Namussuz kredi kartı borçluları!

T.C. Başbakanı “Kredi kartı mağduru olmaz, kredi kartı borcu olanlara dürüst gözüyle bakmam!” demiş!...

Nasıl yani?

Paramız var da, borcumuzu ödemedik mi zannetti acaba kendileri, bankaları dolandırmaya falan mı kalktığımızı yoksa?

Haa, kredi kartı almak kim, siz kim, hangi banka bu durumda size kredi kartı verir, kesin evraklar üzerinde oynama yapmışsınızdır, yalan beyanda bulunmuşsunuzdur mu demek istedi yoksa?

Ödenmeyen meblağlardan faizi bankalar alıyor, biz mi alıyoruz zannetti, bankalara faizle para kazandırma durumunda olduğumuzdan dolayı mı dürüstlüğümüzden feragat edildi?

Kredi kartı olan işini kaybetmişler, maaşları yarıya indirilmişler ağlaşmayıp iki ekmek için, kredi kartına yüklenip süt, et, sebze, meyve aldılar diye mi çocuklarına dürüstlüklerinden sorgulanır oldular?

Emekliler ihtiyaç duydukları vitamin ilaçlarını da kredi kartıyla alıyorlar, biliyor musunuz sayın başbakan?

İşsiz kalmış oğul ve kızlarını ev içinde topluyorlar, kaç kişiye bir emekli maaşıyla bakmaya çalışıyorlar, bir emekli maaşı kaç ekmek alır, hiç hesabını yaptınız mı acaba?

Açlık sınırı nedir, yoksulluk sınırı nedir, ah pardon, bunlar sorulamayacak sorular, sorduğumuz anda gözaltına alınmamız an meselesi, ancak fıkra dinler, güler, şiir okunur dinler, masal anlatılır uyur ve hamdolsun diyerek alkışlamak zorundadır vatandaş!

Öyle kelimelere falan takılmam, hatta takılanlardan da haz etmem ama dokundu vallaha şu “Dürüstsüzlük” lafı bana!

Çok uzun yıllardır kredi kartı kullanırım, nakit para taşımak yerine kullandım hep, bazen de taksitlerinden yararlandım, puanlarımla çay takımları, dağ çantası falan aldım, son birkaç aya kadar bir kuruş dahi eksiğini yatırmadım, amacını çok iyi bildim yani, ayağımı yorganın dışına çıkarmamayı hep bildiğim gibi… İhracatı organize eden kadın, finansmanını takip eden aynı zamanda, bankacılık tecrübesi olan, kendi bütçesini mi ayarlayamayacak!

Komik!

Ama an geliyor sayın başbakan, ben ayarlayamıyor olmasam da, ayarlanamayabiliniyor!

On yedi yaşında bir genç kaç öğün yemek yer ve neler yemek ister sizce? Oğullarınızdan biliyor olmalısınız!

İş yeri kapanıp da, zorunlu emekli olan, emekli maaşıyla kira, elektrik, su, telefon, ki sabit ücreti kullanımından vallaha da fazladır, ödediğinde on yedi yaşındaki oğluna ne yedirir sizce?

Background’u olmayan bir kadın olsam, dün akşam gelen telefondan dolayı çok heyecanlanırdım, sizin İzmir’e geleceğiniz gün, saat ve yeri bildiren bir telefon bildirisinden sonra Gündoğdu Meydanı’na gitsem, derdimi anlatsam, bir çare olur mu acaba derdim!

Öyle bir background’um var ki sayın başbakan, ağlaşmak yakışmaz!

İşsiz kalmak da!...

Tam da deneyimlerimi kullanacak zamandayken atıl kalmak… Hoş, otuzlu yaşlarda olanlarda işsiz, boş… Kaç çocuk demiştiniz, pardon, üç müydü, Allah uzun ömür versin, bir tanesine bakamıyoruz, sahi oğullarınız tatlı istedi de, geçiştirdiniz mi?

Kredi kartı ile ucuzlukları takip edip alıyorum, on yedisindeki oğlumdan daha değerli değil ya!

Sahi, tatlı, meyve, et ve sebze aldım diye biriken borçlarımı son birkaç aydır tamı tamına ödeyemedim, korkarım bu gidişle aradaki farkı kapatmam bile çok zor, üzgünüm, dürüstsüzlük, yani namussuzluk yaptım, sırf ekmeğe muhtaç olmayıp, on yedisindeki oğluma tatlı da aldım!...

Gülgün Karaoğlu
Mart,15/09