Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '18

 
Kategori
Tarih
 

Nargudan Bayramı Noel Olmuş

Türklerde Nargudan Bayramı
Hristiyanlarda Olmuş NOEL

Yeni bir yıla daha girmemize günler var. Rabbimden isteğim yeni yılın SEVGİ yılı olması. Huzurlu bir yıla girmemiz, sevdiklerimizle, dostlarımızla birlikte mutlu olmamız ve çokça çalışmamız.

Bizler Noel’i kutlamıyoruz.
Bizler yeni bir yıla daha girdiğimiz için şükrediyoruz.

Zaten yılbaşı geleneği bir Türk geleneğiymiş.
Bu bayramın adı da NARGUDAN bayramıymış.
Biz Türklerden, Hun akınıyla taşınmış. Önce Avrupa’ya sonra da tüm dünyaya…

Sonrasında da Nargudan törenlerini Hazreti İsa’nın doğumuyla ilişkilendiriyorlar. Ve Noel kutlamaları diyorlar.
Aslında Biz Türklere ait olan Güneşin Doğuşunu simgeleyen bir bayram.

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Noel Bayramı’nın çok eski Türklerde;
“Yeniden Doğuş-Çam Bayramı” olarak kutlandığını ve yılbaşının Türk geleneği olduğunu söylemiş. Noel’in geçmişteki adının ‘Nargudan’ olduğunu belirtmiş.

“Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir ‘Akçam Ağacı’ bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor ve buna ‘hayat ağacı’ deniyor. Ülgen, insanların koruyucusu; sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor. Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor. Bu, güneşin yeniden doğuşu; bir ‘yeni doğum’ olarak algılanıyor. Türkler bu bayrama ‘Nardugan’ diyor. Nar; güneş, tugan ise ‘doğan’ anlamına geliyor. Türkler, güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu, büyük şenliklerle ‘Akçam Ağacı’ altında kutluyorlar.”

Bu konuda Bilim Araştırmacı Haluk Tarcan da;
“İslam öncesinde Türkler, en uzun gece olan 21 Aralık’ta çam ağacı altında toplu yemek yiyor ve merasim sonunda çam ağacını yakıyorlardı. Altay Dağları eteklerinde yaşayan küçük gruplar ve Türk köylerinde bu gelenekler devam ediyor. Avrupalılar, son yıllarda kendilerine özgü bir kültü kökü yaratmak için Asya’da araştırmalar yapıyorlar. Noel kutlamaları Anadolu’da Hristiyanlığı yaymak isteyen Aziz Saint Poul tarafından M.S 60 senelerinde bizim coğrafyamıza taşınıyor. Noel, Avrupalılar tarafından uydurulmuş ve Türklerden çalınmıştır.”

Bu işin ustaları ne diyorsa odur.
Ben her zaman söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim.

İbn-i Hassul ne demiş;
“Cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiçbir kavim yoktur. Cenab-ı Hakk onları aslan sıfatında yaratmıştır.”

Ünlü Tarihçi Hammer’in de sözlerini iletmeden yazımı bitirmek istemiyorum.
“Türk, Heredot’tan, Tevrat’tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkemi, sükûnet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.”

İnceledikçe şaşırıyorum, araştırdıkça mutlu oluyorum.

“Türk’ler muhakkak ki, Avrupa tarihinin ve yakın Asya tarihinin bildiği en halis efendi millettir. Kayzerling

Mustafa Kemal Atatürk;
“Ne Mutlu Türküm Diyene’yi boşuna söylemiş olabilir mi?


Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....