Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

N'olacak bu memleketin hali

N'olacak bu memleketin hali
 

Demokratik düello


Uzun zamandır yaşadığımız travmayı takip eden nisbi sessizliği, gerilimin bittiğine yormuştum.

Öyle ya, ortada bir takım iddialar dolaşıyor, bir kısım insanlar tutuklanıyor, fail-i meçhuller araştırılıyor, Danıştay Davası, Ergenekon'la birleştiriliyordu.

İşlenen sır cinayetlerin, kurulan tezgâhların aydınlanacağına, otuz yıldır süren terörün biteceğine dair ümitler yeşeriyordu.

2004 yılında, “Ayışığı” ve “Sarıkız” adıyla hazırlanmış darbe projelerine ait "Günlükler”in, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in bilgisayarından çıktığı, Emniyet’in yaptığı araştırma sonucu kesinleşiyordu.

Başlangıçta Askeri Savcılık'ın bulamadığı, altını imzaladığı söylenen Albay Dursun Çiçek'in inkâr ettiği, "AKP'yi ve Gülen'i Bitirme Plânı" başlıklı belgenin aslı ortaya çıkıyor. Daha önce sorgulanan ve bir geceliğine de olsa tutuklanan imza sahibi Çiçek tekrar mahkemeye dâvet ediliyor. (Bu konuda, "İtikadı Bozulan Adam" başlıklı bir yazım bulunuyor. İsteyen göz atabilir. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187918)

Daha bunlara benzer bir çok gizli ve kirli ilişki, şu veya bu şekilde medyada kendine yer buluyor ve okuyucuların dikkatine sunuluyordu.

Yukarıdakiler dahil, perde arkasında kalmış onlarca sır olay basın ve yayın marifetiyle, kamuoyu önünden resmi geçit yapıyordu. Ben de bu gelişmelere bakarak, artık herhalde zihinler berraklaşmış, gerçekler anlaşılmış, doğrular görülmüş, ayaklar suya ermiştir diye düşünüyordum. Maalesef yanılmışım!

Bir karşılaşma vesilesiyle şahit oldum ki, kutuplar arasındaki gerilim tazeliğinden hiç bir şey kaybetmediği gibi daha da şiddetlenmiş. Bir kaç gün evvel, daha önceleri rahatlıkla tartışabildiğim farklı düşüncedeki tanıdıklarımın, ne denli agresifleştiklerine şahit oldum. Ahpaplarımın, patlamaya hazır birer barut fıçısı haline geldiklerini görmenin şokunu yaşadım. Öylesine gerilmişlerdi ki, artık en bariz doğruları bile reddediyorlardı.

Doğrusu Halk, Ulusal, Avrasya vs. gibi bazı tv. kanallarından başkasını seyretmeyen insanların Ergenekon'a inanmamaları normaldir. Ayışığı ve Sarıkız gibi darbe hazırlıklarını, Genelkurmay Başkan'ının, "kâğıt parçası" dediği Dursun Çiçek imzalı, "AKP'yi ve Gülen'i Bitirme Plânı"nı şüpheyle karşılamaları da şaşılacak bir durum değildir.

Çünkü bu kanallar, sözkonusu olaylara güzel kılıflar uyduruyorlar. Eğer başka yayınları takip etmiyorsanız, dinlediklerinizi yutmak zorundasınız. Anlatılanlar da zaten hayat görüşünüzle bire bir çakışmaktadır. Oturum yöneticisi bu hususa çok dikkat etmektedir. Konuşmacının ağzından kaçan her müsbet kelâmı anında düzeltmektedir. Tartışmayı dinledikten sonra, artık bu sınırlı sorumlu yaklaşımın üstüne farklı malûmat edinerek kafayı sulandırmanın gereği yoktur.

Bu kanallar, tüm olayları yandaşlarını memnun ve hoşnut edecek biçimde yorumluyorlar. Meselâ, Dursun Çiçek belgesiyle ilgili olarak, "İmzayı makineye attırmışlar. Bu kadar önemli bir belge postayla gönderilir mi?" diyorlar.

Eğer "Bitirme Plânı"nın ilk patlak verdiği dönemde Albay Çiçek'in, aniden imzasını değiştirdiğini duymamışsanız, ilgililerin o günlerdeki panik halini de farkedememişsiniz demektir. Gene, belgenin elden verilmiş te olabileceğini, "iadeli taahhütlü postaların" kolay kolay kaybolmayacağını hesaba katmıyorsanız, dinlediklerinizi kabule hazırsınızdır.

İşte o zaman, "Ergenekon da darbe iddiaları da AKP'nin ve dincilerin uydurmasıdır. Bütün bunlar hayaldir, külliyen yalandır" dememeniz için hiç bir neden yoktur.

Bundan sonra artık, esasen neyin peşinde koştukları bilinmeyen DTP'lilerin, Habur'da PKK'lılar için düzenledikleri çoşkulu karşılama töreninin, hükümeti düşürdüğü zor duruma bakıp sevinebilirsiniz. Bu vesileyle AKP'nin, "Demokratik Açılım"ını yerden yere vurabilirsiniz. Hatta, böyle yapmakta mazur bile sayılabilirsiniz. Evet, bu fırsatı değerlendirmek sizin hakkınızdır.

Fakat, yıllardır kaplumbağa yavaşlığıyla ilerleyen yol çalışmalarındaki hızlanmayı, ihracatta alınan mesafeyi inkâr ederseniz, bir çok ülkeyle kurulan iyi ilişkileri, gösterilen olumlu çabaları görmezden gelirseniz zihin profilinizde sorun var demektir. Şüphesiz ki, memlekette her şey sütliman değildir. Ama geçmiş zamanlarda olduğu gibi ilgililer yan gelip yatıyor da değildir.

İtiraf ediyorum ki ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim. Muhataplarıma göre karşıt bir noktada konuşlanmış bulunuyorum. Çok şükür ki, buna rağmen yalın ve somut gerçekleri inkâr edecek, medyayı, "bana hitap eden/etmeyen" biçiminde ayrıma tabi tutacak kadar bağnaz değilim. Kanal ve gazete ayırımı yapmıyorum. Erişebildiğim her şeyi izleyip, okumakta bir mahzur görmüyorum.

Ben de fikir sahibi bir çok insan gibi inandığım değerleri savunuyorum. Doğrusu bundan rahatsızlık ta duymuyorum. Ayıp ve nakıs bir iş yaptığımı ise hiç düşünmüyorum. Beğenmediğim doğruları inkâr yoluna gitmiyorum. Gerçekleri çarpıtmıyorum, İddialarımı yalanlar ve yanlışlar üzerine bina etmiyorum.

AYM'nin 367 kararını ve anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan türban değişikliğinin iptalini savunan hukuk profösörleri gibi realiteyi tersyüz etmiyorum. Üstelik, sahip olduğum fikrin bu topraklarda kök salmış bir temeli var. O temel, ata mirasının üzerine oturuyor ve onu reddetmiyor.

Buna rağmen, aşırı taraflı ve aşırı yandaş biri olarak niteleniyorum. Beni böyle değerlendirenler acaba yalnız kaldıklarında kendilerini sorguluyorlar mı? Fikirleri, duruşları, sözleri ve eylemleri üzerinde bir muhasebe yapıyorlar mı? Hiç sanmıyorum.

Çünkü onlar, yargılanan değil, yargılayan bir gelenekten geliyorlar. Bizden fikirlerine, büyüklerinden duydukları yakıştırmalara ilâhi vahiy mumamelesi çekmemizi bekliyorlar. Beklentilerinin aksine, eleştiriyle karşılaştıklarında ise zıvanadan çıkıyorlar.

İsterseniz onları tanımanıza yarayacak bir de tüyo vereyim. Hasan Cemal'i, Oral Çalışlar'ı hiç sevmiyorlar.

Resim: www.orjinaldelikanli.com/2008_12_01_archive.htm

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..