Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '10

 
Kategori
Blog
 

Narçiçeği… Bu dünyadan sen de geçtin…

Narçiçeği… Bu dünyadan sen de geçtin…
 

Bu gün öğleden sonra fark ettim seyir defterindeki acı haberi…

Şaşırdım, üzüldüm, darmadağın oldum.

Daha bir hafta önce mesajı gelmişti: …Tedavi görüyorum. Pes etmedim. Sizi haberdar ederim diyordu mesajında. Eşinize selamlar. Hoşça kalın diyerek bitirmişti.

Ben biraz daha uzunca yanıt vermiştim ve sabırsızlıkla mesajıma yanıt bekliyordum.

Telefon ederek rahatsız etmek istememiştim. Bu yüzden sabırla bekliyordum. Mesajı gelmediğini biliyordum ama gene de mesaj kutuma girip kontrol ediyordum.

Onu yazılarından tanımış ve sevgi duymuştum. Bir gün rahatsızlığını öğrenmiş ve hiç çekinmeden kendisine ulaşmıştım. Biz de benzer bir hastalıkla mücadele ederken ona da yardımcı olabilirim, hiç değilse destek olabilirim diye düşünüyordum. Hastalığının detaylarını öğrendim ve kendimiz için yaptığımız bir araştırma sırasında rastladığımızın yöntemin Nergiz hanımın tedavisinde kullanılabileceğini düşündüm.

Yakın bir şehre giderek yöntemi sorguladım. Ama istediğim sonucu alamadım. Kendisine (gereksiz bir umut olmasın diye) detaylardan söz etmemiştim. Ama araştırmaya devam ettim. Olmadı, olmadı, olmadı.

Sık sık haberleştik. Eşimin iyileşme haberini önce ona verdim. Çok sevinmişti. Ona güç verdiğimizi düşünerek ben de sevinmiştim.

Aynı mesajında göreceği bir tedavi için araştırma yaptığını söylüyordu. Ben de araştırdım ve Hacettepe hastanesinde bu tedavinin en iyi şekilde uygulandığını öğrenip kendisine bildirdim.

Ağustos sonlarında Ankara’ya gelmiş.

Sevgili eşiyle birlikte küçük atölyemizi onurlandırdılar. Yanında bir de minik armağan vardı: Bu Dünyadan Sen de Geçtin… Yeni çıkan kitabını sevgiler sunarak uzattı bize.

Hemen okudum ve düşüncelerimi olduğu gibi kendisine aktardım. Çok beğenmiştim. O kadar zarif bir yanıt vermişti ki, teşekkür ederken beni onurlandırıyordu…

Yeni çalışmaları olduğunu, tedavinin yorgunluğunu attıktan sonra devam edeceğini söylüyordu. İkinci kitabını merakla bekliyordum.

Uzunca bir sessizlik dönemi oldu. Çok merak ediyordum ama rahatsız ederim kaygısıyla arayamıyordum.

Onunla ilginç bir telepati kuruyorduk. Ne zaman onu düşünmeye başlasam mesajı gelirdi. İşte son mesajı yine onu düşündüğüm günlerde gelmişti.

Tüm mesajlarında direneceğini, mücadele edeceğini söylüyordu. Gerçekten de başardı. Kendisini Ankara’dan yolcu ettikten sonra tedavi sonuçlarını bir doktor arkadaşım vasıtasıyla incelettim. Doktor tedavinin başarılı olduğunu, başka bir hastanın bu noktaya kadar gelmesinin mümkün olmadığını söylemişti. Çok sevinmiştim, çok…

Sizler de yaşamışsınızdır. Bir insana hiç beklemediğiniz bir yakınlık duyarsınız. Sanki kırk yıllık tanıdık gibi seversiniz onu. Görüşmeseniz de, yüz yüze gelmeseniz de ona derin bir saygı ve sevgi hissedersiniz. Bunun nedeninin bilemezsiniz. Zaten bilmeye de gerek yoktur.

Burada bu yakınlığı duyduğum kişilerden biri de Nergiz Suzan Şanlıalp idi.

Sadece bir kez gördüm. Ama yazılarından ve mesajlarından defalarca görmüş gibi tanıdıktı benim için.

Hakk’a yürüdüğünü öğrendiğimde şaşırdım, sersemledim, darmadağın oldum. Oysa seyir defterindeki haberi görmeden az önce bu akşam neşeli bir şeyler yazmayı düşünüyordum.

Tek kelime düşünmeden sayfayı kapattım. Kaçarcasına uzaklaştım MB sayfasından. Nergiz hanım gibi dost gördüğüm bir arkadaşımla kısaca paylaştım duygularımı. Bir daha tek kelime yazamadım. Gözlerimden süzülen yaşlara hâkim olamadım. Kapımı kapatıp sessizce ağladım.

Şu an bile zor yazıyorum.

Aylardır her 15 günde bir, bir dostu uğurlamak sarsmış beni.

Oysa ölüme inanmam ben. Sonsuzluğa inanırım.

Ruhun özgürlüğü olduğuna inanırım ölümün…

Ağlamam bu yüzden.

Yakarcasına üzülmem…

Üzüldüğüm ölüm değil, gidenin yapmak isteyip de yapamadıklarıdır…

Duymak isteyip de duyamadıklarıdır.

Hissetmek isteyip de hissedemedikleridir…

Ölüme inanmam ben…

Sonsuz huzura inanırım.

Sevgiliye kavuşmak olduğuna inanırım.

Sevgili Nergiz Suzan Şanlıalp sevgilisine gelin oldu.

Buna sevinirim. Buna inanırım.

Ve onun için yüreğimin en derin yerinden “nurlar içinde olsun” diyerek dualar ediyorum.

Onun için rahmet diliyorum.

Ve sevgili ailesi; size de dayanma gücü, sabır diliyorum…

Sevgili Narçiçeği; hissediyorsundur, buraya aktardıklarım gerçek duygularımın sadece yarısı kadardır.

Sen uzaktan uzağa dostumdun benim. Mesajlarını, güzel haberlerini dört gözle beklediğim güzel bir dostumdun.

Uğurlar olsun sevgili dost… Yolun nur dolsun…

Eşime selamını da, vefatını da söyleyemedim. Nasıl söylerim bilemiyorum. O da sevmişti seni. O da çok saygı duymuştu.

Duyduğunda çok üzülecek. Söyleyemiyorum bu yüzden.

Anlıyorsun beni değil mi?

Anlarsın! Biliyorum…

Sevgimle...

 
Toplam blog
: 90
: 2099
Kayıt tarihi
: 27.05.07
 
 

Yaşayacağım yıllar yaşadıklarımdan daha az... Öyleyse "adam gibi yaşamalı" diye düşünüyorum. Kola..