Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Psikolojik Danışman Gizem KOLÇAK

http://blog.milliyet.com.tr/uzmpskdangizemkolcak

24 Ekim '17

 
Kategori
Psikoloji
 

Müzik Terapi Ders Notlarımdan

Müzik Terapi Ders Notlarımdan
 

Üniversite 3. Sınıftayken, sanatın tüm dallarının terapötik bir araç olarak kullanılabileceğine inanan bir psikolojik danışman adayı ve sanatsever olarak bir seçmeli ders aldım, Müzik Terapi.

Şimdi bir psikolojik danışman olarak bireysel ve grup çalışmalarımda çok büyük keyifle kullandığım bir araç müzik. Ama işin terapötik ve teknik kısmı bir yana kişisel gelişimimiz için müzik çok zengin bir kaynak. Ve çok değerli, hayatı güzellikleriyle yaşayan, yaşam dolu sevgili hocam Yrd.Doç.Dr. Mehmet Gezer ( https://www.mehmetgezer.com/ ) her bir paylaşımınız, öğretmenliğiniz, rehberliğiniz, sohbetiniz için minnettarım.

“ Hayatta müziğe ihtiyaç yoktur. Çünkü hayatın kendisi müziktir. ” Atatürk

Müzik Terapi Nedir?

Dünya Müzik Terapisi Federasyonu (WFMT) müzik terapiyi şu şekilde tanımlamaktadır: Müzik terapisi, bir müzik terapistinin bir danışan (client) veya grupla, onların fiziksel, duygusal, zihinsel, sosyal ve kognitif ihtiyaçlarına karşılık verebilmek adına iletişim, diyalog, öğrenim, mobilizasyon, ifade, organizasyon ve bunlarla ilişkili diğer terapötik amaçları gerçekleştirebilmek ve kolaylaştırmak amacıyla planlı bir süreçte müzik ve/veya müzikal unsurları (ses, ritim, melodi ve armoni) kullanmasıdır.

Müzik terapi uygulaması yapılırken psikolojik danışman, psikolog, fizyoterapist, cerrah, diyetisyen, hemşire ve diğer mesleki grup çalışanları da vakaya göre birlikte görev yapabilirler.

“ İnsan bilmelidir ki; neşe, hoşnutluk, gülme, acı, üzüntü, karamsarlık ve matem yalnızca beyinden gelir. ” Hipokrat

Macar müzikoloğ Zoltan Kodaly (1882-1967) ”eskiden  çocuğun müzik eğitimi doğumundan 9 ay sonra  başlamalı  diye düşünürdüm. Şimdi aynı düşüncede değilim, yeni doğan bebeğin müzik eğitimi doğumdan 9 ay önce başlamalı ” diyerek müziğin önemine dikkat çeker.

Müzik ve çocuk etkileşimine baktığımızda ise biliyoruz ki son dönemlerde hamileliklerinde bebeklerine müzik dinleten annelerin sayısının artıyor olduğu ve hatta doğum esnasında da bebeğin tanıdığı sesi dinletmenin doğumu kolaylaştırdığı için tercih ediliyor olması. Örneğin dünyaya gelişin ilk günlerinde annenin çocuğa ninni söyleyip, uyuması için sallaması duyusal ve hareketsel bir uyarı getirir.  Yeni doğan bir çocuk aktif dinleyicidir, sesi ayırt edebilir ve ses kaynağına yönelebilir. Tıp uzmanlarına göre; ana rahminde şekillenmeye başlayan cenin, iki ay içinde ses titreşimlerine duyarlı ve beş aylıkken her türlü sesi (dinlendirici veya şiddetli) duyar ve etkilenir. Bu tespitten yola çıkan terapistler, onlara belli zamanlarda annelerinin hamilelik döneminde dinlemiş oldukları müziklerin duyurulmasını operasyon için gerekli görmektedirler. Hamilelikten itibaren dinletilen Türk ve Batı Müziği klasik eserlerinin insan zekasını olumlu yönde etkilediği bilinmektedir.

Ve tabi ki ergenlik, ergenlikle beraber soyut düşünce yeteneğini geliştiren bireyler koro, okul bandosu, müzik aleti çalma gibi daha gelişmiş bir yaşantı içine girebilirler.  Kendi aralarında müzik yapıp grup oluşturabilirler.  Video, klip veya CD dinlemek için büyük zaman ayırarak müzik konulu sohbetler ilişkinin temelini oluşturabilir. Dinlenilen bir müzik eserini akranları ile paylaşmak için büyük bir heyecan ve çoşku yaşanabilir. Özellikle rock, techno ve pop tarzı müziklere ilgi artar, 13-19 yaşları arasındaki ergenler için bu müzikler bir kültür ve sembol haline gelir. Bunun nedeni; delikanlı tabirinin anlamına uygun olan hayatlarının bu döneminin kargaşalarla dolu olması ve bu müziklerle karmaşık duygularını en iyi şekilde ifade ettiklerini düşünmeleridir.

Uygulamadaki temel düşünce; bireyde unutulmuş olan duyguları yeniden uyarmak ve farklı duygular üreterek kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumu değiştirmek ve sağlıklı yaşama şartlarına uyumu sağlamaktır.

Birçok Batı müziği tonunda yapılan ezgilerin insanı içinde bulunduğu olumsuz durumdan çıkarıp, mutluluk duygusunu arttırdığı yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Batı müziğinden hoşlanan ve psikolojik rahatsızlığı olan bireylere müzik terapi uzmanları tarafından tavsiye edilen eserlerden oluşan birkaç örnek aşağıda verilmiştir. Örneğin;

Vivaldi’nin Dört Mevsim, İlkbahar’dan ” Allegro ” ve “ Largo ”

Beethoven’ın  9.Senfonisinden 4.Hareket

Amadeus Mozart’ın 40. ve 41nci (Jüpiter olarak da bilinir) senfonilerinden bölümler

Bizet’in Carmen Suit No.1’den ” Les Toreadors ” ve “ İntermezzo ”

Rossini’nin “ William Tell overtürü “

Carl Orff’un Carmina Burana adlı oratoryosundan “ Trionfo di Afrodite ” ve “ Catulli Carmina ”

Tony Black adlı müzisyen’in “ Wonderful Life ” adlı şarkısı

Chopin, Ravel, Puccini, Stravinsky adlı bestecilerin eserleri.

Peki o zaman şu an bu yazıyı bitirmeye yaklaşmışken, hemen o uygulama veya siteyi aç ve şu yukarıdakilerden bir tanesi seç ya da sabah uyandığında, gün sonunda, yoga veya meditasyon esnasında, çocuğunla ödev yaparken, kahve içerken, kitap okurken denemeye değer, müziğe şans ver.

(Müzik terapinin Türk ve Batı tarihindeki yeri ve önemi, çalışmalar, makamlar, hangi hastalıklarda nasıl tedavi olarak kullanıldığı veya gündelik yaşamdaki yeri için müzik terapi hakkında tekrar başka bir yazı daha gelebilir, yukarıdaki iletişim bilgilerinden Yrd.Doç.Dr.Mehmet Gezer'in Müzik Terapi ders notlarına ulaşabilirsin, İlgini çektiyse lütfen takipte kal.)

Sevgiyle... 

Psk. Dan.Gizem KOLÇAK

www.gizemkolcak.com

@pskdangizemkolcak

pskdangizemkolcak@gmail.com

 
Toplam blog
: 59
: 91
Kayıt tarihi
: 21.06.17
 
 

  Uzm.Psk.Dan.Gizem Kolçak, lisans ve yüksek lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi Psikoloji..