Nalbantyan, "Sınır koşulsuz açılsın!"

Ülke olarak ekonomik krizle yatıp ekonomik krizle kalkarken, bir taraftan da acaba kriz “teğet mi geçecek” yoksa “delip mi geçecek” tartışmaları süredursun önceki gün gazetelerde küçük bir haber yer aldı;

“İstanbul’da Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) toplantısı vardı. Bu toplantı için Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan İstanbul’a geldi. Bu toplantının ardından dönem başkanlığı Arnavutluk’tan Ermenistan’a geçecekmiş…

Nalbantyan KEİ toplantısında bir taraftan Ankara ile ilişkilerin normalleştirilmesi mesajları verirken diğer taraftan da ABD ağzıyla inciler saçıyor;

…“Sınır, koşulsuz açılsın!..”

…!!!

Ermenistan ile Türkiye arasında zaten anormal bir diplomasi yok ki!..Bir de sınırlar açılsa her şey tamam. O da ha açıldı ha açılacak hamdolsun! ..

İşte birkaç gelişme;

- Ermeni diplomatları KEİ’ de harıl harıl görev yapıyor,

- Can Dündar’ın dün Milliyet’te yazdığı yazısından anladığımız kadarıyla Türkiye zaten 11 yıl önce özel sektör vasıtasıyla Ermenistan ile “insani yardım” örtüsü altında ekonomik diyalogunu çoktan oluşturmuş!.. Can Dündar Ermenistan ile gelinen noktadan çok memnun olmalı ki gizli bir anıyı okuyucusuyla paylaşmak gereğini duymuş… Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’a yapılan sevkiyatlardan bahsediyor… Bu gizli yardım operasyonunun elebaşısı kim dersiniz? Merhum Turgut Özal!.. İşin en ilginci ise Ermenistan’a gidecek yardıma aracılık eden ülkenin Azerbaycan olması!..

- Kaçak Ermeni işçilerin sayısı 70 bini geçmiş!…Her gün yüzlerce işsizin ortaya döküldüğü ülkemizde 70.000 kaçak Ermeni işçisi… Ve sayının son üç yılda 30.000 artmasına göz yuman bir AKP iktidarı!..

Ve Nalbantyan devam ediyor;

…“Bu bir iyilik değildir, bu iki tarafın da çıkarına olacaktır”

… “Taraflar arasında görüşmelerin ilerletilmesi için sınırlar açık olmalı”

Ve son olarak Nalbantyan;Ermeni diasporasından, “soykırımın tanınması” çabalarına son vermesini “istemeyeceklerini ve isteyemeyeceklerini” ifade etmiş!..

Nasıl ama?!..

Onlar galip, biz mağlup!..

Peki ya Türkiye’nin olmazsa olmazları ne olacak? K.Irak’ta ve K.Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çiğnenen kırmızı çizgiler yoksa Ermenistan konusunda da mı çiğnenecek?!.

Ermenistan, Türkiye'ye yönelik "soykırımın tanınması" ısrarından ve bu amaçla tüm dünyada yürüttüğü kampanyadan vazgeçmeli,
- Ermenistan, işgal ettiği Karabağ topraklarından çekilmeli. Karabağ sorununa, Azerbaycan'la birlikte kalıcı bir çözüm bulunmalı,
Ermenistan, Türkiye ile ortak sınırın çizildiği 1920-21 Kars ve Gümrü anlaşmalarını tanımalı,
Türkiye'den toprak taleplerini içeren, "Büyük Ermenistan" hayalinin yer aldığı, başta Ermenistan Devleti'nin bağımsızlık bildirgesi olmak üzere, tüm ilgili karar ve yasalar yeniden düzenlenmeli,
Ermenistan 23 Ağustos 1990 tarihinde kabul ettiği Bağımsızlık Bildirgesi’nde Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’ni “Batı Ermenistan” şeklinde tanımlıyor. Ayrıca, Ermenistan Anayasası’nın 13’üncü maddesinin 2’nci paragrafında tarif edilen devlet armasında Türkiye’nin bir parçası olan Ağrı Dağı’na yer veriliyor.
Türkiye’nin bu isteklerini karşı taraf kabul etti mi?

Ve dün ilginç bir haber daha;

ABD’nin istihbarat örgütü CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller;

“Türkiye komşularıyla iyi ilişkiler kurmalı”

“Türkiye Kürt sorununu çözmek için Iraklı Kürtlerle diyalog kurmalı.”(Hürriyet)

Demiş!..

Zamanlama muhteşem; Tam KEİ toplantısına denk geliyor!..

Senaryo belli , sınırlar çizilmiş, başrol oyuncusu belli!..

ABD Fuller aracılığıyla diyor ki;

“Komşularınla iyi geçin, Ermenistan sınırını aç, Iraklı Kürtlerle diyalog kur!..”

***

Ön koşulsuz sınır kapılarının açılması Türkiye’nin oyunu baştan kaybetmesi demektir…

Türkiye elbette tüm komşularıyla iyi ilişkiler kurmak ister ve bütün sınır kapıları da açık olmalıdır. Hem ekonomik hem de siyasi açıdan bu gereklidir. Ancak bu şekilde değil!

ABD dayatmasıyla değil, tek taraflı ödünler vererek değil!...

Karşılıklı anlaşmalar ve Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda…

Gerisi lâf’ü güzaftır…