- Kategori
- Öykü
Nar çicekleri
Şoför müziği açtı " şu karşı ki dağlar" diye kulağıma ince bir ses geliyor du benim içim bağırıyor du, acı başka bir olay bu vücudumu sarsıyordu, hayatın bana yol vermesi için zamandan kopmam gerekiyordu.
Taşıt bozuluyor şoför her yerde durmak zorunluğunda kalıyordu insanlar tedirginlik içinde şaşkın konuşmalar yapıyorlardı. Yol bitmeyecekti..
Üzüm bağlarını geçerken yapmak istediğim aşk şarapları aklımda tekrar iz bıraktı..
Ne güzel hayalim vardı, bana aşkın şarabını yaptıracaktı, aşk isterken bağ bozumu üzümlere baka kalıyordum..
Gözüm hızlı hızlı geçen güneşin çiçekleri tarlalarındaki korkuluklara takıldı, kendimi onların yerine asılı hissetmek istiyordum..Bedenim korkuluk olmalıydı sabit öyle boş yere bakar gibi hissetmeden...
Mısır tarlalarının yanında atlar gördüm, onlar için yapılmış çittin içinde koşuyorlardı; aklıma göremediğim yaban atları geldi boğazıma düğümler diziliyordu nefes almakta zorluk çekmeye başladım vücudum uyuşuyor gözlerim sislenmeye başlıyordu, sağ elimin yan tarafa doğru düştüğünü algılamıştım... Bir buruk ses iyisisiniz diyordu yüzümde ıslaklık etrafta kolonya kokusu geliyordu gözümü açtım cevap veremedim gözlerimi kapatıp açtım o cevap diye düşündüm...
Otobüs duruyor kalkıyordu bitmeyen yol bana bir şey mi diyordu.. Bu acıyı içindem çıkacağını bilsem orada inerdim hiç adını bilmediğim köy, kasabaya yolculuk yapardım. bu belirsizlik düşüncelerinde kurtulmak isterken Güneşin çiçekleri yol gösterirdi bana, sarı renkleriyle onların baktığı yöne doğru gittiğimi anladim. Kahveren giden geldim ona doğru yolculuğumu aklımda benimle oynadı....Benim sevgilim, aşkı tattığım, yazdıklarımda, çizdiklerimde mırıldandığım şarkılarda senden uzaklaşarak bir ömür geçirdim
sevgiliden sana doğru yollarımda
Nar çicekleri senin yerine bana günaydın diyordu.
Kırık dağları sırtıma yüklemiştimki ben hiç bitmemiş gibi sen vardın yanımda, o ilk bakış gözlerinden bana kalan , yaşayaçaksın ta gözlerimde derinlerinde senin için o üzümleri ellerimle sıkıcam, gözlerimden dökülen damlalar karışak beraber demlenecekler ...
Hoşcakalın kaybettiğim zaman,
ellerimde sahipsiz kalan kadehler
sarıldığım boş hatıra boş çerceve
dermanı nedir bulamadığım yara
bilmediğim hangisi gerçek hangisi yalan dünya
Elimden işte şimdi oldu dediğim, hep kaybettiğim
Hoşcakal hiç kaybetmek istemediğim zaman
B.Ekim