Mutlukent'in Yöneticisi

"Okuyalım. Güzel ve etkili konuşalım. Dinlemek de okumaktır. Dinlemesini bilelim. Soralım, öğrenelim. Düşüncelerimizi, duygularımızı yazıya dökelim. Dinlediklerimizi, okuduklarımızı eleştirelim. Düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşalım. Yazmaya giden yol okumadan geçer. Öğrendiklerimizi sürekli yenileyelim. Kendini yenilemeyen, kendini yineler. "

Ben hala çocuk kitapları okumaktan hoşlanırım. Son dönemlerde okuduğum Emin Özdemir'in Mutlukent'in Yöneticisi adlı kitabını herkese önermeye başladım. Yazıya girişteki sözler, kitabın özünü oluşturuyor. Anadilini doğru, güzel, etkili kullanma insanın başarısını nasıl etkiliyor? Mutlukent’in Yöneticisi bu soruyu değişik yönleriyle yansıtan bir masal. Ama öyle sıradan, alışılmış, dümdüz bir masal değil. Masal içinde masal yöntemiyle yazılmış. Kitapta Emircan’ın bilge babası, bir kitap yazmış onun için. Bu kitabı okuyor; söylenenleri eksiksizce yerine getiriyor Emircan. Dilini, duygu ve düşünce dünyasını geliştiriyor. Dertli bir kente yönetici seçmek için düzenlenen büyük bir yarışmaya katılıyor. Nice soruların doğru yanıtını bularak yönetici oluyor kente. Kitabı okurken Emircan’la birlikte siz de bu soruları yanıtlayacak, yarışmanın heyecanını yaşayacaksınız.

Kitapta okumanın, güzel konuşmanın, erdemli ve onurlu olmanın önemini görecekseniz. Usta yazar Emin Özdemir, bir de şiirle desteklemiş dilin gücünü: "Güçlü olmak istersen söz ustası ol. / Dil, yiğit elindeki kamçı gibidir. / İyi konuşan daha merttir dövüşenden. / Hiçbir güç tutamaz sözün yerini. / Söz yönlendirir iyiye de, kötüye de insanı. / Unutma, / İyilikle, adaletle yönetir halkını, / Kendi dilini güzel konuşan. "

Okumayı sevmeyen çocuklarımızın bile rahatlıkla okuyup etkilenecekleri bir kitap olduğunu düşünüyorum. Özellikle de anne-babalara ve öğretmenlere öneriyorum. Çünkü biz büyüklerin bile önemli dersler alacağına inanıyorum. İyi yazar, güzel konuşan politikacı, etkili öğretmen, doğru kararlar alabilen anne-baba olmanın yolunun çok okumaktan ve anadilini doğru kullanmaktan geçtiğini biliyorum. Ülkemizin kültürel tablosuna bir göz attığımızda da, durumun ne denli vahim olduğunu görüyorum. Bu nedenle bir kez daha ısrarla yineliyorum. Kök Yayıncılık'tan çıkan Mutlukent'in Yöneticisi adlı kitabı okuyun, çocuklarınıza okutturun. Tabi ki, sadece bu kitapla sınırlı kalmayın. Bol bol okuyun. Gazete, kitap, dergi okuyun. Siz büyükler okursanız, çocuklarınız da okur. "Okumak karın doyurmuyor" diyenlere de sakın inanmayın. . .