Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '10

 
Kategori
Deneme
 

Mutluluk dediğin nedir ki?

Mutluluk dediğin nedir ki?
 

Konfüçyüs, “Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır." demiştir.

Gerçekten de mutluluk dediğin nedir ki?

Mutluluk, uçurum bağlarında açan kardelenlere benzer. Koklamak için hüner, avucunda almak için sabır, büyütmek için sonsuz bir inanç işter.”

Mutluluk bazen sıcak bir “MERHABA “sesi olabilir. Bu belkide, akşamın karanlığında eve geldiğiniz zaman ki eşinizin sesidir. Yani mutluluk, gülümseyerek eve giren eşe “hoşgeldin “demek olabilir.

Mutluluk, alınan her bir nefesin kıymetini bilmek olabilir. Ya da mutluluk, tüm mevsimleri sundukları güzellikleri algılayıp yaşayabilmektir.

Mutluluk, pencere kenarında serpiştirilen ekmek kırıntılarını yiyen güvercinleri seyretmek olabilir.

Belki de mutluluk, eldekini- avuçtakini başkasıyla paylaşmaktır.

Bence mutluluk, menfaatsiz ve beklentisiz sevmektir.

Mutluluk, güneşin ve yağmurun önemini anlayıp, güneşe de, yağmura da sevinmekte olabilir.

Mutluluk, hayatın karşısında her an heyecan duymaktır. Mutluluk, sevdiğine inanmaktır.

Mutluluk, sevilmektir.

Bayanlar için mutluluk, sevdikleri insana yemek pişirmek olabilir.

Ama mutluğumuza engel teknolojik icatlar vardır. Bir hikaye duymuştum, gerçekten yaşanmış mı bilmiyorum ama verdiği mesaj oldukça ilginç geldi bana. Hikaye, Hindistan'ın ücra köşelerinden birinde yaşayan bir kabileyi araştırmaya giden Fransız antropologla ilgili. Antropolog, bir kaç yıl bu kabile mensupları ile birlikte yaşamaya başlıyor ve onların duygularını anlamak ve hayatlarını paylaşmak için bir süre zarfında kendisini dış dünyadan soyutlamaya karar veriyor.

Antropologun dikkatini çeken ilk şey bu insanların, zor şartlarda yaşamalarına ve karınlarını doyuracak kadar yiyecekten başka bir şeye sahip bulunmamalarına rağmen, son derece neşeli olmaları oluyorlarmış. Yaşam ortalamaları oldukça düşük olan bu insanlar için, genellikle ölümle sonuçlanan salgın hastalıklar ve metanetle karşıladıklar doğum sonrası bebek ölümleri sıkça görülen şeylermiş. Fakat hemen herkesin yüzü gülüyor, hemen herkes neşeli imiş. Hatta bu neşe, antropologa bile sirayet etmiş. Bu insanlar, televizyonları olmadığı için, çoğu insanlardan "daha kötü şartlarda" yaşadıklarını bilmiyorlar, dünyadaki herkesin kendilerine benzer bir hayat sürdüğünü sanıyorlarmış. Onun için de çoğunlukla mutlularmış, nadiren kavga ediyorlarmış.

İşte bu şekilde mutluluk bazen her şey, bazen de hiç bir şeydir.

İçimizdedir ya var ederiz, ya da yok ederiz.

Mutluluk, görmeyi bilmektir ya da kapamaktır gözlerimizi.

Mutluluk bakış açısıdır

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..