Müzikdaşlarımı Arıyorum 2

1. Bölümün sonunda "az sonra..." demiştim ama neredeyse bir hafta oldu. Neyse ki elektronik ortamda yazılar, uzun süre, aynı yerde, değişmeden kalabildiği için bunun pek önemi yok! Yine de bekleyenlerden özür dilerim.

Ustalar, Solo ve Grup Çalışmaları:

Ustalar:

Mahzuni, sesleniyordu:

Vay göresim geldi Berçenek seni / Dumanlı dumanlı oy bizim eller / Nasıl unuturum körpe yavrumu / Dumanlı dumanlı oy bizim eller / Oturup ağlasam delidir derler …

Mahzuni demişken "Dargın Mahkûm"u unutmak olmaz!

… Yoruldum hal bilmezden, yaş geldi kırka çıktı / Dirildim dirildim geri öldüm, dostlar bizi bıraktı /  / Mahzuni gelir beyler, bizim yaylada yaylar / Yahu deli miyim, yok ölü müyüm? / Parlayan bizi paylar / Ağlama sızlama anam benim, bir gün biter yaralar

Ruhi Su'dan: "Zeybek ile Yürük"

Aldı zeybek: / Et getir ekmek getir / baldan da haberin olsun /  / Aldı yürük: / Kuru soğan ekmek yavan / Haldan da haberin olsun /  / Aldı zeybek: / Elde mavzer kafanı ezer / Zordan da haberin olsun /  / Aldı yürük: / Başta sarık ayakta çarık / Karşıki dağdan da haberin olsun

Nesimî, sitemini ustaca yapardı:

Şifa istemem balından / Bırak beni bu halımdan / Razıyım açan gülünden / Yeter dikenin batmasın / …  / Kolay mı gerçeğe ermek / Dost bağından güller dermek / Orda kalsın değer vermek / Yeter ucuza satmasın … 

Zülfü Livaneli yorumuyla Mesleki Baba'nın bir deyişi:

Dolanı dolanı gelir / Ölüm yavaşça yavaşça / Kalem alıp yaz derdimi / Gülüm yavaşça yavaşça / ...  / Şu dünyaya güvenilmez / Ölmeyince kan kesilmez / Mesleki'm artar eksilmez / Zulüm yavaşça yavaşça

"Mihriban"ı Musa Eroğlu'ndan dinlemek gerekir:

… / Yar deyince kalem elden düşüyor / Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor / Lambada titreyen alev üşüyor / Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban / …

Solo çalışmalar:

Zülfü Livaneli'nin hemen bütün parçaları CD'lerimde. Yekk (Yerli keyfimin kâhyaları) içinde de ayrı bir klasörü var. Zaman zaman aktarıyordum CD'lerden klasöre. Sözler ise internetten.

"Gözlerin Bir Çığlık":

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde / Buluşmak seninle bir akşamüstü /  / Umarsız şarkılar dudağımda / Bir yarım ezgi / Sığınmak gözlerine sığınmak bir akşamüstü /  / Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış / Gözlerin bu gece çok uzaktan / Geçen bir gemi …

"Leylim Ley" de güzeldir. Sözler, Sabahattin Ali'nin:

… Yedi yıldır uğramadım yurduma, / Dert ortağı aramadım derdime, / Geleceksen bir gün düşüp ardıma, / Kula değil yüreğine sor beni.

"Güneş Topla Benim İçin"i babam çok severdi:

… Seher yeli yar gözünden / Havadaki kuş izinden / Geceleyin gökyüzünden canım / Güneş topla benim için …

Solo çalışmalara devam…

Erkin Koray'ın "Ankara Rüzgârı"nda; … E bu mendili icad edeni…  dediğini başka bir bloğumda da yazmıştım. Şöyle biter bu parça: … Kaldırımların dili yok onlar söylemez / Biz söyleriz onları nasıl çiğnediğimizi / Sabaha karşı fırından ekmek alıp yediğimizi / İçtiğimizi sevdiğimizi sevildiğimizi / Aslında bi hikâyemizi anlatmaya kalksak / Zamanın beyni ağrır denizler kurur.

Timur Selçuk deyince akla "İspanyol Meyhanesi" gelir ama "Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın" da ayrı bir güzeldir:

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın / Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın / Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı / Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.

"Solo" deyince Cem Karaca'nın gençliği ve Barış Manço'yu anmadan geçmek olmaz. Gerçi onlar da orkestralarıyla birlikte çalışırlardı ama gruptan çok onların adı anılırdı.

Cem Karaca, "Namus Belası" ile ünlenmişti.  Son iki dörtlüğü şöyledir:

… Kız gelinim suna boylum doyamadan biz bize / Besmeleyle yüzün açıp oturmadan diz dize / Almış götürmüşler seni çökertmişler ıssıza / Namus belasına kardaş kıydığımız can bizim /  / Ağam kurban beyim kurban hallarımı eyledim / Ne bir eksik ne bir fazla hepsi tamam söyledim / Kır kalemi kes cezamı yaşamayı neyleyim  / Namus belasına kardaş verdiğimiz can bizim

Barış Manço, "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa"da felsefe yapardı:

… Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı / Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı / Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış / Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı /  / Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı / Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı.

Edip Akbayram vardı. "Aldırma Gönül"ü çok güzel söylerdi o da. Ancak ben, "Hey Göklere Duman Durmuş Dağlar"ı daha çok severdim:

Hey göklere duman durmuş dağlar hey / Değirmenin üstü her gün yel olmaz / Dinle ağa dinle paşa dinle bey / sen söylersin o susar mı belli olmaz / …

Tolga Çandar, "Ormancı" derdi:

… Gevenes'in suları hoştur içmeye / Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye / Tevfik'imi vurdular, hiç mi hiç yere / Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine / Aman Ormancı, canım Ormancı / Köyümüze bıraktın yoktan bir acı.

Kimisinde içim kan ağlayarak, bilerek ya da bilmeden atladığım 10'larca solo çalışanına şimdilik ara verelim.

Grup çalışmaları:

"Aşk Bitti" diyordu Ezginin Günlüğü.

Aşk bitti / Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti / Aşk bitti / İçimden sanki bir şeyler kopup gitti / Aşk hiç biter mi / Hiç bir şey olmamış gibi / Boşlukta kaybolup gider mi / Aşk hiç biter mi /  / Kalır adımızla / Bir sokak duvarında / Bir ağaç kabuğunda / Bir takvim kenarında / Kalır bir çiçekte …

"Düşler Sokağı"na giderlerdi:

… Yağmur yağsa, uykum kaçsa / Bir kuş konsa badi parmağıma / Ağlardım bir başıma /  / Sevdadandır, sevdadandır / Sevdadandır derdi annem aldırma / Aldırma gel yanıma / …

Yeni Türkü, "Yedikule" derdi:

… Nargilemin marpucu da / Gümüştendir gümüşten / Beş değil on beş yıl olsa / Ben vazgeçmem bu işten /  / Nargilem duman duman ah / Bayıldım aman aman / İstanbul güzel ama ah / Sahipleri pek

Tür değiştirelim. İncesaz'dan:

Çok âşığın var diyorlar / Yalan de yeter bana / Bir sevda sözü fısılda / Hazırım inanmaya /  / Gönül hırsızı diyorlar / İnkâr et yeter bana / Gözlerindeki cevaba / Korkuyorum bakmaya / …

Çok uzadı… Şarkılar ve yabancı müziklerden örnekleri ve kısa bir yorumumu 3. Bölüme bıraktım. O bölüm, bu kadar uzun olmayacak. Umarım ;)