Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '18

     
    Kategori
    Eğitim
     

    Nasıl Akıllı Olunur

    Anasınıfında staj yaparken başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Çocukları oyun oynamaları için parka çıkardığım sırada, bir çocuğun dengesiz bir şekilde yani hem çok hızlı hem de salıncağı sağa sola eğecek şekilde sallandığını gördüm. Ağırlığını dengede tutmuyordu. Onu o şekilde görünce düşecek diye çok korktum.

    Hemen yanına gidip salıncağı tuttum ve “Eğer böyle sallanırsan düşebilirsin. Kolunu, bacağını ya da kafanı kırabilirsin. Canın çok acır. Bu yüzden sağa sola yatırmadan dengeli sallanmalısın!” dedim. Peki, öğretmenim dedi. Açıklamamın onun için etkili olduğunu düşünmüştüm. Tekrar sallanmaya başladı. Bu sefer doğru şekilde sallanıyordu. Ben de diğer çocuklarla ilgilenmeye başladım. Tabi arada ona bakıyordum. Kontrol etmek için bir daha baktığımda yine aynı şekilde salıncağı sağa sola yatırarak hızlı bir şekilde sallanıyordu. Uyarımın çok ta etkili olmadığını gördüm.

    Onu koruyamayacağı düşündüğüm için onun yanına gidip salıncaktan indirmek istedim. Çünkü diğer çocuklarla da ilgilenmem gerekiyordu. Sadece onun yanında duramazdım. Oysa o sadece onunla ilgilenmemi istiyor. Kendini sürekli her şeyde merkeze koyuyordu. İstediği bir şeyi yapmayınca, “Sen benim istediğimi yapmıyorsun, babam evde her istediğimi yapıyor,” diyor ve ağlıyordu.

    Bu çocuğa çok üzülüyordum. Babasına da çok kızıyordum. Çünkü çocuğunun her istediğini yaparak ona iyilik yaptığını sanıyordu. Oysa ailede bir bireyin her istediği olsa bile bu toplum içinde gerçekleştirilemez ve birey bundan olumsuz etkilenir. Onu salıncaktan indirmek için yanına gittim ve indirdim. Tabi o tekrar binmek istedi ben de onun yanında durup sadece onunla ilgilenemeyeceğim için salıncağı yukarı kaldırarak salıncağa ulaşmasını engelledim ve “Sen doğru şekilde sallanmıyorsun. Bu yüzden sallanmana izin veremem,” dedim.

    O da kendini yerlere vurarak ağladı. Onun ellerinden tutup gözlerine bakarak, “Yeter artık akıllı olur musun?” dedim. O da ağlayarak, “Akıllı nasıl olunur, ben bilmiyorum öğretmenim,” dedi.

    O an o masum bakışları yüreğimi delip geçti sanki. Akıllı kavramının onun gelişim düzeyi için soyut olduğunu anladım ve açıklayıcı şekilde anlatmaya çalıştım. Ona daha önce yaptığım açıklama yeterli olmamıştı. Bu sefer farklı bir şekilde yaklaştım ve onu korumakla görevli olduğumu anlatmak istedim. Ona, “Burası ev değil, burası okul. Bak başka çocuklar da var. Ben hepinize bakmak zorundayım. Hepinizle ilgilenmem gerekiyor. Anne ve babalarınız seni ve arkadaşlarını bize bırakıp gidiyorlar. Biz de sizi tekrar onlara verene kadar korumak zorundayız. Bu yüzden senin böyle düşebilecek şekilde yani kolunu, bacağını ya da kafanı kıracak şekilde sallanmana izin veremem! Beni anladın mı?” dedim. “Evet, öğretmenim” dedi. Sarıldık ve anlaştık.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 178
    Kayıt tarihi
    : 06.04.18
     
     

    İlkokulu bitirip sekiz yıl gibi bir aradan sonra açıköğretimden ortaokulu okudum. Daha sonra açık..