Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Nar tanesi hasretler biriktirdim aganta derken hayata

Nar tanesi hasretler biriktirdim aganta derken hayata
 

Oyalar işledim düşlerimin ucuna,
Lila rengi gecelerinin
Gerçeklerine örttüm çocukça ki
Uzanıp güneyden bozkıra
Nefessiz yüreklerin sevişmeleri
Ağlatmasın yokluğunun tortusunda…


Ayrılıkların başkenti… Hüzünlerin başkenti derdim ya hep, bak doğruladı beni şehrim…

Olmadı, yenildik sevgili… GERÇEKLER 1 - AŞK 0 ! ! Oysa aşkın masumiyetine inandık biz… El değmemiş duygularımızı birbirimize saklamışız meğer bunca yıldır… Kimselere göstermediğimiz duygularımızı cömertçe serptik birbirimizin yüreğine ki sevda olup şiir olup dile geldi hepsi…


Okşadı gözyaşlarım kelimelerini
Lirik yansımasında sevişlerinin...
Görece ' ayrılık ' bu yaşanan
Ufku dar bakışlarda !
Nektarını içtik oysa biz bu aşkın
Aganta derken hayata...

Biliyor musun en çok uzaklıkları sevdim uzaklık biziz diye... Sevmenin beklemek olduğunu anladım, yalnız geceler sağanak olup yağarken ak saçlarıma…

O masum sevdamdır gülümseten,
Lümpen sohbetlerin
Gecelerine katlanırken beden...
Uzaklarda atar bu yürek,
Nafile gülüşlere inat
Aykırı gözlerimde doğarken sen...


Özlerken, özlemken tepeden tırnağa içimde sürüp giden kasırgalarla kendimden başka kimseye zarar vermedim oysa…
Gözlerinin karasevda kokusu doldururken yüreğimi nasıl da şaşırırdım her sabah uyandığımda seni sever bulunca kendimi…

Olmasa yaşananlar,
Lut gölü yalnızlığında
Gülüşlerim üşür müydü böylesine
Uykularım silinir miydi geceden
Nar tanesi hasretler biriktirir miydim
Ayrılık voltasını adımlarken adında…


Oysa bu gece, yarım kalmış sevinçlerime ayrılığın koyu gölgeleri düştü… Kiralanmış düşlerin arasından kayıp gitti umutlar hayaller…

Olsaydı keşke,
Labirentlerimde
Gezinen bir tutkulu sevda gezgini…
Usulca aydınlatırdı
Nazlı yalnızlığımın karanlığını…

Kabul et sevgili, yarınsız, hesapsız, beklentisiz sadece bu günü yaşamamıza bile katlanamadılar… Ve ayrılığı karşılamaktan başka çare bırakmadılar bize…

Onulmaz çığlıklarımı
Lal ettiyse sevdan,
Geceymiş günmüş ne gam
Ucunda sesin oldukça...
Nazlı kavuşmalara katar
Ayrılıkları da sen bilir severim yaşadıkça...


Nasıl ki ömrümüz hep başkalarının mutluluğu adına feda ettiğimiz, hep ertelediğimiz günlerimizle, düşlerimizle doluysa; bir de yaşanmamış sevdamızı katarız yaşayamadıklarımıza…


Oyunbozanlık yapsa da yaşam,
Lekesiz kaldı
Görkemiyle yaşanan...
Utkuyla sararken ruhumu bakışların,
Neyzenler sustu
Arafta kalan bu aşkın coşkusundan...


Kışa durmuş duyguların ayazında, yeter ki onlar mutlu olduklarını zannetsinler riyakâr birlikteliklerinde... Ne gam! !

Olmasa yansımalar,
Lal olurdu yürek
Gizin isyanında…
Uçurum çiçekleri dönüşürken
Nesli tükenen sevdalara...

Sevtap Özkahraman

(15/01/2009 – Ankara)

 
Toplam blog
: 121
: 745
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

1958 Balıkesir doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu..