Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '07

 
Kategori
Anılar
 

Mutluluk dersleri-4: Yaşamın altın sırları kimde?

Mutluluk dersleri-4: Yaşamın altın sırları kimde?
 

Anadolu’nun küçük bir kasabasında gün doğarken koşuyorum lokantaya. Günlerden perşembe. İlçenin pazarı… Köylerden tavuğunu, yoğurdunu, odununu, tereyağını alan kadınlar erkekler, doluşup kamyonlara geliyor Kızılırmak’ın kıvrımlarını izleyen yollardan.

Bereket vardı ülkede. Anadolu’nun toprakları bereketliydi. Belki yoksulduk; belki televizyonumuz yoktu; belki hala eşek önemli bir taşıttı; ama mutluyduk. Çünkü geniş bir ailemiz vardı. Çünkü büyüklerimiz yanımızdaydı. Hastalandığımızda onların binlerce yılın bilgelik imbiğinden süzülen ilaçlar yapılırdı. Her bademciklerimin şişişinde üç yorgan altında sucuk gibi terletilir; limonlu ıhlamurlar içirilir ve sonra da duş aldırılırdım odanın ortasındaki leğenin içinde.

Ama mutluyduk.

Başımız sıkıştığında koşabileceğimiz büyüklerimiz vardı; ninelerimiz, dedelerimiz, amcalarımız, dayılarımız, teyzelerimiz… “Çınar aileydik” o zamanlar.

Kavga eden kardeşleri onlar ayırırdı; küsen gelinleri, eltileri, torunları onlar barıştırırdı. Hep yastık altından, sandıktan, bir köşeden çıkarılıveren harçlıklar, dar gün paraları, kefen paraları olurdu.

Büyüklerimiz kadim gelenekten gelen yaşam tecrübelerini torunlara aktaran birer kültür elçisiydi. Anlattıkları her masalın içinden bin ders çıkardı yaşama dair; yüzbinlerce kez test edilmiş. İlk dualarımızı onlar öğretirdi; ilk namazı onlar kılarken görür ve taklit ederdik. Günahı sevabı, doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü hep onlardan öğrenirdik.

Bayramlarda büyüklerin elini öpmek demek harçlık demekti. Bayram yerinde Basrinin devesine binecek paran olması, çatlak tabancası alma, balon alma demekti. Onları ziyaret etmekle özdeşti bayramlar.

Annelere babalara küsülünce ninelere dedelere sığınılırdı. Anne ve babalar da endişe etmezdi. Bilirlerdi ki yaramazlar oradadır.

Sonra zaman değişti.

Evler, cüzdanlar, aileler, gönüller küçüldü. O aile büyükleri sığmaz oldu kibrit kutusu gibi şehir evlerine. Kentlere göç eden genç aileler büyüklerini ana yurdunda bırakır oldu. Çoğu kez tek başına, diğer akrabaların himmetine muhtaç bir şekilde. Batı toplumlarında Noel tatilinde birkaç haftalığına eve gelen yaşlıların neden olduğu sorunlar en büyük toplumsal sorunlardan birisi.

Ve artık “Çekirdek aile” olduk, bir türlü büyüyüp ağaç olamayan.

Artık çocuklarımıza yüzlerce yıldan gelen yaşam tecrübelerini aktaracak büyüklerimiz yanımızda yok. Artık bayramlarda onların elini öpmeye gidilmiyor. Ya ekonomik güçlükler yüzünden evde oturuluyor ya da varsa imkan tatile gidiliyor.

Şehirlerde yaşlananlar da aynı kentteki çocuklarına uzak yaşıyorlar. Altın yaşam tecrübeleri artık huzurevlerinde, bakımevlerinde sohbet konusundan ibaret. Arada bir çekirdek aileye yapılan ziyaretler bile sorun oluyor. Çekirdek eve sığamıyor çınar gibi büyüklerimiz.

Ve yaşamlarımız artık daha özsüz. Ninelerin anlattığı masalların yerini artık internetteki oyunlar aldı. Neredeyse her odasında televizyon kaynayan evler, birlikte yemek yeme alışkanlığını bile kaybetmeye başlamış aile fertleri, çocuklarımıza asla aktarılamayacak güzelim masallar, dersler, sözler…

İşte bir mutluluk kaynağı burada yatıyor: aile büyüklerimiz. Lütfen onları daha sık ziyaret edelim, onları daha sık davet edelim. Evimiz müsaitse bizimle yaşamalarına imkan verelim. Ta ki çocuklarımız yaşamın ince ruhunu unutmasınlar. Aynı kentte yaşayan yabancılar gibi olmasın halalarımız, dayılarımız, amcalarımız. Sık sık ziyaret edelim. Çocuklarımızla birlikte.

Mutluluğun bizim farkına bile varmadığımız tadını bilinç altında hissetsinler çocuklarımız. Bunu çocuklarımızdan esirgemeyelim. Biz de şımartıldığımız o bembeyaz nakışlar ve örtülerle dolu evlerde çocukluğumuzdan kalan mutluluğun bir tahtanın aralığına sıkışmış kalmış izlerini bulduğumuzda yeniden keşfedeceğiz o eski temiz mutlulukları…

Sizin yok mu böyle bir muska gibi hafızanızın ince kıvrımlarına saklanmış anılarınız büyüklerinizle ilgili? Anlatın paylaşalım.

 
Toplam blog
: 51
: 2739
Kayıt tarihi
: 15.07.06
 
 

1961 yılında Çorum’un Osmancık ilçesinde dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde li..