Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '20

 
Kategori
Deneme
 

NASIL BİR EĞİTİM?-4

Eğitim bir lisanslama ya da bir işi yapabileceğine dair yeterlilik alma sürecidir. Bu lisanslama bizzat kalite standartlarını ortaya koyanların öngörmüş oldukları değerlendirme ölçütleri üzerinden ortaya konulmaya çalışılan üretimde, satışta ve hizmet sektörlerinde endüstri toplumunun ihtiyaç duyduğu insanı yetiştirme sürecidir. En azından hedef koyanlar bunu doğrudan böyle ifade etmeseler de öncelikli ve asıl hedef budur. Aynı zamanda bu eğitim sürecinden geçirilen kişiler günümüzde baş döndürücü şekilde gelişen teknolojiye adapte olmak ve teknolojiyle yarışmak zorundadırlar. Eğitim sanayileşmenin en nihayetinde devasa boyuttaki sanayi kollarının işlemesi, çarkların dönmesi için elzem bir araçtır.

Dünyada gelişmiş endüstriler ve bebek endüstriler olmak üzere genel olarak iki düzey ortaya çıkarmıştır. İşlerin bir şekilde tekelinin elitlerin elinde olduğu bir düzende kabul edelim ya da etmeyelim görünen haliyle küçük endüstriler büyükler içindir. Onlar için ucuz iş gücü üretirler, onlar için çalışırlar. Bu durum tabiri caizse çevredeki akarsuların tamamının bir baraja dolması gibidir. Barajı en nihayetinde dolduran küçük su kollarıdır, onlar hep beraber birleşip devasa barajları doldurmakla görevlidir. Burada nasıl ki küçük su kollarının baraja dolmamak gibi bir iradesi yoksa küçük ülkelerin sanayi kuruluşlarının da ne yazık ki böyle bir şansı yok denecek kadar azdır. Öyle ki gelişmiş bir ülkedeki çok uluslu şirket günümüzden yüzlerce ülke büyüklüğündedir ve yine ister kabul edelim ister kabul etmeyelim dönen bir dünya ekonomik sistemi varsa ve bunu hareket ettiriyorsa bu devasa çok uluslu şirketler bu çarkı döndürüyorlar. Eğitimden sağlığa, sağlıktan tarıma, tarımdan sanayiye hemen her konuda bu şirketlerin istediği şeyler oluyor ve kurallara uymayanları birçok hizaya getirme araçlarıyla düzene sokma kabiliyeti şu yüzyıldan kesin olarak onların elinde ve kontrolünde. Yukarıdaki iddia yeniden tekrarlanacak olursa; söz konusu yapıların bir cebindeki para miktarı ile dünyada birçok ülkenin ekonomisi yerle yeksan olabilmekte, yönetimler bir anda değişmektedir. Kurallarının yüzlerce yıl önce yazıldığı alenen belli olan düzen, mevcut yüzyılda dünyanın öne çıkan hemen her konuda ne iddia ediliyorsa onun sahibi ve patronudur.

Çok iddialı bir paragraf olduğunun farkındayım; yeterince karamsarlık içinde olan düzene biraz daha karamsarlık tohumları saçmanın elbette kimseye bir faydası yoktur diye düşünülebilir. Öte yandan bilimsel bir problemi değil, ilkokul seviyesinde bir problemi çözerken dahi kurallar vardır. Nedir bu kurallar; verileri tam ve doğru olarak ortaya koy, istenenleri eksiksiz olarak anla, istenenlerle veriler arasında bağlantı kur, istenenleri verilenlere göre bul demek olan problem çözüm tekniği, eğitim seviyesi arttıkça daha karmaşık problemlerin çözümünü yapmak ve gerçek hayata uygulamak demek değil midir? O halde insanın yetiştirilmesiyle ilgili bir konuda da ciddi ciddi kafa yormak, bir değil, binlerce farklı bakış açısına sahip insanın kafa kafaya verip düşünmelerini sağlayarak sağlam bir multidisipliner bir yapı oluşturmak şarttır. Elbette günümüzde kendi ülkesi için bir eğitim tasarlamak bu yüzyılda, söz konusu yapıda hiçbir ülkenin harcı değildir. Öncelikle uluslararası kabul gören lisanslama merkezlerinin onayını almaksızın yapılacak bir çalışma çöp mahiyetinde olacağı gün gibi ortadayken, hemen her gün her ülke sözde kendi eğitim sistemlerini geliştirmek için uğraşmakta ancak görülen odur ki eğitim sistemleri yalnızca bizde değil, tüm dünyada kriz halindedir. 2010 yılında Almanya’da katıldığım bir eğitimde en çok intihar eden meslek grubunun o yıllarda öğretmenler olduğu iddia edilmişti. Her geçen gün kendini daha bir değersiz hisseden bir eğitim camiası gerçeği bugün sadece ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorumudur.

Bilgi son onlu yıllarda katlanarak arttığından bugün öğrenilen her bilgi daha öğrenilmeden eskimektedir. Bilgiye yetişmek için hemen herkesin koşması gerekmektedir, bu koşuşturmaca hali bir zaman sonra insanda nasılsa yetişemiyorum elimdekilerle idare edeyim havası oluştururken birçok ülkede eğitimciler kazanılan bakımından öyle sanıldığı kadar fevkalade değildir. Öğrenmek isteyen için tüm iletişim kanallarının açık olduğu dünyada diğer birçok mesleği olduğu gibi öğretmeni de işlevsizleştirmekte ve gelecekte daha da fazla işlevsizleştireceğini bilmek için çok fazla düşünmeye gerek yoktur. Öğrenmek isteyen biri için günümüzde her yer sınıf ve binlerce kütüphane kendisine bir tuş kadar yakın mesafededir. Burada kişinin kendisinin ne istediğini tespit etme sorunu vardır. Bu sorununu çözen bir kişinin günümüzde neredeyse öğrenemeyeceği şey yoktur.

Günümüzün insanının ihtiyaçları da günden güne değişmektedir. İhtiyaçlarını kendisinin tespit ettiği şüpheli olan insan, günümüzde her zamankinden fazla dış etkenin etkisi altındadır. Bu bağımlılık etkisi ona sürekli bir yetersizlik eksiklik durumu, sürekli bir mutsuzluk hali vermesi yine eğitimle çözülecek bir problem olmakla birlikte, yetersizlik, eksiklik duygusunu giderebilen insan dahi büyük bir kazanç olacaktır. Öyle ki günümüz dünyasında dış görünüşünden ötürü eksikliğini gidermek kendisini iyi hissetmek istemesinden ötürü dünya ekonomisinin ciddi bir kısmı, (zayıflama kilo alma, estetik) oluşan bu pazarda dönmektedir.

İnsan hiçbir çağda olmadığı kadar hızlanan bu dünyada bir şeylere yetişmek zorunda hissetmektedir. Yarışma halindeki insanın yarış standartlarını sadece kendi hızı değil, bulunduğu ülke, bölge, coğrafya ile paraleldir. Bir yandan nüfus artarken iş imkânları aynı şekilde artmamakta, çeşitlenmemektedir. Hemen her gün dünyada hareket halindeki yeni insan kitleleri para ile takas edecekleri bedensel ve zihinsel kapasitelerini daha düşük seviyelerde satmaya zorlanmaktadır. Öte yandan insanların yerine ekmek istemeyen su istemeyen şikâyet etmeyen robotlar yapıldığında insanların durumu ne olacaktır? Hızla artan nüfus, bu kadar insan ne işe yarayacaktır ve ne ile oyalanacaktır? Tüketimle, bir takım faaliyetlerle oyalanan insan, pazarın elemanı olarak kendilerine verilen rolleri yerine getireceklerdir.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..