Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '18

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Müzeyyen Senar'ın 100. Yaş Günü Anısına

Müzeyyen Senar'ın 100. Yaş Günü Anısına
 

“İnsanların nerede oldukları asla bilinmez. Rüzgâr onları oradan oraya gezdirir durur. Köklerinden yoksundurlar, bu da onlar çok rahatsız eder.”
Küçük Prens (Antoine de Saint-Exupery)

     Sözlerime büyük küçük herkesin ilgiyle okuduğu “Küçük Prens” kitabından alıntı bir sözle başlamak istedim. Yel ile savrulmadan özümüzü benimsemeli ne de olsa. Kendi memleket toprağımızda sevilmeyi başarabilmeli, öldükten sonra bile kökümüze sadık kalabilmeliyiz. Kitaplardan şarkılara, kelimelerden notalara ulaşırız ve sanata değer verenleri yâd ederiz.

     Tarih: 16 Temmuz 2018 – Pazartesi. İnternetteki arama motorumuz “google” biliyorsunuz ki insanlığa hizmet eden ve evrensel değer taşıyan önemli günleri, tarihleri ve kişileri ölümsüzleştiriyor. 16 Temmuz 2018 sabahı telefonumu bir açtım ki internet ana sayfamda bir Türk sanatçı ismi ile ekranda karşılaştım. Türkan Saylan, Aysel Gürel de yıldönümlerinde insanlığa hizmet adına seçilince şaşırmıştım ve sevinmiştim. Bugün de Müzeyyen Senar’ın 100. Yaş Günü. Çocukken kendilerini çok sevdiğim bazı sanatçılara ait yonca yaprağımdan 2018 yılı itibariyle hayatta olan hayranlarımdan bir tek Zara kaldı. “Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Barış Manço, Zara” muhteşem dörtlüsü benim kalbimde dört yapraklı yoncadır. Her biri kendi sesi, yeteneği ile farklıdır. Ses sanatçıları olduğu için şarkıları hatırlanıp zihinlerimizde kaldı, dördünün de çok az sayıda filmi sinemada yer aldı.

           Uludağ Üniversitesindeki (Bursa) dört yıllık lisans eğitimimde, memleketi Bursa ili olan Bursalı Müzeyyen Senar ile Zeki Müren’in sanata dair eserlerini müzelerde gezip inceleme fırsatım oldu. Peki, kimdir Müzeyyen Senar? Kendisi hayattayken elbet röportaj yapma fırsatım olmadı. Ömrünün son zamanlarını kendi hâlinde, mütevazı yaşayışıyla Antalya’da geçirmişti. Haber programlarında özel hayatını o kadarıyla görebilmiştik. Medyadan duyduğumuz haberlerle, kitaplardan okuyup da toplumumuzun genel itibariyle bildiği yanlarıyla sanatçımızın yaşamını özetleyelim. “Kekemeler iyi şarkı söyler.” diye konuşuyor bir röportajında. Bunun içine sanatçıları da dâhil ediyor. Kekeme olduğu için uzun süre eve kapanıp kimseyle konuşmamış, hızlıca konuşunca aslında kekemeliği kayboluyormuş. Bu kez de hızlı konuştuğunda insanlar onun dediklerini anlayamıyor tabi. “Müzeyyen çocukken çok güzel tütün dizerdi küçük elleriyle.” dedi kendisini az çok tanıyan Bursalı bir vatandaş.

     "Cumhuriyetin Diva’sı" olarak da bilinen, Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar, vefatının üçüncü yılında anılıyor 2018’de. Birazcık kendisinin yaşamöyküsüne kalemimizle yolcu olalım…

     “16 Temmuz 1918'de Bursa'da (Keles İlçesinin Gököz Köyü) dünyaya gelir. Dönemin türkülerini henüz 6 yaşındayken hatasız söyleyen Senar, ailesiyle geçim sıkıntısı nedeniyle daha sonra İstanbul'a göç eder.

     Bir süre kekemelik sıkıntısı da yaşayan Müzeyyen Senar, 12 yaşındayken babasının evinden kaçarak Üsküdar’da yaşayan annesinin yanına gider. Senar'ın, 1931'de Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne kaydı yapılırken Emin Ongan ve Necati Tokyay’dan usul, nota, makam öğrenir.

     Müzeyyen Senar 1934’te ona türküler öğreten hocası Dr. Mahir Kürklü ile nişanlandıysa da evlilikleri gerçekleşmez. Müzeyyen Senar, 1935’te ona ‘Senar’ soyadını veren Ali Senar’la, 1943’te Ercüment Işıl’la ve 1953’te Tevfik Hamza ile evlenir. İlk evliliğinden bir, ikinci evliliğinden iki çocuğu olur. İlk iki evliliği mutsuz geçen sanatçı, üçüncü kocası SuudiArabistan Sefiri Tevfik Hamza Bey'le mutlu bir evlilik sürer.

     Arap filmlerinin dublajında Münir Nurettin Selçuk’la birlikte şarkı söyler. Senar, Sadettin Kaynak'ınşarkılarını plağa okurken, "Kerem ile Aslı", "Kahveci Güzeli" gibi filmlerde de rol alır. Senar’ın yeteneğinin Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de ilgisini çekmesi uzun sürmez. Sanatçı birçok kez Atatürk’ün huzurunda ve özel toplantılarında şarkı söyler. Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi hayranı olduğu bir sanatçıdır atamızın gözünde."

     Atilla Dorsay’a verdiği bir röportajda Atatürk ile olan iletişimini Müzeyyen Senar şöyle anlatmış:

     "1936 Sonbaharıydı. Saray'a gittik, sabaha kadar şarkı söyledik. Atatürk kitabı aldı, ‘şunu oku, bunu oku’ diyor. Sohbet yok, hep şarkı söyledik. Sonra 1937'de gittim. Selahattin Pınar geldi: “Bursa'ya Ata'ya gidiyoruz.” dedi. Tuvaletler filan aldım, gittik. U şeklinde masalara oturmuşlardı. Yine saatlerce şarkılarımızı söyledik. Ertesi gün Belediye Sarayı'na gittik, Merinos Fabrikası'nın açılış törenleri vardı. Bu kez beni yuvarlak masaya davet etti, iltifatlar etti. Sonra dansa kaldırdı. Ben dans bilmiyorum ki... Anladı bilmediğimi. Orada nasıl ölmedim, bilemiyorum."

     Ne kadar mütevazı bir hanımefendi ki dans etme konusunda bile saygıyla karışık bir şaşkınlık yaşamış. Her sanatçımız böyle edebî seviyede olabilmeli aslında ve halkın sevgisini kazanabilmeli.

     O yıllarda bir ilki de gerçekleştirerek, ilk yurtdışı konserini 1947'de Paris'te veren Müzeyyen Senar, konserin Türk basınındaki büyük yankısı neticesinde yurda dönüşünde büyük bir coşkuyla karşılanır.

       Senar, son konserini ise 5 Eylül 2006'da İstanbul'daki Sepetçiler Kasrı'nda verir.

     Senar'ın, Sezen Aksu, Tarkan, Nükhet Duru, Ajda Pekkan, Şebnem Ferah, Kubat, Levent Yüksel ve kızı Feraye ile düet olarak yaptığı "Bir Ömre Bedel" albümü büyük ilgi görür. Dinleyenleriniz varsa kendi yüreğinizle yorumlar katabilirsiniz. Hayatı boyunca yaklaşık 500 plak ve albüm yapan Senar, 1998'de “Devlet Sanatçısı” unvanını alır.

     Müzeyyen Senar, 26 Eylül 2006'da İzmir’deki evinde fenalaşarak tedavi altına alınır ve 2007'de İstanbul Darüşşafaka Rehabilitasyon Merkezi'ne nakledilerek fizik tedavi görmeye başlar. Doktorların yapacak başka bir şey kalmadığını söylemeleri üzerine kızı tarafından Bodrum’a götürülen Senar, 8 Şubat 2015'te tedavi için götürüldüğü Ege Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybeder.”

     Belki en bilindik hâliyle sanatçımızın kocaman hayatını bir iki sayfaya sığdırmak istedim. Sanatçımızın ölüm haberini ve insanlarımızın gündemdeki yorumlarını hâlen hatırlıyorum. Hayattayken bir şekilde kendisini tanıma fırsatımız oldu yahut Bursalılardan dinledik. Benim çocuklarım gelecekte kendisini sadece bizim anlattıklarımızla ve şarkılarıyla uzaktan tanıyacak. Değerli insanların yıldönümlerini anma günleri düzenlenmeli, o günler adına şiir yarışmaları düzenlenmeli mesela.

      “Müzeyyen Senar Beste Yarışması, Sanat Müziğinin Devlerini Anlatan Anı Yarışması, Senar Yaşamöyküsü Günleri, Türk Sanat Müziğine Renk Verenleri Anma Gecesi, Müzeyyen Senar ve Zeki Müren Sanat Günleri, Bursalı Sanatçıları Anma Haftası” gibi ne güzel etkinlikler doğar el ele verirsek. 16 Temmuz gününde, 2018 adet karanfil bıraktı şiirsel kalemim. Bir Müzeyyen Senar klasiği yaşadı titreyen yürekler. İnleyen nağmeler sanat müziğine büründü ve halkın sanatçılarında buluştu sonsuz hatıralar.

16 Temmuz 2018 - Pazartesi

 

 
Toplam blog
: 8
: 152
Kayıt tarihi
: 13.07.18
 
 

    Öğretmen, Yazar, Şaire, Oyuncu Adayı, Editör ve Türk İşaret Dili Eğitmeniyim. Türkiye Yazarla..