Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutluluk, kıyas ve tatmin

Mutlu olmanın kolay gözüktüğü bir dünyada yaşıyoruz ya da dışarıdan bakıldığında mutlu olduğumuzun görünmesini istediğimiz. Peki gerçek mutluluğa sahip miyiz? Ben sanmıyorum, çünkü çoğunuzun bu konu üzerine hayatı boyunca hiç düşünmediğini biliyorum. Arkadaşlar nefes almak yaşamak değildir.

Şimdi niye böyle söylüyorum biraz açıklamam gerek yoksa bunu üstüne alınan çok olur. Evet nefes almak yaşamak değildir, hayaliniz var mı, peşinden koşuyor musunuz, gerçekten dünyaya bir faydanız oldu mu, bu konuda çabanız var mı, parayı pulu bir kenara bırakıp ideallerinizi yakalamak için cesaret edebilir misiniz vs..

Bu soruların hepsine birden sizin yerinize cevap veriyim; hayır...

Hayatlarımız çok sıradanlaştı, zaman aktıkça, teknoloji geliştikçe, ekonomik sistem her yere yerleştikçe, hayatlarımızın önemi kalmadı. Yani demek istediğim kendi fikirlerimizi, hislerimizi yaşamadığımız için önemsiz hale geldi. Burada benim canımı sıkan şey kimsenin bu konuda dürüst davranmaması.

Arada muhabbet edersiniz, bir çok şeyin yanlış olduğu, haksızlıklarla boğuştuğumuz, sistemin yanlış olduğu, sömürüldüğümüz gibi mevzular açıldığında herkes aynı düşünceye yaklaşır, sonra gel değiştirelim bazı şeyleri o halde dediğinizde bir anda yalnız kalırsınız..

Çünkü gerçek anlamda yaşamıyoruz. Bakın ben buna bencillikte demiyorum, hani insanların bir şeylerden vazgeçmek istememesi durumu vardır ya işte günümüzde o bencillikten değil, kendi fikrini yaşamayan insan bencil olabilir mi? Özellikle ekonomik sistemin ve bunun yanında din görüşünün toplumda oluşturduğu havaya insanlar doğdukları andan itibaren biat ediyor ve sorgulama mekanizması sıfırlanıyor.

 

Çoğunuz yazıyı buraya kadar okuduğunda için sen kimsin ya gibi şeyler geçirirsiniz bundan eminim, önemli değil ben devam edip iki örnek durumdan bahsedeceğim.

 

En başta mutluluk demiştik, sonra topluma kadar geldik, evet şimdi hepinizi yakalamak üzereyim.. Bakınız bir sınava girdiğinizi düşünün zayıf aldığınızı hayal edin, bu durumda ilk önce yaptığınız şey sizin gibi zayıf not alan başka kaç kişinin olduğunu öğrenmeye çalışmak, en yakın arkadaşlarınızın notlarına bakmak gibi davranışlardır. Burada açıkça bir kıyaslama durumu ortaya çıkar. Kendinizi başkalarıyla kıyaslarsınız ve bunun sonucunda içiniz rahatlar ya da stresiniz artar. Halbuki bu çok saçmadır, çünkü her koyun kendi bacağından asılır. Fırsatını bulursanız bir parka gidin ve çocukları izleyin, çocukken insani olarak kıskançlık vardır ama kıyas yoktur. Elinde şeker olmadığı için ağlar çocuk, şekeri diğerininkinden küçük olduğu için değil...

Bir de bu tatmin duygusu var.. Çok para kazanabilirsiniz, harika bir yaşantınız olabilir, eşiniz güzel, kocanız yakışıklı, hatta 3 tane çocuğunuz bile olabilir, bir yatınız, süper bir işiniz vs. vs. Bakın yaşantınız yazıyor, hayatınız değil. Hayat canlılıktır, yaşantı hayatın maddelerle bir araya gelmesidir...

Bugünlerde insanların tatmin olması için gerekenleri yazdım, daha da uzayabilir. Bunlarda inanılmaz boştur, çünkü ölünce trilyon dolarınızda olsa ölmüşsünüzdür. Trilyonlarınız çocuklarınıza kalır belki, sadece bununla anılırsınız, peki dünyaya değerli bir fikir, bir ağaç, bir eser bıraktınız mı, en azından dünyanın tadını çıkardınız mı? Paranın satın alamayacağı duygulardan haberdar mısınız, sebepsiz yere ağladınız mı ya da kahkaha atarken gözleriniz doldu mu?...

Neyi anlatmak istediğimi umarım anlamışsınızdır ve umarım hayatınızı yaşarsınız.. 

 
Toplam blog
: 21
: 608
Kayıt tarihi
: 31.07.13
 
 

Yıldız Teknik Üniversitesi - Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyim.. Toplumbili..