mutluluk eve sığar

                  Mutluluk Eve Sığar

            “Dışarıya kapanmak esasen içeri açılmaktır. Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan.” – Franz Kafka                     

Öncelik hayatta kalma, sağlıklı yaşamak ve yaşama sevincini desteklemek olunca ve yaşarken de çocuklarınıza baş ağrısı olmamayı hedeflediyseniz, beyninize de olumlu düşünceleri hâkim kıldıysanız, mutluluk eve sığar.

Bir virüs nedeniyle gelen uyarıları dikkate alarak yaşımızın da gereği yaklaşık bir buçuk aydır evimizde bilim adamlarınca önerilen sosyal izolasyon önlemlerine ve sosyal mesafe kurallarına uyarak yaşamaya çalışıyoruz.

Hayatımızda ilk kez karşılaştığımız bu uzun süreli evde kalma, Yaşam biçimimizi, alışkanlıklarımızı, düşünce ve davranışlarımızı yeniden sorgulamaya eşimizle birlikte yeni bir yaşam kültürü ve alışkanlığı edinmek zorunluluğuna itti. Zihnimizi, psikolojimizi, iletişimimizi canlı tutma gereği ortaya çıktı. Kendimizi virüs tehlikesinden korumanın ötesinde başka hastalığa yakalanmanın da bu koşullarda çok önemli olduğu gerçeğini kabul ederek yaşam biçimimizi beslenme, uyku, hareket, hijyen vs kurallarını da her zaman olduğu gibi canlı tutmaya çalıştık.

Böylesi olağanüstü durumda can sıkıntısı tuzağına düşmemeliyiz. Araştırmalar, can sıkıntısının sağlığı olumsuz etkileyen, hatta ömrü kısaltan tehlikeli ve rahatsız edici bir durum olabileceğini gösteriyor. Anı kurtarmak yerine daha uzun verimli sorunlara kafa yormanın daha akıllıca olacağına inanıyorum. Örneğin, böyle durumlarda insan hayatın daha büyük anlamları olduğunu hissetmeli, kendini değerli kılmalı.

Beynimizi olumsuz düşüncelerle meşgul etmemeliyiz, olumsuz düşüncelerde bir virüs gibidir, beynimize yeni düşünceler geleceğe dair umutlar yüklediğimizde hayatımızı kontrol altına alırız. Zihnimizi kontrol altına aldığımızda hayatımızı da kontrol altına alırız. Böyle günlerde tek yapmamız gereken şey zihnimizi kontrol altına alarak ona olumlu düşünceler yükleyip ilham verecek etkinliklerle meşgul ederek bu günleri problemsiz bir şekilde atlatır, ruh ve beden sağlığımızı korumuş oluruz.

35 yıllık evlilik dönemimizde çalışma hayatı, çocukları büyütüp onların eğitimi ve ev araba sahibi olalım derken tatil dönemleri de dahil hiç bu kadar eşimle birlikteliğimiz olmadı. Evde bu süre içinde kendimizi birbirimizi daha çok dinleme, anlama, yorumlama birlikte planlı iş yapma becerimizi test etmiş olduk. Başarı ve mutluluğun bir bütün olduğu ve bunun evin içinde yaşananlara bağlı olduğu gerçeğini öğrendik. Bir evde iletişimin ne kadar önemli olduğu gerçeğini gördük. Empati yapıp paylaşma duygumuz daha da gelişti. Evde de fiziksel mesafe (sosyal mesafe ) de deniyor kuralına uyduk, bu şu demek oluyor zaman zaman birlikte, zaman zaman zamanı ayrı değerlendirme, yani evde sürekli kalmak büyük usta Nazım’ın bir şiirinde dediği gibi; İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena,

Dağları,  deryaları düşünmek iyi. Durup dinlenmeden yazmayı, Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana, Bir de ayna dökmeyi. Yani içerde on yıl, on beş yıl, Geçirilmez değil, Geçirilir, Kararmasın yeter ki Sol memenin altındaki cevahir! Ayhan ŞİMŞEK