Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Aile ve Çocuk Danışmanı Burcu Polatdemir

http://blog.milliyet.com.tr/yasamsenin

13 Eylül '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutluluk Oyunu

Mutluluk;  sadece soyut imgeler barındıran bir kelime mi yoksa  öylesine içi boşaltılmış  ,adı eskitilmiş , fazlasıyla kullanılmış elden ele geçmiş antikacıda alıcısını arayan bir  eşya gibi mi muamele görmekte? Mutluluk ; kimine  kendi sahibi olmadan ses vermeyen bir enstrümanı hatırlatır kimine de  kendi  ayakları üzerinde duran sapasağlam bir zafer heykelini.. Ne kadar insan o kadar farklı anlayış o kadar farklı cevap gelir akla hiç şüphesiz.. Benim anladığım diğerinden farklıyken her birimizin zihninde ‘mutluluk’ yazınca  aynı sonuca ulaşılamadığına şaşırmak mı gerek?.

Bir kelime oyunu gibi de olabilir , ele güne karşı sergilenen , izleyicisine gösterilen piyes tadında da çıkar karşımıza mutluluk ..Neden olmasın? Kimine göre maddi çıkar bekleyen hayallerin kaynağı olur,kimine göre de  maneviyatı yüksek ulvi konularla meşgul eder insanı.. Olur ya  bir bakmışsın oldukça hayali görünür her bakanın  gözüne.. Avcılıkla uğraşan atalarımızın yiyecek bulduğundaki  duygu durumu , gel zaman git zaman ortak sosyalleşme sonrası  farklı zihin durumlarına da yakıştırıldı mutluluk. Kimisi onu  içimizde aramamız gerektiğini kimisi de uzak diyarlarda ,ıssız doğada aramak gerektiğinden dem vurdu. Sonra ne mi oldu mutluluğa? Hala tam olarak kendisini anlatan , hoş beş eden , tanıdığını belirten kimseye göstermedi kendini.. Söylenene göre zaten hiçbir yerde aramamak gerektiğiydi onun sırrı. Arkasından koşanı , arayanı pek ziyaret etmediği de söylendi gizliden gizliye.. Belki de öyleydi kim bilirdi ki işin iç yüzünü.. Mutluluğun kendisi mi??

‘Nerede aramak gerekirdi ki mutluluğu? ‘ sorusunu duyanınız olmuşsa’ Neden aramak zorundayız ? ‘diyen biriyle karşılaşanınız oldu mu merak ediyorum. Peki  arayıp bulunca dünyanın sonuna kadar saklanacak hazine muamelesi göstermek neden?  Hem oldu da bulursak ; ille de güzel izler bırakıp eski dost  hasbihaliyle karşılaşacağınızın garantisi var mı? Koskoca ömür bu.. Ya  alışkanlık eder de onsuz hayattan keyif almama gayretine düşersen.. Ya bulunca ‘ne tür bir illetmiş karşılaşmasaydım ne güzeldi yuvarlanıp gidiyorken’ dersen?  Ya dersen?  Altı boş , içinde ne var ne yok bilmeden koşarız ona doğru hayat boyu, uçuşan uçurtma misali yanlışını doğrusunu bilmeden..

 Bazen usanıp da soluklanmak gözümüzdeki perdeyi kaldırır da fark ederiz.. Bazen de yetmez deyip daha fazlasını aramanın aç gözlülüğüyle elimizdeki gülleri feda ederiz. Her defasında bir bahanesi olur insanın.  ‘Böyle olmasa daha mutlu olur muydum?’ , ‘Farklı davransaydım sonuç farklı olur muydu‘ ‘Oraya gitmeseydim  bunlar başıma gelir miydi? , ‘Şunu yapmasaydım kim bilir neler olurdu?’  

Kimbilir neler? Belki de koskoca hiçbir şeydir gelen.. Ve ‘Böyle olması gerektiği içindir’  görmen gereken.. Sahiden şimdi  bunu görmeyi başarabilir misin?

 
Toplam blog
: 82
: 140
Kayıt tarihi
: 12.04.15
 
 

Çocukların duygu ve davranışlarının sonuçlarından yola çıkarak ,çocuğun ruh dünyasında oluşan değ..