Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Mutlu son

Mutlu son
 

Dünyalar güzeli prenses ile dünyanın en yakışıklı, güçlü, akıllı ve zengin prensi tüm kötülükleri yenmişler, muhteşem bir düğünle evlenmişler ve sonsuza kadar da mutlu yaşamışlar. Çocukluğumuzun mutlu biten masalları. İnsanlar aşık olunca mutlaka evlenir ve evlenince de sonsuza kadar mutlu yaşar.

Söz konusu olan prensler ve prensesler olduğu içindir ki, evlilikler sonsuza kadar mutlulukla sürmektedir. Prensessin tek işi dünyalar güzeli olmaktır çünkü. Prens de zaten zengin, yakışıklı, zeki ve güçlü bir adamdır. Bu durumda ne prenses, prensin sağa sola fırlatılmış kirli çoraplarını toplayıp çamaşır makinasına tıkıştırmaktan sorumludur ne de prens, prensesin gittikçe genişleyen kalçasından sorunludur. Çiftin çocukları da zaten doğuştan prens ve prenses olacağı için çocuk yetiştirmekte bir sıkıntı yoktur. Evli çiftimizin mutluluğu sonsuzdur.

Gerçek hayattaki çiftler sonsuza kadar mutlu yaşamak için biraz daha fazla çabalamak zorundalar. Her iki taraf da daha çok özveri gösterip karşılığında daha az şey beklemeyi kendine kabul ettirmeli. İlişkinin tüm yükünü karşımızdakinin üstüne yıkarak, sürekli ilgi görmek ve sürekli şımartılmak isteyen bizler elimizdeki bu değerli hazinenin birgün biteceğini düşünmek zorundayız.

Kadın ve erkeğin görev tanımları sanayi devriminden bu yana hızla değişti. Toplum içindeki duruşları da öyle. Evine ekmek götüren ve dışarda çalışan kadınların sayısı arttı. Evde oturan ve çocukları ile ilgilenen erkeklerin de sayısı gittikçe artıyor. Yalnız yaşamanın acı cazibesi hepimizi sardı. Kendi başımızın çaresine bakmak için ödediğimiz bedeller arttı. Fırtınalı havalarda sığınacağımız sakin limanlar da azaldı. Belki de uzaklarda kalan tatlı birer anı oldular.

Diyorum ki ben, ömür dediğimiz o kısacık nefes tükenmeden, kendimize dönüp bakalım. Kıymetlilerimizi ayıralım. Prens ya da prenses olmasını beklemeden ona sıkı sıkı bir sarılalım. Ya en sevdiği yemeği pişirelim, ya çok beğendiği şarkıyı çalalım ya da aşkın aklına uyup bir çılgınlık yapalım. Sonra o çılgınlığı anılarımızın duvarına en süslü, en cafcaflı, en büyük çerçeveyle asalım. Kıymetlimizin kıymetinden şüpheye düştüğümüzde gidip o çerçeveye bir bakalım. Bize beklediğimizden fazlasını anlatacaktır.

 
Toplam blog
: 22
: 789
Kayıt tarihi
: 16.10.06
 
 

Bebekken çok sessiz olduğum için gerizekalı şüphesiyle doktora götürülmüşüm. Çizgi filmlerde bile ağ..