Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Nail Uygur, Can Akın, bir konser, bir de film

Nail Uygur, Can Akın, bir konser, bir de film
 

Doktor Nail Uygur'un, 14 Ocak Pazartesi günü Türk Amerikan Derneği'nde, babası İbrahim Uygur anısına 'Kaçkar Günlüğü' adlı fotoğraf gösterisi vardı. Sanatçının söyleyişiyle, Kızılçullu Köy Enstitüsü 1944 mezunu koca bir çınarı yitirdik. Evet, İbrahim Bey, kuşağında örneği kalmamış idealist bir öğretmendi; dört çocuğunu da tıp fakültesinde okutmuş, doktor olmalarını sağlamıştı. Saat 19:00'da T.A.D.'nin salonu tek koltuk boş kalmamacasına doldu. Nail Uygur 11. kez, 11. yıl aynı salonda, fonda Ederlezi ile Kaçkar serüvenine bizi de kattı, o dağlara götürdü. Nice on bir yıllarda, hep birlikte, nice fotoğraflarını izleyelim sanatçının...

Yılın üçüncü haftasını, fotoğrafla başlatıp, son iş günü, İsmet İnönü Sanat Merkezi'ndeki Berlioz ile kapatacağımı sanmıştım; piyanoda ('Sanki bir piyanist dört elle çalıyor' dedirtmiş olan) Ufuk-Bahar Dördüncü kardeşler, Poulenc ile enerjilerini dolaysız bize aktardı. Gencecik orkestra şefi Joolz Gale ile Louis-Hector Berlioz'un (Op. 14) Fantastik Senfoni'sinin yorumu ise görkemliydi.

Cumartesi günü, yine fotoğrafla dolu bir saat, üzerine de güzel bir Fransız filmi fotoğrafik belleğime yeni tadlar ekledi... Julian Schnabel'in Le Scaphandre et le Papillon -The Diving Bell and The Butterfly- Kelebek ve Dalgıç filmini izlemezlik etmeyin. Fransız Elle magazin dergisinin editörü Jean-Dominique Bauby’nin gerçek yaşam öyküsü anlatılıyor. İnsan olmak nedir, insanca duyumsamak ve kendini anlatmak için tek gözle yaşamak yeterli midir?

Fotoğraf sanatçısı ve ozan Can Akın'ı, kendi sergi salonundan önce Nail Uygur'un gösterisinde görmüştüm. Sanatçı İzmir'e gelmiş, 2007 Aralık ayında, Urla'da Hakan Çeken Kültür Merkezi'nde 'Mevlana Tören' fotoğraflarını sergilemişti. 2007 yılının, Unesco'ca 'Dünya Mevlana Yılı' olarak duyurulması nedeniyle 2005 yılında çektiği fotoğraflardan oluşturduğu bu seçkiyi, 2008 Ocak ayında da, İzmirlilere göstermek üzere Frida Sanatevi'ne taşıdı. Bir sonraki hafta uğramayı tasarlıyordum ama cumartesi günü sinemadan önce, Frida'nın sokağından geçiyorken durdum, dairenin zilini çaldım, kapıyı Can Bey açtı. Yine İzmirli bir ozan ve resam olan Hatice Kılıçaslan da sergi alanındaydı. Frida Sanatevi'ne daha önce gitmemişseniz, 'Mevlana Tören' fotoğrafları çok anlamlı ve önemli bir neden olacak. Çok güzel ışık alan bir ortam, neredeyse ev düzeninde, sıcak ve çok temiz. Can Bey de, Hatice Hanım da çok yakın davrandılar, söyleşmek için zaman ayırdılar, çay ikram ettiler. Can Bey, her bir fotoğrafın önünde durup ayrı ayrı anlattı: Müzisyenlerin sevdiği fotoğraf vardı, kozmik enerjilerle ilgilenenlerin etkilendikleri fotoğraf vardı, ressamların çok sevdiği fotoğraf vardı... Urla'daki sergiye akın akın gelindiğini, trafiğin ve beldedeki kalabalığın şaşkınlık yarattığını, bundan çok mutlu olduğunu belirtti. İzmir'i ve İzmirlileri seviyor. Nitekim bu konuda şiirler de yazmış. Fotoğraflarının sunumu oldukça etkileyici, çok zarif çerçevelere yerleştirilmiş. Semazenleri, çokça dönerken görüntülemiş. Işıkların, etekleri saydam ve kırılgan kristaldenmiş gibi göstermesi; vizörde olmadığı, objektife girmediği halde fotoğrafik görselinde ortaya çıkan gölge ve imgelerin şaşırtıcılığı; fotoğrafların renk, kompozisyon, teknik ve estetik yönden kusursuzluğu büyüleyici. Sanatçı, fotoğraflarını öyle çok seviyor ki, yetenek ve becerilerinden ayrı ayrı söz ettiği çocuklarıymışçasına çerçevelerinden nazikçe tutuyor, gözleriyle okşuyor, onların öykülerini tek tek anlatıyor. Ayrıca çok da alçak gönüllü, kendisinin fotoğrafları yanında, özellikle teknik yönden zavallı kalan Foto Kritik'teki üç beş fotoğrafımı görüp beğenip şiirlere yerleştirmek bile istedi! Can Akın, 'Mevlana Tören' fotoğraflarını Avrupa ülkelerindeki üst düzey yöneticilere, sayısal görüntüleme tekniğiyle sunmuş.

Mevlana ne diyor? 'Gel, gel, ne olursan ol, gel! İster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!' Bu sevgi ve erinç dolu hümanist çağrıyı 2007'de Unesco ile yineledik; kim bilir, kaç milyonuncu kez daha yinelenecek ve evrenselliğini yitirmeyecek.

İyi haftalar!

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..