Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '11

 
Kategori
Mizah
 

Naber?

Naber?
 

plastik çay kaşığı demeti


*Selamlar. 

*Nerede bir elini kolunu aşırı sallayarak giden kabadayı yürüyüşlü vitaminsiz tipli ergen görsem dünyevi dertleri unutur ona odaklanırım sevgili arkadaşlarım. O nasıl bir yürüyüştür, o kollar niye o kadar havaya kalkar, kuru üzüm gibi tipine aldırış etmeden neden "hepinizi sıra dayağına çekerim" bakışı vardır o gözlerde belli değil...

*Hafız, usta, başkan, müdür gibi hitap şekillerine alışmıştık da "ajan" ne lan?! Arkadaşına ajan diye hitap eden adamlar var. Biri bana "ajan naber?" dese orada ona bir şey demem, "iyi abi senden naber?" derim ama eve gidince gözüme uyku girmez, "acaba ne ajanlığımı gördü lan benim?" diye düşünür dururum. Acaba arkasından falan mı konuştum, arkasından bir iş mi çevirdim, söylediğim bir şeyi yanlış mı anladı falan derken moraller bozulur. Hem ajan diye hitap şekli oluyorsa benim de bazı önerilerim var. Muhafız, mühendis, manav, savcı, diktatör, müşteri, papaz, hahambaşı... Bunları da kullanalım o zaman. Hahambaaşııı çeeek çeeek bizim hahaaamıııı, tutuşaaan bu elleeerrr sarsın dünyaaayyııı...

*Plastik çay kaşığıyla ilgili en son ne zaman düşündünüz? Ona gereken değeri verdiğinizi düşünüyor musunuz? Yüzüme bakıp cevap verin, kaçamak bakışlar istemiyorum. Otobüste, okul kantininde, büfede, cafede onu kullanıp atıyoruz hiç düşünmeden. Oysa hanginiz onu benim gibi özenle ortadan ikiye bölüyor? Hanginiz üzerine küçük kağıt parçası koyup onu yay gibi kullanarak o kağıdı sağa sola fırlatıyor? Hayır dostlarım, hayır... Hiçbiriniz... Ah aziz dostlarım, onu yeterince tanısaydınız... Bi keresinde de ortadan böleyim derken dilimi yarmıştı şerefsiz kaşık.

*Yeter ki yapmak iste önünde hiç bir engel duramaz, yok efendim gerçekten istersen yaparsın falan gibi sözleri hepiniz sık sık duyuyorsunuz. Genelde kişisel gelişim kitaplarında da buna benzer düşünceler çok var. İyi de mesela, iki basketbol oyuncusu var, biri çok iyi hücum yapıp basket atmak istiyor, karşısındaki onu savunan adam da çok iyi savunma yapıp o sayıyı attırmamak istiyor. Ve ikisi de öyle bir istiyorlar ki yani önlerinde hiç bir engel durmaması lazım. E nasıl olacak bu iş hacı abi? Hangisinin istediği olacak? Ya da bu çocuklar potanın yanında havada asılı mı kalacaklar? Ne olacak bu çocukların hali? Federasyon hesap versin. Sonra yok efendim altyapıdan oyuncu gelmiyor, yok bilmem ne...

*Teoman müziği falan bıraktı da, şarkısında "Bitene kadar bitmez hayat, bitti mi de biter ama" sözünü kullandığı an benim beynimi de bitirdi. Sistem kendini resetledi, beynim çeltik tarlası gibi oldu...

*Tatile giderken sevine sevine şnorkel satın alan, hatta bi de en iyisini falan alan gönül dostlarına, dost kervanına sesleniyorum. Fazla mutlu olmayın. O şnorkeli takıp bir kere iki kere denize gireceksiniz, üçüncü girişinizde fazlalık gibi gelip borusuyla su püskürtmeye, sadece gözlük kısmını takıp dalmaya, o şnorkeli kıyıya fırlatmaya falan başlayacaksınız. Hatta o da tam suyun vurduğu kısma düşecek, dalga alıp denize karıştıracak, "ulannhanssınıı" gibi sesler çıkararak kıyıya çıkıp şnorkeli çantaya, havlunun üstüne falan atacaksınız. Bir de 2012'de kıyamet var. Bunlar hep kehanet.

*Potanın perileri son reklamda "potanın pireleri" olmuş lan resmen. O ne öyle potanın üstünde sinek gibi bişey, küçücük. Ya da peri dediğimiz şey böyle mi oluyor ki, yani ben peri ebatları nedir bilmiyorum aslında. Belki de ortalama peri boyu 3 cm, bilmiyorum.

*Her şeyin altında görünmeyeni gören adam. Lütfen sakin ol, gevşe biraz. Ulan biri bir şey anlatır hemen oradan çıkıp "Amerika İsrail" falan diye bir şey anlatırsın, başka biri alakasız bir şey anlatır, gelip "Rusya'nın gizli politikaları" falan diye başlarsın. Rusya devlet sırlarını sana mı açıklıyor arkadaşım?! Bi sakin olsana sen. Yedin bitirdin kendini, kıpır kıpır. Hayır Amerika'yla her gün msnde mi konuşuyorsun, İsrail hükümeti komple sınıf arkadaşın mı, ne oluyor? Bi de alakasız bir şey anlatırken tutup Amerika'ya, İsrail'e bağlıyorsun. Hayret bir şey. Hadi onu geçtim, senin bir de bütün şike olaylarından haberin var di mi? Daha maçın onuncu dakikasında başlarsın "Hakeme para vermişler oolum."demeye... Sen mi aracılık yaptın, işi sen mi bağladın hacı abi? Sana mı danıştı hakem parayı alıp almama konusunu?

*Tatilde, misafirlikte falan duş alırken şampuan, saç kremi, duş jeli falan kutularının arasında şampuanı bulana kadar geçen zaman, hemen hemen duş alıp çıkmama kadar geçen zamanla eşit. O kutuların içinde, üzerinde sadece "şampuan" yazan kutuyu bulmak istiyorum. Yani ben sadece bu kelimeyi göreceğim ve onu saçıma dökeceğim. Bir kutuyu alıyorum, üzerinde "hassas saç derisi bakımı. YENİ. Aloe veralı" falan yazıyor. Ee arkadaşım bu şampuan mı, saç kremi mi, bebek losyonu mu, kefir mi, ne karın ağrısı bu ürün ulan?! Şampuan olmasını umut ettiğim diğer kutuya bakıyorum, "badem sütlü, soya özlü, BESLEYİCİ YOĞUN BAKIM" falan derken ummadığın bir yerde "kepeğe karşı etkili şampuan" falan yazıyor.

*Daha yeni çiğnemeye başladığı sakızı atması gerektiğinde hüzün yaşamayan, çok duygusuz bir insandır bence. Ben sırf bu yüzden kaç kere derse sakızla girip hocalardan azar işittim.

*Görüşmek üzere. 

 
Toplam blog
: 13
: 511
Kayıt tarihi
: 23.05.09
 
 

Yuvarlanıp gidiyor. ..