Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '14

 
Kategori
Deneme
 

Müzikholdeki ışık

Müzikholdeki ışık
 

Bir müzikholün etrafında ışığın çevresinde dönen bir sinek gibiydi yaşamı. Ne uzun, ne eksik, ne farksız bir hayat olacaktı. Olmayan parmaklarını sayarken bir böcek mi, yoksa bir insan mı olduğu konusunda tereddütler yaşıyordu. Karışık kafası, ışığın göz kamaşmasıyla kör olmuş- hissiyle bakıyordu hayata!

“Vay be, kimse ama kimse beni anlamıyor!”

Böğründen fırlarcasına kuvvetli kalp atışları onu herkesten farklı kılarken, yüreğinin derinliklerinden dua ediyordu ki bu dünyaya gelirken gerçekten anlatıldığı gibi ikiz gönderilmiş olabileceği varsayımıyla, kendini mutlu bile hissedebilirdi o an.

“Biliyorum evrenin, hatta uzayın sonsuzluğunda onun yaşadığını düşünüyorum ve diyorum ki onun hayatı en az ve hatta daha çok, benim hayatımdan değerli! Ve şayet o da benim onu düşündüğüm gibi beni düşünüyorsa, işte tam bu noktada şu an mutluluktan ölmek üzereyim! Ben çaresiz herifin tekiyim!”

“Boktan bir böceğin, hayata dair varsayımsal düşünceleri kadar boktan bir felsefe, nasıl olabilirdi? Şimdi de evinde sümüklü böcek besleyen bir insanın normalliğinden ne kadar konuşulabilirse, böyle durumda bir böceğin kavrama ait olmayan düşünsel dünyası, bizleri o kadar az ilgilendirirdi. Gerçi bizim de, şahsen, bu böcekten daha iyi bir hayatımız var mıydı ki biz oturmuş hayata dair felsefe yapıyoruz!”

“Sana karşı sevgimi gönderiyorum aşkım! Senin var oluşun, olmayışından, o kadar çok önemli ki benim için, senin yaşadığını farz etmek, beni olduğumdan çok bütünlüyor. Ne garip değil mi? Yüzyıllardır bir yazar olmak için beklerken, senin varlığın, beni yazan yaptı. Ve belki de bundan sonra –eğer çok çalışırsam- bir yazar olma ihtimalim var! Evet, ışıktan gözlerim görmüyor fakat bu ışığın sıcaklığı gözlerimi nur gibi açtı. Ve tüm evren ayağımın etrafına hasır oldu. Ve belki bir Sinbad misali bu hasır halı olup beni uçuracak!”

“Ey insanoğlu böcek! Senin var oluşunu kabul ediyor ve aşkına karşı aşkımı yolluyorum. Evet, ben evrenin başka bir yerindeki umutsuz keçi, senin o hüsnü-aşk duygularını işitip, büyüyü bozup, yanan alevlerle bi hoş olmuş şekilde insan vücuduna bürünerek, zevkle ve iltifatla, sen gibi böceği bulup insanlaştırmaya ant içtim. Evet, anlattıklarım, benim gibi insan olmayan biri için son derece karmaşık ve mantıksız. Fakat aşk, mantık falan aramıyor! Nasıl sen o içten duygularla, ruhunda beni büyütürken, ben, kendi kedime vücut buldum ve milyarlarca kilometre yol alıp, çağrına eriştim. Şimdi yapacağın belli, koy beni koynuna ve oradan da yüreğine ve sabaha kadar berabercek müzikholdeki müzik eşliğinde dans edelim ve yarın olmasın diye dua edelim. Biliyorum, anlattıklarım son derece karmaşık ama duygum son derece basit…”

“Seni her şeyinle seviyorum!”

“Ben de seni! İyi geceler sevgilim…”

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..