Naklen ölüm

Bertrand Tavernier’in bu adı taşıyan bir filmi vardır. Harvey Keitel bir televizyon muhabiridir. Romy Schneider yapay olarak ölüme yollanan ve kendisinden habersiz ölümü naklen yayını yayınlanan ünlü biridir. Filmin sonunda kendini kurtaracak ilacı almaz ve ölür. 

1986’da televizyonun 50. yılı için yapılan bir belgeselde yapımcılara seyirci naklen ölüm isterse ne yapacakları soruldu. Çoğu yayınlayacaklarını belirtti. 

Oysa, ilk naklen ölüm Enver Sedat suikastında 1981’de olmuştu. istenerek naklen yayın değildi, tesadüfendi ama naklendi. Türkiye’ye televizyonun gelmesinden önce de bir suikast kazara naklen yayınlanmış (sanırım Filipinler idi). 

Ötenazi taraftarı Kevorkyan bir ötenaziyi naklen yayınladı ve bunun için 1999-2007 arasında 8 yıl hapis yattı. Bu sırada 71-79 yaşındaydı ve hala sağ, hala da ötenaziyi savunuyor. 

Ötenaziyi savunurum ve naklen ölüme karşı değilim. 

“BBC kanalında yayınlanan belgeselde karaciğer kanseriyle boğuşan 84 yaşındaki Gerald'ın son iki ayına yer verildi. Yaşlı adamın saniye saniye ölümünün yayınlanmasının ardından, tepki gösteren binlerce kişi BBC kanalının telefonlarını kilitledi.” 

http://dunya.milliyet.com.tr/canli-yayinda-olume-tepki-yagiyor-/dunya/dunyadetay/13.05.2011/1389692/default.htm 

Şu anda dünyadaki 7 milyarın en az 7 kişisi 150 yılın üzerinde yaşayacak. Yani, ölümsüzlüğün kapısının aralandığı bir çağdayız. 

Buna karşı, Oğuz Atay’ın ‘Oyunlarla Yaşayanlar’da savunduğu üzere, mahalle mezarlıkları gibi, ölümün her an gözönünde olmasını da savunurum ama onunkinden biraz daha başka nedenle: Faşizme ve engizisyona karşı savaş için her an ölümün olduğunu bir an bile aklımızdan çıkarmamalıyız. 

1984’te isteyerek kadavra disseksiyonu yapmıştım. Kezlerce ölüm tehlikesi atlatmış biriyim. Ölümün karanlığı, yaşamının aydınlığına hep gölge olmuş biriyim. 

O nedenle ölümü bilirim, o nedenle ölümün her an bilinmesi gerektiğini düşünürüm. Üstelik yaşam kurtarmak için bu çok gereklidir, çünkü felaket durumlarında insanların tamamına yakını panikler. Ölüme yakınlar ise, serinkanlı kalır. 

Kevorkyan’ın filmini seyrettim. Diğer ötenazilerden de bölümler vardı, hatta biri son anda vazgeçiyordu. Bunlar pek ilgimi çekmedi. 

Televizyon seyretmem, oturup özel olarak ötenazi de seyretmem. Ancak ötenazilerin yayınlanması taraftarıyım, Türkiye’de de... 

Uzaktan mangal yürek sallaması kolay, bir burun buruna kal ölümle. Kokusunu al, tadını al... Göreyim boyunun ölçüsünü...