Müzik çıplak yapılmalı

Cinsel açlık sonunda müzik piyasasına da yansıdı. Son zamanlarda gece klüplerinde yarı çıplak yabancı Dj’ler boy (ve göğüs) gösteriyor ve tahmin edildiği gibi klüplerde adım atacak yer kalmıyor. Müzik için orada bulunan insanların günahını almayalım tabi ama onlar büyük ihtimalle azınlığı oluturan kişiler. Bir de çoğunluğu oluşturan bir grup var ki sormayın gitsin. Dj kabininin önü açık tribün gibi elinde telefonuyla görüntü almaya çalışan dört sıra erkekle dolu.

Dj Niki Belucci kameralara alışık olduğu için pek yadırgamıyor bu durumu çünkü müzik piyasasına atılmadan önce porno piyasasını sallamış ve kamera ile bayağı bir haşır neşir olmuş. Yakınlık derecesi sünnet videolarımızdaki ile hemen hemen aynı. Bizim magazin starlarının aksine “çekin canım” der gibi gülümsüyor kameralara. İnsan merak ediyor tabi “neden bu tür olaylar hep Türkiye’de oluyor” diye. Bu boyutta bir cinsel açlık hiçbir ülkede yok da ondan. Klüp sahipleri de bu açlığı körüklemek istercesine yarı çıplak Dj çıkartıyorlar. Adamlar haklı, ekonominin sarsılmaz kuralı: arz ve talep meselesi.

Yalnız ben şimdiden uyarayım, kamera ile görüntü alma meselesi daha fazla uzarsa alkolün de etkisiyle iş sarkıntılığa kadar gider ve pek hoş olmayan görüntüler çıkar ortaya. Bence Dj Kabini’ni Dj Kafesi’ne dönüştürsünler ve bu sorunu pratik bir çözümle ortadan kaldırsınlar. Böylece Dj, üzerindeki toz bezi ebatlarındaki eteği de çıkartıp rahat rahat müziğini yapar. Kafesin tellerine elektrik vermek de ayrı bir çözüm olabilir. Olayı

Psikolojik bir açıdan ele aldığımızda bizim millete hak vermemek elde değil. Niki Belucci’nin göğüs şovuna Freud’un açısından bakarsak erkeklerin bebeklikten itibaren anneye karşı bir ilgisi olduğunu (oedipus complex) ve bu ilginin ergenlikte de sürdüğünü söylüyor hazret. Kısacası, bizimkiler Niki Belucci’yi anne figürüyle özdeşleştirip güdülerini tatmin etme peşindeler. Niki de bu durumdan gayet memnun gibi.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki müzikten anlamayan insan müzik yapıyor, sinemadan anlamayan yönetmen oluyor, öğretmeyi bilmeyen öğretmen olabiliyor, bir zamanlar “yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabi elden gidecek” diyen adam Başbakan olabiliyor fakat şu sıralar en çok rağbet gören neredeyse çırılçıplak soyunup “birşeyler” olmaya çalışmak. Bu şartlar altında insanın okuyup “birşeyler” olası da gelmiyor, ben soyunamam çünkü. Soyunsam yine aç kalırım! Ne şanstır ki televizyon kanalları ve basın hemen hemen her soyunana kucak açıyor. “Gel burada soyun canım evde üşürsün” gibi bir anlayış benimsenmiş ve bu da kaliteyi düşürüyor. Buarada üşümeye başladım, üzerime rahat birşeyler alsam iyi olacak.