Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Mutluluk

Yazılan onca şiir, hüznün insanın içine sığamayıp taşma şekillerinden birisidir aslında. Öyle ya insan ne zaman bir şeylere dayanamayacak olsa kendini ya müziğe verir ya da eli kalem tutmuşsa bir kere yazıya. Ben de öyleydim. Bir şeyler karalayabilmek için mutlaka bir acı olmalı diyordum. Acı bir tek o işe yarıyordu çünkü. Ayrılık mesela.kahreder insanı ama onun sayesinde yazılır en güzel aşk şiirleri ya da ölüm, tarifi imkansızdır ama bir romanla ölümsüzleşir bir insan.O kadar çaresizizdir ki bir masala sığınıp avuturuz kendimizi..İster yazan taraf o lalım ister okuyan ne zaman hüzünlensek, ne zaman acılara gömülsek hemen bir yazının başında buluruz kendimizi.. Çünkü insanlar dinlemez ,dinlese de anlamaz ama sözcüklerin farklı bir gücü vardır. Onlar yalansızdır. Öyle ki bazen bir roman kahramanı en yakın arkadaşımızdan daha yakın olur bize.. Hani en sevdiğimiz bile bizi anlamaz da hiç tanımadığımız bir yazar yaşadıklarımıza şahit olmuşçasına bizi bize anlatır. Toplum olarak acıyı bir başka acıya sararak teselli ararız. Çivi çiviyi söker sözü hayat felsefemiz haline gelmiştir. Çünkü bütün acılar hep üst üste gelir zannederiz. Evet bazen öyle de olur.”Hayır daha fazlasını kaldıramam artık.” derken daha fazlası olmuştur bile.

Peki hiç mi güzel şeyler olmaz hayatta? Acılar üst üste gelir de mutluluk doya doya yaşanamaz mı hiç? “Ben daha ne isterim.” derken başka bir güzellik daha çalmaz mı kapımızı? Olur elbet..  Yolun sonuna geldiğini düşünürken yepyeni tertemiz bir yol çıkar karşına. “Dipteyim, sondayım.” diye söylenirken bir el uzanır bizi o dipten kurtaracak olan. “Çok yalnızım, işte böyle ölüp gideceğim.” derken sana adanmış bir ömürle gözlerinin içine bakar günün birinde biri..”Ben bir daha aşık olamam olmak da istemiyorum.” derken hiç fark etmeden yüreğinde kelebekler uçuşmaya, avuç içlerin terlemeye başlar yeniden. Gecenin karanlığına alıştırmışken kendini bir ışık sızar gecenin içine ve gün gelir o ışık en büyük aydınlığın olur.. Kendinle baş başa kaldığında kurduğun” keşke” ile başlayan her cümle yerini “iyi ki” ile başlayan cümlelere bırakır.. Hayatta öyle bir şey yaşarsın ki çektiğin onca acının bir sebebi olduğunu anlarsın.. Bir zamanlar küstüğün kader sana gülümsemeye başlar ve sen hayatla barışıverirsin..

Bazen mutluluklar da üst üste gelir. Ama insan o kadar alışmıştır ki acı çekmeye yaşadığı mutluluğu, onu kaybetme korkusu gölgeler. Bir mutluluğu dillendirmekten ve onu yazıya dökmekten de çekiniriz bu yüzden. Oysa çekinmeden söylemeli insan ve nasıl bir acıyı yazıya dökebiliyorsa mutluluğunu da sözcüklerle taçlandırabilmeli.. Güzellikleri, mutluluğu paylaşabilmeli…

İşte bu yazı aman nazar değmesin korkusunu içinde barındırsa da mutluluğumun içime sığamayıp taşma şekli aslında… Öyle ya hüzün, acı bir yerlerde karşıma çıkacaktır muhakkak ama biliyorum ki bu hayatta güzel şeyler de oluyor ve hiçbir acı sonsuza dek sürmüyor.

Kısacası üstadın dediği gibi: ”Yaşamak güzel şey be kardeşim!”

Not: Üstat demişken hiçbirimiz Abidin Dino değiliz ama her birimiz kendimiz için mutluluğun resmini yapabiliriz.

Öyle işte..=)

 
Toplam blog
: 32
: 570
Kayıt tarihi
: 23.09.08
 
 

İstanbul Ünüversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. 6  yıldır özel bir dershanede edebiyat öğ..