Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '09

 
Kategori
Kültürler
 

Nart Bahtraz

Nart Bahtraz
 

Tanrılarla savaşacak denli özgürlüğüne düşkün bir halkın destanıdır; Nart Destanı. Kuzey Kafkasya’da yaşayan toplumların ortak ürünüdür, Nartlar adı ile anılır. İ.Ö. VII. Ve VIII. Yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Kuzey Kafkasya Destanlarında işlenen kahraman tiplerinin en korkusuzu, en güçlüsü, en sevileni Nart Bahtraz'dır. Her Çerkez lehçesine göre farklı isimler alır. Kabardey lehçesinde Bahtraz’dır. (Batraz) benim de büyük büyük dedem Kabardey.

Nart Bahtraz çelikten yaratılmıştır, hiçbir güç onu yenemez, korkutamaz onu, hileyle üstesinden gelinebilir ancak. Bir gün büyük bir fırtına sonucu kıyıya vuran bir bebek bulur çobanlar ve alıp büyütürler; adını "Bahtraz" koyarlar. Bu olay Nil Nehrine bırakılan Hazreti Musa motifi ile de benzerdir. Kuzey Kafkasya'dan Orta Doğu’ya ve Akdeniz havzasına inen Çerkes boylarının Akdeniz kültürüne kazandırdıkları bu motif, giderek tek tanrılı semavi dinlerdeki anlatımlarda da yerini almıştır.

Bahtraz Antik Yunan'da ise Herakles adı ile karşımıza çıkmaktadır. Herakles'in Kaf-Dağı’na çivilenen Prometheus'u kartalı vurup kurtarışı motifi ile Nesren Jak'e'nin aynı şekilde Bahtraz tarafından kurtarılışı motifleri çakışmaktadır.

Bahtraz kötülerle savaşının yanı sıra, yeri gelir tanrısal güçlerle de savaşır, insanlara ateşi yeniden getirmek için uğraşır. Bir başka Nart kahramanı Nesren Jak'e tanrılara karşı gelmiştir, ateş için.. Ateşi tanrıların elinden alarak insanlara vermek için, bunu tanrılar katına çıkmak için değil, bir insan olarak, insan adına ve insan uğruna yapmıştır.

Oysa Tanrıların gazabından korkan insancıklar, tanrılara yaranmak için onu Elbruz dağına çivilerler. Bir kartalı da üzerine salarlar. Sabahtan akşama kadar, Nesren'in ciğerlerini gagalar bu kartal. Ancak güneş batınca yaraları kapanmaktadır. Ertesi gün yine ayni işkence sürer, gider. Bu hal her gün böyle sürerken, Bahtraz, O'nun yardımına koşar, kartalı öldürür. Kötülük Tanrısı Pako´yu da yok ederler. İki Nart kahramanı tanrıların elinden ateşi alırlar. Ellerinde ateş ile dönerler, yurtlarına…

Bu destan insanların ateşi henüz yeni tanıdıkları çağlara uzanmaktadır.

Bahtraz Kuzey Kafkasyalıların dilinde, şarkısında ve şiirinde yüzlerce yıldan bu yana yaşamını sürdürmektedir.

*****

Bahtraz’ın Doğuşu

Bir gün gençlerin yaşlılara hizmet ettiği, sağlıklıların geldiği, düşkünlerin el üzerinde taşınıp getirildiği bir şölen düzenlenmişti, Nart köyünde. Bir coşku hüküm sürmekteydi akşamdan bu yana.

Nartların hayvanları da sürüler halinde yanlarındaydı. Dağlar vadiler nartların görkemli şölenini kıskançlıkla izliyordu.

Böylesi bir şölenin dönüşü, Hemıst’ın karısı, Hemıst’ın sırtını dönmesini istedi, bir taraftanda söyleniyordu;
"senin gibi güçlü ve çevik bedenli bir oğul baba ocağında doğsun daha iyi,
deniz suyu ile çeliklensin; güçlensin,
bir şey istemiyorum tek dileğim bu! "

Hemıst gözünü açıp kapayıncaya kadar kadın bir anda Hemıst’ın sırtındaki çelik beşmeri yardı, alevli kıvılcımlar saçan dölünü iki kürek kemiği arasına bırakıverdi. Beşmeti dikkatle dikti, yelmeyi düğmeledi.

“Şimdi tez Bilge Satana’ya koş!

Ara vermeden dikkatle günleri saysın.

Dokuzuncu ayda çocuğumuz dünyaya gelecek.

Ancak fazla acı çekmemek için Hemıst deniz kıyısına gideceksin Satana ile birlikte.

Bıçağı alarak ağırlaşan sırtını orda yarsın.

Çocuğu iyice çeliklenmesi için deniz suyuyla uğuldayan girdaba bıraksın.”

Vedalaşmaya fırsat bulamadan Hemist, karısı atıldığı gibi denizin dalgalarına, suyun dibinde yitip gitti sonsuza dek.

Hemıst gözleri yerde evinin yolunu tuttu, çocuğunu taşıyordu iki kürek kemiği arasında. Göğsünü yakan ateşle evine doğru yürüdü.

Evinde başını yerden yere vurmaya başladı. Hemıst’in içindeki fırtınayı sezen Satana endişe içinde yanına koştu, sevgi dolu: “Ah güneş parçam söyle“ dedi, “niçin kederlisin, neden vurup duruyorsun başını duvarlara?”

Hemıst başına gelenleri Bilge Satana’ya anlattı.

O günden sonra satana tüm zamanını telaşla, günleri ayları saymakla geçirdi durdu. Cesur Hemıst’ın sırtı hızla şişiyordu. Gelişiyordu bebek, iki kürek kemiği arasında. Doğum sancıları da başladı çok geçmeden. Sırtı kamburlaşmıştı, kıvranıyordu acıyla. Hareketsiz cansız geçiyordu günleri. Sonunda vakit geldi, kardeş Satana Hemıst’e döndü şöyle dedi:

“Ey güneş parçam, çocuğun vakti geldi.

Denizin uğuldayan kıyısına gidelim hemen.

Bıçağımla sırtını orda yaracağım.

Çelikleyeceğiz çocuğu deniz suyu ile.”

Tez elden deniz kıyısına yürüdüler. Hemıst uzandı yüzükoyun kumsala. Satana eğildi tüm hünerini göstererek Hemıst’ın şişkin sırtını beline kadar yardı. İçinden bir kor gibi ayakları dibine düştü Bahtraz. Alev alev parlıyordu gözleri.

Satana güçlü kollarıyla çocuğu tuttuğu gibi denizin köpüklü dalgalarına bırakıverdi. Koca deniz bir anda kurudu, sıcaktan. Çocuk hala çeliklenememişti tümüyle…

Hemıst’le eve getirdiler bebek Bahtraz’ı. Hemıst’ın yarılan sırtını onarsın diye haber saldılar demirci Kurdalegon’a. Nartların dostu Kurdalegon oturmuş çekicine uçuyordu kuş gibi bulutların arasından. Süzüle süzüle sona yeryüzüne indi.

Kocaman bir ateş yakarak Hemıts’ın sırtındaki yarığı güzelce kapattı ve çekicine oturduktan sonra hızla Yüce Nartların evine doğru uçtu gitti.

Eski günlerine yeniden kavuşmuştu Hemıts. Rahatlıkla taşıyordu göğsündeki yelmeyi.

Nartlarla çıkıyordu artık, bir yıl süren uzun yollara.

Çelik göğüslü Bahtraz’ın doğduğu günden beri bir türlü çare bulamadılar karnını doğurmaya. Bebeklerini emziren tüm Nart anaları Bahraz’a sütanneliği yapıyordu ama onu doyurmak mümkün değildi.

Bahtraz zayıflıktan nerdeyse ölecekken annelerinde sağlığı bozulmuştu. Sonunda baba Hemıts’ın Bahtraz’ı insanın yaşamadığı uzak bir yere götürmesine karar verildi. Onu bırakıp dönecekti.

Hemıst çaresiz çıktı yola, oğlunu kollarına alarak korkunç üzüntülü buz kaplı dağ yarığına usulca bıraktı.

Akıl almaz bir olay gerçekleşiyordu buzlar içinde. Bahtraz’ın göğsündeki korkunç sıcaklık asırlık buzları eritmeye başlamıştı bile. Bhatraz açlıktan soluk soluğa yalıyordu buzulları, delice…

Tanrıların(alemin koruyucuları Donbettırların) oğlu Wragom buldu o halde Bahtraz’ı, kavalı ile peşinden sürüklediği geyik sürüsünün dişi geyikleri besledi onu. Bahtraz öylesine saldırdı ki dişi geyiklerin süt dolu memelerine, dudaklarını ayırmak mümkün olmadı. O günden sonra Wragom şafakla birlikte hep taşıdı geyik sürüsünü Bahtraz’a. Hiçbir zaman bırakmadı onu, arkadaş oldular…

Bahraz ölümüne kadar insanların ve tanrıların kötüleriyle savaştı. Ölümü düşmanlarının hilesi, tanrıların yardımı ile tek zayıf olduğu ortama çekilerek mümkün oldu.

*****

Uygarlık, ateş ile başlamıştır. Uygarlığı, ateşi insanoğluna taşıyan ister Sosrikua, Nesren veya Prometheus olsun, ister Abritskil veya Amiran olsun, bu destan kahramanlarının hepsi Kafkasya’nın, tüm dünyanın "Kaf-Dağı" olarak bildikleri o cennet ve masal ülkesinin çocuklarıdır. Bu kültür bu ülkede yaşayan ve tarihin bilinen çağlarından bu yana bu ülkenin gerçek sahibi olan Çerkezlerin ürettiği kültürdür.

Nart destanlarının araştırılması, derlenmesi ve yayımlanması Sovyetler Birliği dönemi ile sınırlı kalmış olsa da, dünya mitolojileri arasında hak ettiği yeri almıştır.

Nart destanlarının ortaya çıkış tarihini tam tamına saptamak mümkün olmamakla birlikte, karşılaştırmalı olarak yapılan birçok analiz, destanların IÖ VIII. yüzyıl ile IS XIV. yüzyıl arasında geniş bir dönem içinde yaşadığını, biçimlendiğini ve zenginleştiğini göstermektedir. Destan mitoloji ve efsane öğeleriyle dolu olmasına karşın, yaşanılan dönemlerin sosyokültürel özelliklerini gerçekçi ve güçlü bir anlatımla bizlere aktarır.

Nart destanî, konularının özgünlüğü ve içerik zenginliği bakımından Ilyada, Odysseia, Kalevala, Roland'in Ezgisi, Şehname, Nibelungen, Ramayana gibi dünya mitolojisinde yerini almış destanlar kadar yetkindir.

Nart destanlarının araştırılması, derlenmesi ve yayımlanmasına 140-150 yıl kadar önce başlanmıştır. 1870'li yallarda V. F. Miller, V. B. Pfaf gibi bilim adamlarının XX. yüzyılın ünlü nartologlarından Kuzey Kafkasyalı Hadagatle Asker, Sortan Askerbiy, Meremkul Vladimir, V. I. Abayev ve Fransız dilbilimci Georges Dumesil Nart destanları üzerinde derin araştırmalar yaparak birçok destan metnini gün ışığına çıkarmış ve kendi yorumlarıyla süsleyerek bizlere çok değerli yapıtlar kazandırmışlardır.

http://www.circassiandiaspora.com/video/video/1865/Mercury-Apsini

http://www.circassiandiaspora.com/video/video/1871/Nalmes-Nartlar

http://www.circassiandiaspora.com/video/video/885/Sharat%C4%B1n-Abhaz-Efsanesi-Ney-%C4%B0le-Apsuwa

http://www.circassiandiaspora.com/video/video/1803/najeguler-4 :))


Kaynak: Nartlar YKB yn.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..