Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Mutlu musun?

Mutlu musun?
 

Hükumet'in startını verdiği "Kürt açılımı", aslında açılım değil "kazılım" yolunda ilerliyor.

Doğrusu da bu zaten; Türkiye, kemikleşmiş saplantılarını kazıyarak ancak doğru bir yere ulaşır.

İşin temeline doğru indikçe, engeller, taşlar kayalar çıkıyor ve çıkacak.

Bunlardan biri ya da birincisi; "Ne mutlu Türküm diyene" sorunsalı..

Kürtlerin de yaşadığı bu topraklarda, mutlu olmak için "Türküm" demek şart mı? noktası burası..

Örneğin, Kürtler de "Ne mutlu Kürdüm diyene" deseler ne olurmuş..

Madem işi "mutluluk" üzerinden konuşuyoruz, o zaman bir bakalım ne kadar mutluyuz?

"Türküm" diyenlere bir sorun hele, kaç tanesi, "mutluyum" diyecek?

Bu ülkede, Tek Parti'nin dayağını, darbecilerin tekmesini, enflasyonun kazığını, anarşinin ateşini, yoksulluğun acısını tatmayan kaç insan var ki, "Türküm" demekle mutlu olsun!..

Mutluluk, öyle bir sözle elde edilecek kadar kolay olsaydı, dünyada "mutsuz" kimse kalmazdı.

Oysa, nice badirelerden geçip bugünlere gelmiş bu acılı ve sancılı millet, hala geçmişin izlerini taşıyor bünyesinde..

Çıkın sokağa sorun insanlara; mutlu musun?

Bir yer hariç, her yerde "mutluyum" diyen insan yok denecek kadar az çıkacaktır.

O bir yer de, Antalya'nın "Mut" ilçesidir ki, "Mutlu musun" sorusuna, doğal olarak "Mutluyum" diyecektir.

Toplumların, kavmiyetleri ile "mutluluk" bulmaya çalıştıkları şövenist dönemler, Batıda ta geçen yüzyılın başlarında sona erdi.

Hitler'in yönettiği Almanya'da insanlar, belki de "Almanım mutluyum" diyordu ama, bu mutluluk onlara çok pahalıya mal oldu.

Sonunda milyonlarcası ölüme gittiler; kalanlar da herhalde mutlu olmadılar.

Musoli'nin İtalyasında da ayın durum geçerli, Stalin'in Rusyasında da..

Kavmiyetini öne çıkararak mutluluk devşirmeye çalışanlar, sonunda büyük yıkımlara ve mutsuzluklara duçar oldular. İki dünya savaşı yaşayıp acılarını çektikten sonra, çareyi "demokratikleşme" de buldu bu ülkeler..

Şimdi, bütün bunlardan sonra, sormak zorundayız; "Türküm" demekle Türkler ne kadar "mutlu" oldu ki, "Kürdüm" demekle, Kürtler mutlu olsun!?

Eğer, mutluluk'u, belli bir azınlığın ayrıcalığı olmaktan çıkarıp tüm topluma yaymak istiyor ve "mutlu azınlık"ı yerine "mutlu çoğunluk"u olan bir ülke haline gelmek istiyorsak, yapacağımız şey, sadece Kürt'e "Kürdüm" deme hakkı vermek değildir.

İster Türk, ister Kürt ülkenin tüm insanlarına, en geniş biçimiyle insani haklarını veren, onları koruyup kollayan bir devlet sistemi kurmaktır.

Buna da bütün dünyada "demokrasi" deniyor.

Bu yüzden çözümün adını "demokratikleşme" koyan Hükumet, doğru noktadan başlamıştır.

Umarız ki, bu topraklarda yaşayan herkesi gerçekten "mutlu" edecek bir sonuca ulaşır..
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..