Müziğin sihirli gücü

Bugünkü yazıma başlamadan bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlamak istiyorum. Burcu Göker de bir öğretmen şu anda. Burcu uzun yıllar yaptığı keman eğitiminin yanısıra pedegojik eğitim de alarak öğretmenlik vasfına sahip oldu. Fransa, Amerika ve Kanada'daki eğitimleri sırasında gerek Üniversitelerde gerek  Akademi ve müzik okullarında  görev aldı ve her yaştan birçok öğrencisi oldu. Değişik yaşlardaki öğrencilere keman eğitimini değişik metotlarla yaptırdı. Bazen 5 yaşında , bazen 30 yaşındaki öğrencileri ile önce gönül bağı kurarak daha sonra keman eğitimi vererek bu konuda büyük başarı sağladı. Bütün bu öğretmenlik çalışmaları esnasında tüm öğrendiklerini, pedagojik  bilgileri ile destekleyip, kendi eğitiminde yapılan pedagojik hatalardan ders alarak kısa sürede kemanını seven ve onu çalarken mutlu olan başarılı öğrenciler yetiştirdi. Şu anda Florida State Üniversitesinde  üniversite ve master öğrencileri yetiştirerek öğretmenlik görevine devam ediyor.  Bu öğretmenler gününde  diğer öğretmenlerimize göre işin başında sayılan Burcu Göker'e de bundan sonraki  zorlu  öğretmenlik görevinde başarılar diliyorum.

Bir önceki yazımızda Cenevre Sion Tibor Varga Müzik Akademisindeki masterclas ve festival anılarımızı anlatıyordum. Burcu Cenevre'ye 4 yıl üst üste gitti. Bu seyahatlerinde bazen ben, bazen ablası ona eşlik ettik. İlk gidişimizde aşık olduğumuz bu kasabayı her gidişimizde daha çok sevdik. Sion'da geçirdiğimiz müzik dolu 15 gün bizim için çok faydalı olduğu kadar bir o kadar da zevkli idi. O günlerden aklımda çok güzel anılarım var. Bir arada aynı yurtta kaldığımız ve daha önce hiç tanışmadığımız halde 15 gün içinde dost olduğumuz  Japon, Koreli, Çinli bir çok arkadaşımız oldu. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala bir çoğu ile arada bir haberleştiğimiz  bu kişilerin her biri şu anda dünyanın bir çok yerinde adı geçen orkestralarda, Akademilerde görevli. Arada bir müzik dergilerinde veya gazetelerde isimlerine rastladığımızda içimizde uyanan sevgi ve dostluk duyguları çok güzel. İşte bu masterclasların böyle faydalı bir tarafı var. Dünyanın heryerinde seninle aynı duyguları paylaşan kişilerin olduğunu bilmek çok güzel. Ayrıca bu kurslar esnasında tanıştığın çeşitli ülkelerden kişilere sen kendi ülkeni tanıttığın gibi onların da ülkelerini, adetlerini tanıma fırsatını buluyorsun. Bu kültür alışverişi  ilerki yılllarda ülkenden başka ülkelerde yaşadığında kişiye çok yardımcı oluyor ve büyük cesaret veriyor.

Sion'daki bir kücük anımı da anlatacağım.Kursun çok yoğun geçen günlerinden bir gün Burcu yurttaki odamızda keman çalışırken ben de tesadüfen odadaydım. Genelde o çalışırken ben yarışma dinlemeye Akademiye konser salonuna gidiyordum. Ama o gün sanırım odamızda bir işim vardı. Daha önce de bahsettim. Yurdun arkası çok güzel bir ağaçlıktı ve  Sionda yaşayan halk burada yürüyüşler yapıyordu. Ağaçlığın içinde yürüyenlerin  arada oturup dinlenmesi için tahta banklar vardı. Bizim yurttaki odamızın pencereleri de bu ağaçlığa bakıyordu. İşte Burcu keman çalışırken bir ara ben pencereden baktim ve odamızdan görünen  ağacın altındaki tahta bankta çok yaşlı bir çift gördüm. Yaşlı çift banka oturmuş birbirlerine dayanmış ve Burcu'nun kemanını dinliyorlardı. Onlar dinlerken ben onları  seyrettim. Burcu'nun çaldığı kemanın sesi ile o güzel ağaçlar altında  o kadar mutlu görünüyorlardı ki. Elele tutuşmuş ve mutlulukla sanki dans ediyorlardı. Birden Burcunun çaldığı parça dikkatimi çekti. Wienvsky adlı bestecinin Aşk Şarkısı adlı bir eseri idi Burcu'nun çaldığı. Yaşı 80 nin üstünde bir çift bu şarkı ile 18 yaşlarına ve hatıralarına dönmüş, mutlu bir şekilde dinliyordu.Biraz sonra müzik bitince yaşlı çift bibirine tutunarak kaldı ve yavaş yavaş yürüyerek oradan uzaklaştı. Giderken arkalarından baktım. Mutlulukları yürüyüşlerine bile yansımıştı. Şimdi  daha güçlü adımlar atıyorlardı.  İşte o zaman müziğin sihirli gücünü daha iyi anladım. Bu gücü çok iyi kullanıp yaşamımızı daha mutlu hale getirmek bizim elimizde. Müzik desteği ile hepimize daha mutlu günler....