Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '11

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Mutluluğun resmi

Mutluluğun resmi
 

Mutluluk çağlayanı


Mutluluğun resmi mi?

Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer,
O sudan içsen de tükenir içmesen de.
Bu yüzden hayattan zevk almaya bak.
Yaşasan da biteeeeeeek yaşamasan da…

-Neyzen Tevfik

*

Mutluluk; bireyin kendisine de değer vermesi, güven içinde olması ve kendisine zaman ayırmasıdır.

Birilerine telefon açmaktır ve gülümseyerek konuşmaktır. Özür dilemektir, bağışlamaktır, Sevgiliye ya da eşe sevdiğinizi söylemektir.Bir çift güzel sözdür ve yumuşacık bir dokunuştur. Sevmektir ve sevilmektir.

Bakış açısıdır; karadan çok beyazı, boştan çok doluyu görmektir. Sofra başında iken, Sarıkamış’ta soğukta can veren doksan binleri anımsamaktır.Bizden daha iyi durumda olanları değil, bizden daha zor durumda olanları düşünmektir. Bireyci olmak değil, özgeci olmak demektir.

Günün ilk ışıklarıyla bir gülü, bir çiçeği sevmek ve koklamaktır. Yürekte baharı yaşatmaktır. Yağmur altında yürümek, yağmur sonrası toprak kokusunu solumaktır.

Özlem duyduğu mutluluk arayışında, bir ressam dosttan mutluluğun resmini yapmasını istemesi ve ondan ancak sözcüklerle yanıt almasıdır.

*

Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil, ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini…

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? 1961 yazı ortalarındaki Küba’nın resmini yapabilir misin? Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm, ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstat?

Nazım Hikmet

*

Buna ne tuval yeterdi ne boya

Kokusu buram buram tüten limanda simit satan çocuklar martıların telaşı bambaşka, işçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan ayağında Varna’nın tozu yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan hasretle kucaklayabilseydim seninle bir daha. Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi bağrımıza bassaydık seni Nazım, yapardım mutluluğun resmini…

Başında delikanlı şapkan, kolların sıvalı, kavgaya hazır bahriyeli adımlarla düşüp yola gidebilseydik meserret kahvesine, ilk karşılaştığımız yere ve bir acı kahvemi içseydin.

Anlatsaydık o günlerden, geçmişten, gelecekten, ne günler biterdi, ne geceler... Dinerdi tüm acılar seninle bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan. Ve dolaşsaydık Türkiye’yi bir baştan bir başa.

Yattığımız yerler müze olmuş, sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nazım, yapardım mutluluğun resmini. Buna da ne tuval yeterdi, ne boya...

Abidin Dino

*

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..