Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Mutlu muyum?

Mutlu muyum?
 

—“Mutlu musun?”

Şöyle bir irkildi… “Mutlu muyum?”

Hiç düşünmemişti.

Mutlu olduğunu sanıyordu.

Neden böyle bir soru sorulur ki insana?

“Çevreye olumsuz mesajlar mı atmaktayım acaba” diye düşündü?

“Davranışlarımdan, sözlerimden böyle bir mana mı çıkarılmakta?”

“Evet, ben kendime bu soruyu sorduracak bir izlenim verdim. Galiba ben mutsuzum. Nasıl da farkına varmadım. Yaşayıp gidiyordum işte”.

Soruyu soran kim? Eski sevgilim? Arkadaşım? Eşim?

Yoksa bu soruyu kendi kendime mi soruyorum?

Kendi kendime soruyorsam iç hesaplaşmalarım başladı demek ve genellikle de yolunda gitmeyen bir şeyler var. Yoksa bu soru insanın aklına gelmez. Mutluysan neden mutlu muyum diye bir soru sorasın ki!

İş, güç, çoluk çocuk, hayat trafiğinin içinde kaybolup gitmişim. Düşünmeye hiç fırsatım olmamış. Hiç sorgulamamışım mutlu muyum diye.

Sahi ben eskiden nasıl bir hayat hayal ederdim ki? Oldu mu?

Büyüyünce ne olacaksın dediklerinde ne cevap verirdim?

Üniversitede hangi bölümü kazanmayı çok istemiştim de olmamıştı?

Nasıl bir “ben” olmayı istemiştim?

Kimi sevmiştim en çok? Ve kime kavuşamamıştım? Yoksa kavuştum mu?

Çok mutsuzum.

Eşim?

Galiba uzun süredir “seni seviyorum” demedim ona.

Fırsat mı kalıyor ki çocuklardan. Sahi eşimi seviyor muyum? Onunla mutlu muyum?

Seviyorum tabi canım. Sevip sevmediğim hiç aklıma gelmiyor ama seviyorum. Huzurluyum.

Mutluyum.

Ya o beni seviyor mu? Bilmiyorum. Eskiden çok sevdiğini söylerdi. Ya şimdi?

Uzun süredir gözlerimin içine bakmadı.

Kızım, kızımın kara gözleri.Oğlumun sağ yanağındaki gamzesi. Canım yavrularım benim.

Evet mutluyum.

Gitar çalmayı ne çok severdim üniversite yıllarında, beste bile yapardım. Hay Allah yıllar oldu elime almayalı gitarımı. Çek-yat ın altında duruyor. Unutmuşum. Ben aslında müzisyen olmalıydım. Yaptığım işi hiç sevmiyorum. Aman tanrım mutsuz muyum yoksa?

İşimde bunca yıl kat ettiğim mesafe nedir?

Çok çalışıyorum, karşılığını alıyor muyum? Ya sonra gelecekte işimde ilerleyebilecek miyim?

Emekli olup keyfini sürebilecek miyim? Bak şimdi mutsuz oldum.

Dostlarım?

Gözüm kapalı bir çırpıda sayabileceğim, dostum diyeceğim kaç kişiyi sayabilirim? Dostlarım var canım. Dur bakayım kimden başlayayım? Epey var. Evet ben mutluyum.

Sağlığım?

Bu aralar sol böbreğimde bir sancı var. Terliksiz gezmiştim geçen gün. Ondan olabilir. Doktora gitmeli miyim acaba?

Hiç keyfim de yok bu aralar ama. Bahar dan olabilir mi?Yok yok havadan değil. İçimde bir sıkıntı var. Yoksa mutsuz muyum?

Aman da benim güzel kuşuma… Hanimiş tontişim? Köpeğimin bazen sırtına konuyor, tüylerini gagalıyor, çok gülüyoruz. Onlarla mutluyum.

****

Mutlu musun?

Böyle bir soru iyi mi, kötü mü?

Sorular farkındalık yaratır. İyidir. Bir an için tüm rutinini bırakıp hayatının sorgulamasını yapmak, değerlendirmek hayatını, kaybettiklerini, kazandıklarını güzelliklerini, acılarını.

Bazen de kötü.

Olumsuz olduğunu düşündüğün, yaşanılan ve olup bitmiş birçok şeyin zihninde tekrarını yapmak, yaşanılan güzellikleri gölgeleyebilir. Geçmişe takılmak ya da gelecek beklentisi içerisine girmek yaşadığımız güzellikleri görmemize engel olabilir.Sürekli mutluluk ya da sürekli mutsuzluk yoktur insan yaşamında.Mutlu ve mutsuz anlarımız vardır.Mutlu anları çoğaltmak için şu anda sahip olduğumuz güzel şeylerin keyfini çıkarmalı, gereksiz düşüncelerle kafamızı meşgul etmemeliyiz.

Ben bu soruyu kendi kendime sormamak taraftarıyım. Kimse de sormasın bana.

 

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..