Namaz

“Şüphesiz ben Allah’ım, benden başka hiçbir ilah yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.”[1]  İbadetlerin başında hiç şüphesiz namaz gelir. Namaz zikirdir. Allah’ı (c.c) anmanın en güzel şekillerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Namaz dinin direğidir, onu bırakan dinini harap etmiş olur.”[2] diyerek namazın önemini vurgular. 

 

Günümüz insanının bir çoğu namaza vakit ayıracak zaman bulamadıklarını söylerler. Oysa ki böyle bir şey mümkün değildir. Bir vakit namaz, en fazla 10; sadece farzı kılınsa 3-4; abdesti de eklesek 8 dakikamızı alır. Yani “vakit yok,” demek uydurulan bir bahanedir. Allah Kur’an’da der ki: “Bir takım insanlar (Allah’ı tespih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.”[3] Yani Allah, insanların bahanelere sığınacaklarını bildiği için, bu ayeti indirmiştir.Cuma namazı için de aynı şey söz konusu. Müslüman bir ülkede cuma ezanı okunduğunda hiçbir dükkanın açık olmaması, alış-veriş yapılmaması, camilerin tıklım tıklım dolu olması gerekir. Yüce Rabb’imiz, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağırıldığı(nız) zaman, Allah’ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” [4] der. Namaz kılan insan; içkiden ve şuur yitirici, sağlığa zararlı şeylerden ve zinadan uzak durur. Çünkü Rabb’imiz şöyle bildirir: “Sana bildirilen kitabı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”[5]  5 vakit namaz; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) miraçta Allah’tan bize getirdiği en büyük hediyedir. Bir sahabe Resullullah’a (s.a.v) “Dinin en faziletli ibadeti hangisidir?” diye sorar. Resullullah şöyle cevap verir: “Vaktinde kılınan namazdır.”[6] Allah, gönderdiği peygamberler ve kitaplar vasıtasıyla yarattığı bütün ümmetlere namazı emretmiştir. “Biz Musa ile kardeşine şöyle vah yettik: “Kavminiz için Mısır’da birtakım evler hazırlayın ve evlerinizi kıbleye karşı yapın, namazı kılın ve müminlere müjde verin.” [7] 

 

Günümüzde bilimsel olarak da namaz kılmanın beden için faydası anlaşılmıştır. Namaz kılarken kas ve kemik sistemimiz en güzel şekilde çalışır. Namaz öncesi hazırlıkta abdest almak; vücuttaki elektriğin suyla atılmasını, günde beş defa yapılan temizlikle mikropların temizlenmesini, agresifliğin önlenmesini sağlar. Ayrıca tıbbi  yönden birçok faydası da yapılan bilimsel araştırmalarla sabittir.  “Onlar ki iman etmişlerdir ve kalpleri Allah’ın zikri ile yatışır, evet Allah’ın zikriyledir ki kalpler yatışır.”[8] ayet-i kerimesindeki gibi ruhen huzur bulmak için günde beş defa namazla Allah’ı anmamız gerekir. Günümüzde namaz kılmanın önemini kavrayamayan bir nesil yetişti. Ebeveynler de çocuklarına bu manada karışmadıkları için kendi öz evlatlarını ateşe attıklarının farkında değillerdir. “Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, heva heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir.’’[9] 

 

Kul olarak Allah’a ibadet ancak bu dünyadadır. Artık öldükten sonra, hesap gününde gerçek anlaşıldığında, istense de geri dönüp ibadet edilemeyecektir. Rabb’imiz bu tabloyu bize şöyle tasvir eder: “O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler. Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.”[10] Bir de ikiyüzlüce yapılan kulluk ve ibadetler vardır ki Allah Kur’an’da: “Münafıklar Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı pek az anarlar.”[11] diyerek münafıkların namazını kabul etmeyeceğini bildirir. Geylani Hazretleri de iki yüzlü olarak yapılan ibadetlerin bizi nereye götüreceğini şöyle ifade eder: “Sen namaz kıldığın, oruç tuttuğun zaman, eğer bunları sırf Allah rızasını gözeterek yapmazsan, nifak üzere ve Allah-ü Teâlâ’dan uzak olacağını bilmiyor musun?” Allah’ın kılacağımız namaza ihtiyacı yoktur, bizim ihtiyacımız vardır. Namaz kılarak hem bu dünyada hem de ahrette ödülümüzü alırız. Allah şöyle der: “Ve onlar ki namazlarını muhafaza ederler. Ki, Firdevs’e varis olan bu kimseler orada ebedi kalırlar.”[12] Allah bir başka ayetiyle: “İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenlerin Rableri katında elbette mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.” [13] diyerek bizi müjdeler. Rabb’imiz iyi kullarının vasıflarını sayarken “Namazı kılarlar” diyerek onları övmüştür. Şöyle ki; “Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirtirler, namazı kılarlar, zekât verirler, Allah’a ve Resulü’ne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlıgayacaktır. Çünkü Allah azizdir, hâkimdir.”[14] Mevlana Hazretleri de Hak âşıklarının namazından şöyle bahseder: “Halkı aydınlatan, yol gösterenlerin namazı beş vakittir. Fakat âşıklar devamlı namaz içindedirler.” Başka bir sözünde ise: “Allah aşkının mahmurluğu bulunan başlar ne beş vakitle yetinir ne de dinlenir, onlar namaz dışında da sürekli tefekkür ve zikir içerisinde bulunur, bu yolla da Allah’a yakınlık dereceleri artar ve O’nun tecellilerinden ayrılmazlar.” demiştir. 

 

1-Taha Suresi 14. Ayet 2-Tirmizi, İman 8; Keşfül- Hafa (2/32) 3- Nur Suresi 37. Ayet 4-Cuma Suresi 9. Ayet 5-Ankebut Suresi 45. Ayet 6-Tirmizi, Mevakit 13 7-Yunus Suresi 87. Ayet 8-Rad Suresi 28. Ayet 9-Meryem Suresi 59. Ayet 10-Kalem Suresi 42. 43. Ayetler 11-Nisa Suresi 142. Ayet 12- Mü’minun Suresi 9. 11. Ayetler 13-Bakara Suresi 277. Ayet 14-Tevbe Suresi 71. Ayet