir cerrah yaratabilirsiniz veya çok yetenekli, paraya para demeyen bir yönetici, işadamı olabilir.

Başarılı olması için mücadele ediyorsunuz, tüm imkanları oluşturuyorsunuz. Ne için? Başarı ve Mutluluk için…Diğer taraftan Anadolu’nun köyünde büyümüş eğitimi köy okulunda görüp, daha sonra üniversite eğitimini tamamlayıp eğitmen olmuş, bankacı olmuş veya babasının işinin başına geçmiş kimseleri düşünün. Yok, mu örnekleri. Bu kişilerin ne IQ’su yüksek ne de özel yetenekleri var.

Diyebilirsiniz ki, ama sonuçta eğitimini almış bir yerde çalışıyor işte bu kadar. Peki, yine soruyorum başarılı olmak ne demek? Siz başarıyı CEO olabilmek, mesleğinde herkesin tanıdığı ünlü birisi olabilmek şeklinde mi düşünüyorsunuz. Bir robot yarattığımızı düşünelim. Öyle mükemmel bir robot ki bu kendi kendine düşünebiliyor, hata oranı trilyonda bir. Bir çiftçiden daha mı başarılıdır sizce. Yine soruyorum size, başarı ne demek?

Eğitim sürecinde hiç teşekkür veya takdir almamış, bazen sınıfta kalmış bazen de zoraki geçmiş birini düşünün. Yani vasat bir öğrenci. Daha sonra üniversitede istediği bölümü kazanmış. Burada da notları çok iyi değilmiş. Ancak geçer not alabiliyormuş. Bazı derslerden de kalmış. Sonra iş hayatına atılmış. Birkaç iş değişikliği ile bir yandan mesleğini deneyimlemiş, tecrübe kazanmış diğer yandan hayatın başka yönlerini keşfetmiş. Arzuları ve hayalleri yön vermiş ona. Bazen rüzgârda savrulan bir yaprak gibiymiş, bazen de yüzyıllara kök salmış ulu bir ağaç gibi. Her zaman mutluluğu deneyimlemiş. Sevgi dolu, hayat dolu bir çocukluğu olmuş. Sevmeyi sevilmeyi ve en önemlisi hayatın en temel değerinin sevmek olduğunu öğrenmiş. Hayatın doğasında mutluluk vardır ve ona ulaştıran sevgidir diye düşünürmüş.

Hayat hep ona güzellikleri sunmuş, tabi ki olumsuzluklarla beraber. Bu olumsuzlukları mutluluk okyanusuna bazen sağanak şeklinde, bazen de bardaktan boşanırcasına yağan yağmur olarak görürmüş ve etkilenmezmiş. Böyle yaşamayı biliyor, böyle hissedebiliyormuş. Ama birden fazla iyi derecede yabancı dili olmamasına, en iyi okullardan mezun olmamasına, ülkenin en büyük firmalarında başarılara imza atmamasına rağmen, kısacası dolu ve parlak bir CV’ye sahip olmamasına rağmen MUTLUYMUŞ…

Yaşamın keyfine varabilen ve hayatın tamlığını yaşayabilen kişi mutlu kişidir. Mutlu olan kişi de hayatına istekleri doğrultusunda yön verebilir ve bence bu da başarıyı getirecektir. Proje çocuklarına her şeyi öğretebilirsiniz. Ama mutlu olmayı sevmeyi sevilmeyi nasıl öğreteceksiniz?

Ölü Ozanlar Derneği adlı filmi izlemediyseniz mutlaka izleyin. Hayatın sadece ve sadece planlanmış aktiviteler ve derslerden ibaret olmadığını, tekdüze eğitim anlayışının nasıl sorgulandığına şahit olacaksınız.

Anne babalar sakın ola ki çocuğunuzu hayata hazırlıyorum, ilerde mutlu ve başarılı biri olmasını istiyorum ve tüm bunları bu sebeple yaptım diye aslında kendi yapamadıklarınızı yapabilecek, işte benim dâhim diye övüneceğiniz mükemmel zeka, ruhunu hapsetmiş bir çocuk çıkarmayın ortaya.

Çocuğunuz varoluş sebebini çözebiliyorsa, inandığı tüm şeyleri zamanı geldiğinde başarabileceğini bunun için istemenin ve harekete geçebilmenin gücünü keşfedebilmişse budur bence başarı.

 
Toplam blog
: 8
: 1086
Kayıt tarihi
: 09.06.08
 
 

Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra Pazarlama alanında faaliyette bulunmaya başladım. Bir blog ..