Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '15

 
Kategori
Sinema
 

Nadide Hayat ve Nadide Kadınlarımız

Nadide Hayat ve Nadide Kadınlarımız
 

Nadide'lerin çoğalması ümidiyle...


Özgün senaryo+özenli kurgu+harika gözlem yeteneği+ yaşadığı toplumu ve insanı iyi tanıma+teknik ayrıntılarda özen ve çok daha fazlası= Çağan Irmak...

Birinci bölümün sonlarına kadar bir parça hayal kırıklığı yaşamadım değil... "Öncekilere pek benzemiyor" dedim eşime... Aradan hemen önce fikrim değişti.  Demet Akbağ her zamanki gibi deyim yerinde ise,  oyunculuğunu tam anlamıyla konuşturmuş.  

Türkiye'de kadın olmak  ... Tema bu.   Hele eşinden ayrılmış veya eşini kaybetmişse,  üstüne bir de yaşı  ellili  yaşlar gibi gençliğe veda edilen ama yaşlılığın da henüz  "kabullenilmemiş"  bir dönemini yaşıyorsa...  İşi zordur kadının.

Nadide, otuz yıllık evliliğin ardından,  eşinin ölümü ile boşluğa düşmüş; çocuklarının  ve çevrenin  kıskacını  yaşamaktan  bıkmış,  gençliğinde yarım bıraktığı üniversiteye dönüş kararı ile kabuğunu  kırmaya karar vermiştir... 

Kızı,  onu  beş yaşındaki oğluna , torununa bakması için evine götürmeye ikna edememiştir... Yarım bıraktığı Su ürünleri fakültesine kaydını yaptırır ve gençlerle yani sınıf arkadaşları ile kuşak farkından kaynaklanan engelleri yılmadan aşmaya çalışır.  Okulun düzenlediği , karettelerin yaşamlarını güven içinde devam ettirebilmeleri  amacına yönelik  araştırma gezisinde dalış çalışmalarına, o güne kadar hiç deneyimi olmamasına karşın  inatla  katılmakla,  demir gibi bir  özgüven   kanıtlaması yapar...  

Bu  sıradışı kadının  hayata böylesine  sağlam bağlanışı, gemi kaptanının dikkatini  çeker gönlünü  bu torun sahibi  ama ruhu  genç  kadına kaptırır...

Filmi izleyecekler için  daha fazla  bilgi vermem doğru olmaz elbette...

"Şimdiye kadar hep başkaları için yaşadım. Bundan sonraki ömrüm belki kırk yıl,  belki bir gün ...  Ne kadar kaldıysa, kalanını kendim için yaşamak istiyorum"  diyerek  yakınlarının ve çevrenin alışıla gelen yaşam  biçimine hiç de uygun olmayan  bir çizgi çizer kendine Nadide Hanım...

Kaptanın  sözü de,  bu anlamda;  toplum kurallarının, kişinin yaşam  şekline karar veren ana unsur oluşuna    karşı koyuşudur...  "Birileri , kendilerinin isteyip de ulaşamadığı  mutluluğa, başkalarının ulaştığını görünce onun dedikodusunu yaparak ,  intikam duygusunu  açığa vurur aslında..." şeklindeki  görüşü gerçeğin ta kendisidir elbette...

Nadide Hanım  ,  ülkemizde  nadide  bulunan  bir kadın örneği...  Film;   izleyen aynı durumdaki kadınları yüreklendiren , yakınlarını ve  toplumu  da düşünmeye sorgulamaya  yönlendiren  mesajlarla dolu  .  

Kaptan rölünü üstlenen Yetkin Dikinciler de , Çağan Irmak'ın diğer filmlerindeki gibi oyunculuğunu kanıtlamış ama her nedense ismi  pek bilinmiyor  filmdeki partneri kadar... 

Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin gündemden hiç  eksik  olmadığı ülkemizde  toplumun  değer yargılarını  tekrar tekrar sorgulamaya çağırıyor  bu  güzel film...

Nadide Hanım'ın yürekliliğine,  özgüvenine sahip  kaç   kadın   vardır  ülkemizde bilinmez;  sayıları çok da fazla değildir, diye düşünüyorum.  

Ancak  böylesi  başarılı yapımlar çoğaldıkça;  yüzyılların eseri  paslı zincirler kırılabilir ...

***   ***  ***   ***  ***

2016,  2015'den  güzel geçer,  acılar son bulur, ülkemiz hak ettiği huzura, barışa, mutluluğa kavuşur; gençlerimiz ve insanlarımızın kaybıyla duyulan yürek yangınları son bulur   İNŞAALLAH...

Bu dilek ve düşüncelerle,  tüm okuyanlarımın  ve MB yazarlarının yeni yılını kutlar;  sağlık ve esenlikler dilerim...

 

.

 

 

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..