Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '18

 
Kategori
İnançlar
 

Namazı Huzurlu Kılamıyorum Diyenlere

Namazı Huzurlu Kılamıyorum Diyenlere
 

Günümüzde namaz kılan birçok kardeşimiz ve içinde kendim de olmak üzere zaman zaman bu sorunu yaşıyoruz. Namazı bir görevmiş ya da âdetmiş gibi kılmak ve kalpte huzuru, huşuyu yakalayamamak genel olarak şikâyet edilen hususlardan birisidir.

Bu durumun sebebi ise kısa ve öz bir şekilde “imandaki zafiyettir”, yani imanın zayıflamasıdır. Kişiyi Allah’a bağlayan İman zayıfladıkça insan namaz kılmaktan fikren ve kalben uzaklaşmaya başlar. Kalbi dünyaya bağlanmış, dünyevi sevgilere meftun olmuş ve diğer yandan aklı dünyevi meşguliyetler ile sarhoş olmuş bir insan için namaz çok bir anlam ifade etmiyor maalesef. Zira namazın onun kalbindeki ve aklındaki hayallerine ve hedeflerine yönelik bir etkisi bir faydası bulunmuyor. İşte öyle olunca namaz onun için bir rutin, bir gelenek haline geliyor, anlamını bulamıyor ve önce huşuyu kaybediyor sonra zamanla hafizanAllah namazdan kopuyor. Etrafımızda bu şekilde namazı bırakan pek çok insan görmüşüzdür.

İmanı kuvvetlenen insan ise kalbini dünyevi sevgilerden sıyırıp Allah sevgisi, Peygamber sevgisi gibi hakiki ve daimi sevgilere yelken açar. Gerçekten sevilmesi gerekenleri sevmeye başlar. Öte yandan aklı da fani işlerle meşgul olmaktan ziyade kendisi için esasında en önemli konu olan kulluğunu nasıl geliştireceği, ahiretini nasıl kurtarabileceği gibi konularla meşgul olmaya aşlar. Böylece hakiki ve doğru hedefler ve hayaller oluşturur kendine. İşte bu gelişmelerin de neticesinde insan kendini Rabbi’nin huzuruna kavuşturan namazı bir görev ya da ödenmesi gereken bir borç gibi değil de kendisine ihsan edilmiş bir lütuf gibi görmeye başlar. Kendisine sayısız nimetler ihsan etmiş Rabbi’ne bir teşekkür imkânı olarak görür. Kendine en küçük bir iyiliği dokunan birine binler teşekkür eden insanın Rabbi’ne teşekkür etmemesi ne kadar büyük bir hezeyandır. İşte Rabbi’ni iman ile tanıyan insan bu noktada bu teşekkürü etmek isteyecek ve edecektir elbette. Tüm mesele iman ile Allah’ı hakiki bir şekilde tanıyabilmektedir.

Dolayısı ile bahsedilen huşu meselesinin halli de ancak imanın kuvvetlenmesi ile mümkündür. Hepimizin bu ahir zamanda buna çok büyük ihtiyacı var.

Peki imanımız nasıl kuvvetlenecek? Kalbimizi ve aklımızı iman ile nurlandırmak için Allah’ı anmaya ve okumaya ihtiyacımız vardır. Peki Allah’ı nasıl anacağız ve ne okuyacağız? Elbette Allah’ı anmak için ve aklımızı da nurlandırmak için en güzeli Kur’an-ı Kerim’i okumaktır. Peki hem kalbimizin hem aklımızın gıdası olan Kur’an-ı Kerim’i nasıl okuyacağız sorusu gündeme geliyor o zaman. Aşağıdaki linkte detaylı bir açıklama yapmaya çalıştık.

http://blog.milliyet.com.tr/kur-an-i-kerim-nasil-okunmali-/Blog/?BlogNo=568813

Allah istifade etmeyi nasip eylesin…

 
Toplam blog
: 37
: 1204
Kayıt tarihi
: 31.03.17
 
 

Hakikati salt aklına ve ilmine güvenerek aramak, karanlık bir gecede, ıssız bir çölde kafa feneri..