- Kategori
- Şiir
Namiq Delidağlı ve Şiirleri
Bugün sizlere değerli şair dostlarımdan biri olan Azerbaycan’ın tanınmış isimlerinden NAMİQ DELİDAĞLI’yı tanıtmak istiyorum.
Namik Delidağlı 1970 yılında Kelbecerde doğdu. Qazeteçi- yazar, şair.
“ Manevr.Az” ve “ Sumgayıtfakt” haber sitelerinin başkanı, Türkiye’de fealiyet gösteren “Karsamhaber” haber portalının köşe yazarıdır. Azerbaycan Yazarlar Birliği ve Azerbaycan Qazeteçiler Birliği üyesidir.
Kitabları: 1. “Ag Gec?nin Nağılı”. 2.” Otel Otağından Reportaj” şiirler ve 5 publisistik kitabların müellifi ve hemmülellifidir. “Altın kalem “ media mükafatı almıştır.
Şairin şiirleri oldukça duygu yüklü.
Bir deniz kenarında, sessiz ve ıssız bir yerde, bir köşe sonu ya da köşe başında, bir akşamüstü gökyüzünde kayan yıldızlara bakarken, gecenin bir yarısı tüm umutlarınızın tükendiği veya büyük umutlara gebe bir anda okunan; okuduğunuzda yerle gök arasında sıkışıp kalabileceğiniz, kurtuluşunuza ümit olabilecek sözcüklerle bezenmiştir.
Her şairin kendine özgü şiirler sunması beklenir. Delidağlı da tam aradığınız o şairlerden biridir.
Bakın ne diyor “Kelebek Sevgisi” şiirinde.
Gülleri ne kadar sevseler de
Ölmelerine ağlamıyor kelebekler.
Bir anlık ömürlerinde
Hiç bir şey geçmiyor yerine
Gül sevdasının,
Gül sevgisinin.
En acılı ölüm bile
Kelebekleri ağlatmıyor.
Güllerin sevdasından
Kelebeleklerin
Kendileri ölüyor!
Bu şiiri içinize çekin derin bir nefesle ve bırakın sonsuzluğa nefesinizi.. Kelebekler hayal edin. O kelebeğin çiçeklerle dansını, onlarla sevişmelerini (Sevişme: karşılıklı sevgi anlamındadır.) görselleyin. Gözlerinizin göremediği yerlere giden duygularınıza şiirle klavuzluk edebilirsiniz ancak.
Şair Namıq, her bir sözcüğü özenle seçmiş ve okuruna sunmuştur.
SON UMUT
Yitirdim son umudumu da,
Her şeyin sonuymuş artık.
Son ağrıdr yüreğimdeki
(Yüreğim ağrıdığı zaman
varlığını duyuyorum).
Cebimde son“Bond “ sigarası,
Son defa çingene önüme çıkıyor,
Cebimde elim üşüdü.
Elbette şair şiiri iç dünyasında pişirip bize sunduğu andaki duyguları beliki de biz hiç bilmeyiz. Belki de bizim anladığımız, duygularımıza hitap eden sözcükler kim bilir hangi deli dünyaların poyrazlarında esen hayatlardan koparılıp gelmiştir.
Kim bilir, durağan bir hayatta patlayan tahrip gücü yüksek yalnızlıkların sıradışılığı bizim içimize işliyordur.
Her şiir okuyucusu veya şiirsever kendi kültürü, çevesel etkiler, izlediği diziler, filmler, okuduğu aşk romanları etkisinde kalarak okur şiirleri. Böylece anlamlar yüklenir sözcüklere.
Kimi kendini bulur, kimi kendini kaybeder. Ben Delidağlı’nın şiirlerinde bir bulurum bir kaybederim ve sonunda onunla ortak bir duygu çölünün ortasında bir seraba döner ruhumuz.
DEME
Geçtim dünyanın içinden,
Boşca kafesmiş deme,
Kulakları sağır eden
Kuruca sesmiş deme.
Baktım ondan göçe göçe,
Baktım kendim geçe- geçe,
Baktım bade içe- içe,
Bu da bir hevesmiş deme
Artık her şeyden bıkmışım,
Mezeden, meyden bıkmışım,
Elimi senden çekmişim,
Yaşamak ne kötüymüş, deme.
OTEL ODASINDAN RÖPORTAJ
Uzaklardasın,
Ne görüş vaadi var aramızda,
Ne de elveda anı.
Uzun yollar kadar
hayallarim her gün.
Ve ayrılık renginde uykular görüyorum her gün.
Şimdi on iki nolu otelodasının bir köşesinde,
hatıralar beliriyor
Ayrılık adında.
Senden sonra umudumun
resimlerini yaptım.
Otel odasının duvarlarına.
Resimler ölmüyor .
Dön geri, resimlerin sağlığına...