Namahrem eli

Fransa'da göreve başlayalı bir ayı geçmiş, saçlarım epey uzamıştı. Dernekçilerden birine iyi bir berber tavsiye etmesini rica ettiğimde: " Hocam burada herkes azıcık berberdir. Ama ben sana iyi bir berberden randevu alayım." dedi. Fransa'da berberlerin randevu usulü çalıştığını da böylece öğrenmiş oldum. Ertesi gün verilen saatte berber dükkanına gittiğimde genç bir kız tarafından buyur edildim. İçeride kimseler yoktu. Ustası herhalde birazdan gelirdiyerek doğrudan bekleme sandalyesine kuruldum. Genç kız " Buyrun Mösyö" diyerek berber koltuğunu işaret etti.

Ceketimi çıkarıp koltuğa oturduğumda, bir yandan da ustası ne zaman gelecek acaba diye kapıyı kolluyordum.Arkama yaslandım. Genç kız önlüğümü itina ile taktı. " Nasıl bir şey olsun?" deyince ben de jeton düştü. Stil fotoğraflarından birini göstererek "Kom sa" (O'nun gibi) dedim. Gerçekten hayatımda olduğum en yumuşak traştı. Makasın ucuyla saç derimi çizmedi. "Abi sen şimdi kendini rahat bırak ben bi boynunu kütletivereyim" diye zorlamadı. Kulunçlarımı ezme bahanesiyle canımı yakmadı. Kulak tüylerini yakacağım diye kulağımın hassas
derisini kavlatmadı. Traş boyunca maç yorumları yapmadı. "Ne olacak bu memleketin hali?"diye sızlanmadı.

Traş olurken kimse kapıdan başını uzatıp "Sırada kimse var mı abi?" diye sormadı.
Tavsiye ederim. Siz de iyi bir berbere traş olun. Saçınıza namahrem eli deysin.