Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Mutlu olsun benim diğer yanım

Mutlu olsun benim diğer yanım
 

Güneşin Doğuşu / Büyüteç.net


“Bugün özel, bugün güzel bir gün. / İçimde tarifsiz bir huzur var./ Bütün gece dua ettim yine / Ne güzelmiş senle yaşananlar.”

Keki fırından çıkardım, tam zamanında yakmadan kurtardım. Ortadan zar zorda olsa kestim kekimizi. Arasına hazırladığım kremayı sürerken ben de katıldım şarkıya.

” <ı>Doğum günün kutlu olsun canım, mutlu olsun benim diğer yanım.”

<ı>“Doğum günün kutlu olsun canım, yanındayım yerim senin yanın.”

Aslında hazır ve daha muhteşem bir pasta alabilirdim ama ben sana emeğimi sunmak istedim. Emekle anlamlanır her bir şey.

Kremanın üstüne ikinci katı yerleştirdim. Kaçak kat gibi oldu ama neyse üst kremayla kapatırız fiyaskoyu. Kremayla kapattık ama bu sefer de pastanın üzeri serpme sulu boya gibi oldu. Neyse ki krem şantimiz var sırada bizi kurtaracak. Şantiyi hazırlayıp sıkma torbasına dolduruyorum, elime bulaşıyor pastanın üstüne sıkarken. Ellerim battı ama çok güzel öbekler elde ettim<ı>. Gülme valla güzel oldu.

<ı>

<ı>“Doğum günün kutlu olsun canım, sana ait benim tüm hayatım.”

İşte buna bayılacaksın hayatım, bu şaheser karşısında o güzel gözlerin ışıl ışıl olacak. Pasta değil de karikatürü oldu. Olsun çok güleceğiz bu akşam demektir. Ama bak tadına diyecek yok, seni temin ederim bitanem. Yanına şarapta aldım köpüklü, senin şerefine patlatacağım. Biz birayı tercih ederiz ama maksat romantizm olsun. Biralarımız buzdolabında hazır aşkım, meraklanma.

<ı>“Bu sabah çok erkendi uyandım, karanlıktı hala tüm sokaklar”

<ı>

Hayatımın en mutlu günü bugün, iyi ki doğdun. Yoksa benim için bugünün diğerlerinden ne farkı olurdu? Benim hayatımın diğerlerinden ne farkı olurdu ki? Sen gelmeseydin bu dünyaya, ben de gelmezdim herhalde. Çok mu iddialı bir söz oldu? Ama bana sorulsa gelmek istemezdim. İyi ki varsın, varlığınla iyi ki varım dedirtiyorsun bana.

Bugün ne varsa anlatmak istediğin anlat bana. Sesinle avut, sözlerinle burada tut, beni gözlerinin karşısında yalnız ve savunmasız bırakma. Hani ikimiz de susunca bir sessizlik oluyor ya. İşte o anlar gözlerin başlıyor anlatmaya, büyüleniyorum. Sanki aklımı yitirecek gibi oluyorum. Gülme ama öyle.

Hayat sana doğru bir yolculukmuş anladım. Sana her bakışımda, beni alıp götürüyorsun. Sonunu bilmediğim, çok sevdiğim bir yolculuğa çıkıyorum. Her seferinde yeni bir memleket gibisin, yeni bir dünya, yeni bir evren.

Sahi sen doğduğun gün, acaba nasıldı dünyanın hali? Tüm bebeklerin sesi aynı mıdır, ağladıkları zaman? Bebek gülüşlerin nasıldı kimbilir? Senin o sımsıcak gülüşlerini bir bebek saflığında, gözlerimin önüne getirebilmek hiç de zor değil aslında. Ne zaman yüzün gözlerimin önüne düşse, gözlerimde bulutlar dolaşıyor sanki. Göz pınarlarım sızlayarak, sebepli sebepsiz doluyor işte. Neyse hüzün yok bugün, bugün güzel bir gün.

“<ı>Yağmur yağdı, yıkandı tüm şehir. Güneş açtı bütün hatıralar”

<ı>

Bak ne diyorum, bu akşam kesin makarna yiyelim. Hem de domates soslu. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir yemek o kadar güzel yenmemiştir. Seninle karşı karşıya olup da… Gözlerim doldu yine kusura bakma, mutluyum ama hüzünlenme. Hem belki yine sodayı üstüme dökerim ben. Sodalı sodalı dolaşırız, soda öyle leke yapar mı hiç? :) O gün sanırım kötü yalan atmışız.

Güzel anılarımızın dostu, şakalaşmalarımızın kankası, içimizin en giz, en ağrılı yanlarını paylaşmanın sırdaşıyız. Tüm bunların üstüne ayakları yerden kesen aşkımız var ya. Daha ne ister(d)im hayattan.

<ı>“Takvimlerden bir gün daha düştü, bir gün daha gidişinden sonra

<ı>Ben iyiyim ağladığıma bakma, alışmak zor sensiz yaşamaya”

<ı>

Saatler de geçiyor, elimizi çabuk tutmalıyız. Daha giyineceğim. Eee! Tabii ki yani. Önce masayı hazırladım. Bu çiçeklerin kokusuna bayılacaksın. Peçeteler, mumlar şarap da hazır dolapta. Yemek sürpriz, ama patates de kızarttım olmadan olmaz. İyi ki soyarken yanımda değildin, ” kabuğunla götürdün patatesin yarısını” derdin. Ama keşke olsaydın, ben sana bakarken patateslerin yarısını kabuğuyla soysaydım. Elim işte yüreğim sendeyken, sende o kadar yakınımdayken. Sen bilirsin işte o kalbe olanları. Bırakmazdın yine bana alırdın elimden, o narin ellerinle bak böyle olur diye.. Oof of ! gerisini getiremeyeceğim kusura bakma.

Neyse her şey hazır, ben de hazırım. Kokumu da süründüm. Sıra geldi güllerle papatyalara. Kapıyı ilk açışında bir gül bulacaksın önünde. Sonra biraz ilerde papatya, sonra bir gül daha salona ulaşacaksın onları toplarken. Oda lavanta kokuyor olacak, girdiğin anda bir şarkı çalmaya başlayacak. Kokuyu ve şarkıyı içine çekeceksin ciğerlerin ve yüreğin huzurla dolacak.

Masanın başında tüm mumları yakmış seni bekliyorken bulacaksın beni. Belki gözlerim dolmuş olabilir ama sen geldiğin anda dağılacak tüm bulutlar. Sımsıkı sarılacağım sana “ İyi ki doğdun, iyi ki varsın bitanem “ diye fısıldayacağım kulağına. Gelirsen sana adanmış hayatımla bir yürek var burada. Seni bekliyorum her yıl, her yıl kutluyorum doğum günlerini.

Sen istediğin yıl da gel yan yana olalım. Ya da yine hiç gelme, ama bil bu deli tüm doğum günlerini kutluyor olacak.

<ı>Eşyaları tek tek toparladım, uzun uzun resimlere baktım.

<ı>İki damla aktı gözlerimden, sevdiğin bir türküyü fısıldadım.

<ı>

Hani “Seviyorum demek çok kolay” demiştin. “Bak taşa bile söyler insan” Denizin kıyısından bir çakıl taşı alıp, bir tiyatro repliği okur gibi elindeki taşa bakarak” seni seviyoruuum taaaaş!” dediğinde, öylesine doğaldın ki. Bir an taş dile gelip sana cevap verecek sanmıştım( “Bende seniii!”) Taş, taşlığındandır sustu karşında. Ama ben her nefesimde, seni sevdiğimi duyuyordum soluğumda.

Sen ne dersen de canım, öyle kolay değil o cümleyi hissetmeden söyleyebilmek. Ama hissettiğin anda ise zor, içinden gelen o sesi susturabilmek. Sonra da benim gibi söylemeye doyamıyorsun. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum…….

Bir şey daha var söylemesi zor olan, belki daha da zor. Öbür yanım zaten bilir ama benden duysun bugün.

Senden uzakta geçen her an anlamsızım. Makarnanın bile tadı yok sensiz, en komik filmleri seyrederken bile yarım gülüşüm. Bazen en saçma şeylere bile ağlıyorum. Ağlamaktan ölmez insan biliyorum. Ben sensiz yapamıyorum. Her şeyin yarısını sana saklıyorum. Hayatımın da… Belki bir gün gelirsin de, bundan sonra ki nefeslerimizi birlikte alırız diye. Öbür yanım olmadan yaşayamıyorum. Biliyorum. Susuyorum.

Neyse pastayı çocuklara veririm yine, gülleri kimsesiz bir teyzeye… Ya Kendimi ne yapayım?... Ya kalbimi? Sana ait olanı senden başkasına verebilmek öyle kolay mı ? Veremem ki.

Sen her nerde olursan ol, yeter ki mutlu ol bitanem.. İnan bu her şeye değer.

<ı>Doğum günün kutlu olsun canım. Mutlu olsun benim diğer yanım.

<ı>“Doğum günün kutlu olsun canım, yanındayım yerim senin yanın.”

<ı>Doğum günün kutlu olsun canım. Mutlu olsun benim diğer yarım.

<ı>“Doğum günün kutlu olsun canım, sana ait benim tüm hayatım.”

Arada ki güzel şarkı Erhan Güleryüz’e aittir.

<ı>

<ı>Kaan Kartal

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..